Küresel güçler, zengin enerji kaynaklarına sahip Kutup Bölgesi'ne olan ilgilerini giderek yoğunlaştırıyor. Nedenlerini enerji uzmanı Cüneyt Kazokoğlu yazdı.
Abone olGeçtiğimiz hafta Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı John Kerry, ABD'nin Arktika için bir elçi atayacağını açıkladı ve sınırları Kuzey Kutup Dairesi ile çizilen bu bölgenin ABD için öneminin altını çizdi.
Bu adımın arkasında yatan neden, Arktik bölgesine sınırı olan 8 ülke (ABD, Kanada, Norveç, Finlandiya, İsveç, Danimarka, İzlanda ve Rusya) tarafından 1996 yılında oluşturulan Arktik Konseyi'ne 2015-2017 yılları arasında ABD'nin başkanlık edecek olması.
Zengin petrol ve gaz rezervleri
Arktika hakkında yapılmış en kapsamlı araştırmalardan 2008 tarihli ABD Jeolojik Araştırması'na göre, bu bölgede 90 milyar varil petrol, 47 trilyon metreküp doğalgaz ve 44 milyar varil de doğalgaz sıvısı rezervi mevcut.
Bu rakamlar, 2013 itibariyle dünyanın kanıtlanmış petrol rezervlerinin (1,7 trilyon varil) yaklaşık % 6'sına ve daha önemlisi, dünyanın kanıtlanmış doğalgaz rezervlerinin (187 trilyon metreküp) dörtte birine denk.
Mukayese gerekirse, Arktika'daki rezervler Türkiye'nin petrol tüketimini yaklaşık 330 yıl, doğalgaz tüketimini ise bin yıl karşılayacak seviyede.
Bu kaynakları bu derece önemli kılan unsur ise, önümüzdeki onyıllar boyunca, yenilenebilir enerjide ne kadar artış olursa olsun, çok büyük bir buluş gerçekleşmediği sürece, fosil enerjinin hayatımızdaki yerinin pek de değişmeyeceği.
Uluslararası Enerji Ajansı'nın öngörülerine göre, bugün dünyadaki toplam enerji tüketiminin % 80'den fazlası fosil kaynaklardan.
Bu oran 2040'lar yaklaşırken ancak %75 civarına inecek. Bilhassa doğalgaz tüketiminde öngörülen büyük artış, bu yüzyılın ortalarında dahi insanlığın tüketeceği enerjinin yarıdan fazlasının fosil yakıt olacağına işaret ediyor.
Arktika'daki bütün kaynakların yarıdan fazlası Rusya'nın, beşte biri ise ABD'nin egemenlik sahasında. Rusya, halihazırda dünyanın en büyük petrol ve doğalgaz ihracatçılarından biri. Dolayısıyla Rusya'nın bu bölgedeki kaynakları, bu konumunu daha uzun yıllar korumasını sağlayacak.
Dünyanın petrol ve doğalgaz tüketimi içindeki payı % 20'yi aşan ve halen net enerji ithalatçısı konumundaki ABD ise, son yıllardale azalan dışa bağımlılığını düşük seviyede tutmak (veya net ihracatçı olabilmek) için yeni kaynaklara muhtaç.
ABD'nin kaya üretimi sonrası hazırlığı
ABD petrol ve gaz üretimi açısından büyük bir atılım yaşıyor.
Gerek artan enerji verimliliği, gerek ekonomik yavaşlama nedeniyle 2005'ten beri petrol tüketimi 2.5 milyon varil/gün düşerken ham petrol üretimi aynı sürede yaklaşık 3 milyon varil/gün arttı. Keza doğalgaz üretimi, 2005 yılından beri 180 milyar metreküp arttı.
1997'den beri ilk defa geçen yıl ithal ettiğinden fazla petrol üretmeyi başaran ABD'nin kendi kendine yeterliliğini arttıran ve daha da arttıracak olan bu gelişmelerin, çok etkileyici olmakla beraber, uzun süreli olmaları da beklenmiyor.
ABD hükümeti, kaya petrol üretiminin 2021'den itibaren, yani sadece 7 yıl sonra, azalmaya başlayacağını öngörüyor. Dolayısıyla Arktika'daki petrol rezervinin %65'ine sahip ABD için uzun vadeli enerji güvenliği açısından bu bölgenin önemi çok büyük.
Kuzey kutup dairesinin içi, ne Rusya, ne ABD için yabancı bir saha değil.
Rusya, 1960'ların başında, Batı Sibirya'nın kuzey kıyılarında Yamalo-Nenets bölgesinde petrol üretimine başladı.
ABD'de ise bugüne kadar keşfedilmiş en büyük petrol sahası olan Alaska'daki Prudhoe Bay, Arktika'nın içinde. 1968 yılında bulunan, 1977'de üretime başlayan saha, halen Türkiye'nin tüketiminin dörtte üçüne denk üretim yapıyor.
Artan Gemi Trafiği
Arktik bölgesinin küresel ısınmanın da bir sonucu olarak erişilebilir olmasının bir diğer sonucu da küresel gemi taşımacılığında yaratacağı değişim.
Örneğin dünyanın en büyük limanlarından Hamburg ile Shanghai arası Süveyş Kanalı üzerinden yaklaşık 20.000km iken, Kuzey Deniz Hattı tabir edilen Arktik rotası üzerinden sadece 14.000km. Benzer bir kısalma Doğu Amerika-Asya rotasında da mevcut.
Haliyle hava koşulları nedeniyle sadece Temmuz-Ekim ayları arasında açık olan bu hatta kısa süre öncesine kadar her geminin Rusya'dan özel izin alması gerekirken, Rusya'nın "Northern Sea Route Information Office" (Kuzey Deniz Rotası Bilgi Bürosu) ile bürokrasi yükünü azaltması sonucu ciddi artış oldu.
2010 yılında sadece 4 geminin geçtiği Kuzey Deniz Hattı'nı, geçen yıl 71 gemi kullandı.