89 yıl önce yaşanan olayda, Enver Paşa Alman gemilerine izin vererek Osmanlı'yı savaşa sokmuştu.
Abone olİngilizlerden kaçan Alman Goben ve Breslav zırhlılarına Enver Paşa'nın emriyle sahip çıkılmış, ancak bu iki geminin Rusya'yı bombalaması üzerine Osmanlı savaşa girmişti. Amerika'nın Irak'a karşı Kuzey Cephesi açmasına imkan sağlayan tezkerenin Meclis'te kabul edilmemesine rağmen ABD'nin olduğunu öne sürdüğü "B Planı"nı devreye sokmaması akıllara çeşitli sorular getiriyor. ABD askerlerinin Türkiye'de konuşlanmasına izin veren yetki tezkeresinin Meclis'te kabul edilmemesine rağmen, ABD'nin, İskenderun Limanı ile Mardin başta olmak üzere Güneydoğu'daki hazırlıklarını sürdürmesi dikkat çekiyor. ABD'nin, güneyden vurmanın "maliyet, kayıp ve süre hesaplarını alt üst edeceği" gerekçesiyle kuzey cephesinde ısrar ettiği belirtiliyor. ABD'nin bu hazırlıkları, "oldu-bitti" ile 1914 yılında Osmanlı Devleti'nin 1. Dünya Savaşı'na sokulmasına neden olan "Yavuz ve Midilli Olayı"nı akla getiriyor. 45 bin ABD askeri kalacak Yetki tezkeresinin Meclis'te kabul edilmesi halinde ABD Türkiye'de 62.000 askeriyle birlikte 255 uçak ve 65 helikopter konuşlandıracaktı. ABD'nin Türkiye'de konuşlandıracağı askerlerin 17.000'ni Kuzey Irak'a geçireceği 45.000'ninin ise destek güç olarak Türkiye'de kalmasının planlandığı öğrenildi. ABD'nin güneyden vursa bile Kuzey Irak'ı kontrol altında tutabilmek için 45.000 askerinin Türkiye'de lojistik destek sağlamak üzere konuşlanması zorunluluğunun bulunduğu belirtiliyor. ABD'nin "B Planı"nı devreye sokmamasının en büyük nedeninin "maliyet" olduğu, ABD'nin Irak'ı güneyden vurması halinde maliyetlerinin 10 kat artacağı, kayıpların ve savaşın süresinin hesaplanamayacağı belirtiliyor. Oldu bitti hazırlığı endişesi Amerika'nın İskenderun Limanı'ndaki askeri araçlarını kara harekatı için karargah olarak seçildiği iddia edilen Mardin'e doğru nakletmeye başlaması Kuzey Cephesi'nin açılacağı şeklinde yorumlanıyor. ABD'nin planını 1. Dünya Savaşı'ndaki Yavuz ve Midilli Olayı'na benzeten kaynaklar, "ABD'nin Kuzey'den Irak'a saldırması halinde Türkiye'nin savaşa sürüklenebileceğini" ifade ediyorlar. Yavuz ve Midilli olayı neydi? 1. Dünya Savaşı öncesi, Osmanlı Devleti "seferberlik ve silahlı tarafsızlık" ilan ederek savaşa girmeme kararı almıştı. Ancak Akdeniz'de İngilizlerden kaçan Gooben ve Breslav adlı iki zırhlı Alman savaş gemisi, Sultan Reşat, Bakanlar Kurulu ve Dışişleri Bakanı'nın haberi olmadan, sadece Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın emriyle 11 Ağustos 1914'de Çanakkale Boğazı'ndan içeri alındı. İngiltere, Rusya ve Fransa'nın tepkisi üzerine zor durumda kalan Osmanlı Hükümeti, "Daha önce İngilizlere iki gemi sipariş ettik ancak parasını verdiğimiz halde alamadık. Onların yerine bu iki gemiyi satın aldık" diyerek gemilere "Yavuz" ve "Midilli" adlarının verildiğini ve Osmanlı donanmasına katıldıklarını açıkladı. Yavuz'un komutanı Alman amiral Souchon da Osmanlı donanması komutanlığına atandı. Almanlarla gizli anlaşma Osmanlı donanması ile ortak eğitim yapan amiral Souchon, Marmara'da yeterli eğitim yapılamadığını öne sürerek donanmanın Karadeniz'e çıkması için Osmanlı Başkomutanlığı'ndan izin istedi. Ancak bu istek 20 Eylül 1914'de Bakanlar Kurulu'nda reddedildi. Almanya'nın baskısı ile Başkomutan Vekili Enver Paşa, "aynı gün Boğaz'a dönmek" şartı ile amiral Souchon'a "sözlü emir" verdi. Amiral Souchon 5 Ekim'de Karadeniz'e çıkarken, Enver Paşa da Almanlar'la 21 Ekim'de Osmanlı Devleti'nin Almanya yanında savaşa katılmasına dair gizli bir protokol imzaladı. Protokola göre Rus filosu bir baskınla imha edilecek ve Karadeniz'de üstünlük ele geçirilecekti. Sait Halim Paşa'nın çabası 29 Ekim 1914'te amiral Souchon komutasındaki Yavuz zırhlısı, savaş ilanı yapmaksızın Ruslar'a ait Sivastapol ve Novorosisk limanlarını top ateşine tuttu. Başbakan Sait Halim Paşa'nın Rusya nezdindeki tüm barış çabalarına rağmen, İngiltere, Rusya ve Fransa'yı, Osmanlı'ya savaş açmaya ikna etti. Bunun üzerine Ruslar 1 Kasım 1914'te Kafkasya'dan sınırı geçerek fiilen Osmanlı'ya savaş ilan etti. İngiliz ve Fransız savaş gemileri de 3 Kasım 1914'te Çanakkale'yi topa tutmaya başladı. Böylece, Osmanlı İmparatorluğu fiilen savaşa girdi. Savaş sonunda Osmanlı, Türkiye toprakları hariç, tüm Ortadoğu ve Arabistan ile Avrupa ve Kuzey Afrika'daki topraklarını kaybetti. Kaynak: Yenişafak