Van Kalesi’nin güneyinde bulunan eski Van şehrinde yürütülen kazı çalışmalarında 800 yıllık sokaklar gün yüzüne çıkarılıyor.<br/>İstanbul Ün...
Abone olVan Kalesi’nin güneyinde bulunan eski Van şehrinde yürütülen kazı çalışmalarında 800 yıllık sokaklar gün yüzüne çıkarılıyor.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında Van Kalesi’nin güneyinde bulunan eski Van şehri kazı çalışmaları devam ediyor. Kurtuluş Savaşı sonrası Rus işgaliyle yerle bir olan eski Van şehrinde sürdürülen kazı çalışmalarında ortaya çıkan sokaklar kazı ekibini heyecanlandırdı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında sürdürülen kazı çalışmalarında geçen yıl jeoradar ve elektromanyetik yöntemle tespit edilen sokaklar, bu yıl kazı yapılarak gün yüzüne çıkarılıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı adına eski Van şehrinde yaptıkları kazı çalışmalarının İstanbul Üniversitesi, Van Valiliği ve Aygaz Genel Müdürlüğü tarafından desteklendiğini ifade eden Konyar, “Aslında kazıya başlama noktası olarak biz daha çok anıtsal yapıların çevresindeki alanları açmaya karar vermiştik. Bu anlamda Hüsrevpaşa ve Kayaçelebi Camileri 16’ncı ve 17’nci yüzyılda yapılmış eski anıt eserler. Bunların çevresindeki alanlarda kazı çalışmalarımızı başlattık. Açıkçası tabii ki büyük bir sürprizle karşılaştık. Bu kadar erken mimari dokuyla kentin dokusuyla karşılaşacağımızı düşünmüyorduk. Hemen toprağın 30-40 santim altında zaten yüzeyden de yapı grupları algılanabiliyordu. Açtıktan sonra gerçekten büyük bir sürprizle karşılaştık çünkü sokak yapısı ve binaların önündeki taşlık alanlarla karşılaştık. Çok düzenli bir yapı gurubunun olduğunu gördük. Burası muhtemelen kamusal bir yapı. Eski Van’a ait bir çarşı ya da bir kamusal bina da olabilir burası. Tam dönemini şimdiden kestirmek zor. En azından 20. yüzyılın başlarına kadar, kent terk edilinceye kadar kullanıldığı anlaşılıyor. Arnavut taşı kaplı oldukça geniş bir caddesi var. Caddenin doğuya doğru uzandığını görüyoruz. Caddenin her iki tarafında da dükkanların, sivil mimari alanların ve ya kamusal alanların önündeki kaldırım diyebileceğimiz alanlar mevcut. Bu anlamda oldukça gelişmiş mimari görüyoruz dönemine göre. Eski Van’ın şöyle bir önemi var. 12. yüzyıldan itibaren Türk İslam dönemi başlıyor. Yaklaşık 800 yıllık bir süreçte yerleşmeye sahne oluyor. 800 yılda bir Türk İslam kentinin gelişimini göstermesi bakımından Anadolu’da açıkçası bu tür kentlerin çok fazla örneği yok. O anlamda oldukça önemi olacak bu kent dokusu. Özellikle Türk İslam sivil mimarisinin ortaya çıkarılması ve anlaşılması adına önemli olacak. Bugün birçok kentimizin modern mimari ile eski dokusunu kaybettiğini görüyoruz ama burada 20. yüz yılın başında terk edildiği ve yeni Van’a taşındıkları için burada bir Osmanlı kentinin özgün dokusunu görebileceğiz, ortaya çıkaracağız. Bu anlamda heyecan verici” dedi.
Eski Van kentini Anadolu’nun ‘Pompei’si gibi gördüğünü ifade eden Konyar, “20. yüz yılın başındaki çatışma ortamı ile kent aniden terk ediliyor. Her şey bir nevi olduğu gibi ortada bırakılıyor. O anlamda aslında 20. yüzyılın başındaki özgün durumunu ortaya çıkaracağız. Kent büyük bir yıkım görüyor. Bir çatışma ortamı yaşanıyor ve terk ediliyor. Belki bu anlamda Anadolu’nun ‘Pompei’si demek eski Van için bence abartı olmaz. Zaten ilk 15 günde ortaya çıkardığımız görüntü de biraz öyle bir görüntü sunuyor bize. Çatışma ortamının arkeolojik kanıtları en azından görünmeye başlandı. Yanmış binalar, terk edilmiş evler. Bu açıdan bu kazının bu anlamda da birçok noktaya açıklık getireceğini düşünüyorum” şeklinde sözlerini tamamladı.
(İHA)