BIST 9.420
DOLAR 34,42
EURO 36,35
ALTIN 2.832,80
HABER /  GÜNCEL

9 bin sayfayı okuyan var mı?

"Bakanların kararlarını müsteşarları ile birlikte alacağı hükmü getiriliyor" diyen Akşam yazarının ilginç tespitleri var.

Abone ol

Kamuoyuna zafer olarak lanse edilen Annna Planı gerçekten Türkiye'nin diplomatik bir başarısı mı? Bu soru herkesin zihinlerini meşgul ediyor.

Konu ile ilgili çeşitli görüşler var. 9 bin sayfalık planın ayrıntılarını çoğu kimse bilmiyor. Ancak planın ayrıntılarını okuyan yazarlar da var. Akşam yazarı Yavuz Gökalp Yıldız planın kuzeyin statüsünü değiştireceğine inanıyor.

Yazar çok çarpıcı bir ayrıntıyı okurlarına sunuyor. İşte bir küçük örnek:

Anlaşma, iddia edilenin tersine, üniter ve işlevsel bir Rum devleti yaratmaktadır. Bu, 9 bin sayfayı bulan yasalarda gizli. Bir örnek... Yasal düzenlemede Bakanlık müsteşarlarının tümünün Rumlar'dan olacağını öngörülüyor. Bakanların kararlarını müsteşarları ile birlikte alacağı hükmü getiriliyor. Yalnızca bu düzenlemeyle bile 'Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti (BKC)' yönetsel açıdan Rumlar'ın kontrolüne geçmiş oluyor.

Garantörlük, kıta sahanlığı ve eğitim konularında da alehyte ve belirsiz konuların olduğunu söyleyen Yıldız, ileride sorunların Türkiye'nin karşısına çıkacağını belirterek şu uyarıları yaptı.

KKTC ile Türkiye arasında yapılan anlaşmalar Annan Planı'na dahil edilmedi. Bu anlaşmalardan biri, KKTC'de üniversitelerin Yükseköğretim Kurulu tarafından tanınan denkliği ile ilgili. Bu anlaşma Plana dahil olmadığı için KKTC üniversitelerinden alınan diplomaların geçerliliği tartışmalı olacaktır.

Bunlar gibi birçok eksiklik ve istikrarsızlığı tetikleyecek düzenleme var. Annan Planı'nın uygulanması halinde çatışmaya varan sorunların çıkacağını da söylemek mümkün.

Planın uygulanmasıyla adada çözümlenemeyen ve çözümü aksayan sorunlar çatışma riskini artıracaktır. Farz edelim herhangi bir sürtüşme çıktı. Plana göre kuzeyde görev yapan 2700 polis asayişi sağlamaya yetmedi. BM barış gücü olaya müdahale etti. Ancak başarılı olamadı ve birçok uygulamada görüldüğü gibi bölgeden çekildi. Bu durumda ne olacak?

Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti, (BKC) AB üyesi devlet olduğundan adada bulunan Türk askeri kuvveti, İncirlik üssündeki ABD askeri kuvveti statüsünde olacaktır. Bulunduğu üsten çıkıp Türklerin haklarını koruması mümkün değildir.

Rum milli muhafız ordusunun olaylara müdahalesine kim karşı çıkabilecek? Diyelim ki, Yunan askerleri Rum üniformasıyla adada konuşlandılar. Bunlara kim dur diyebilecek? AB'yi arkasına alan Yunanistan'a Türkiye nereye kadar karşı çıkabilecek? Bu durumda Türkiye geri adım atmak zorunda kalmayacak mı?

Öte yandan kıta sahanlığı ve karasuları BKC'nin yetkisine bırakılıyor. Türkiye, Ege'deki gibi Doğu Akdeniz'de de bu alanlarda sorun yaşamayacak mı?

Bu sorular üzerinden düşünmek gerekmez mi?