BIST 9.303
DOLAR 38,18
EURO 43,60
ALTIN 4.085,16
21°İstanbul

8 Mart

Bismillahirrahmanirrahim

Memleket özlemi ağır bastı!

“Reis vatana hizmet edecek evlatları çağırıyor.” dediler.

Babam ısrar etti.

18 yıl sonra döndük geldik memlekete.

Ben sanıyorum ki ülke 18 yıl önce bıraktığım gibi duruyor.

Bir gün Karaman’dayız.

Hanımla Karaman’ın kalabalık caddelerinden birinde yürüyoruz.

Bizimki elimi tutmak istiyor ama oralı olmuyorum. Bu ısrar ediyor. Baktım olmayacak “Burası Türkiye ey kadın! Bırak şu lakırdıyı. Burada öyle yollarda laubali yürünmez.” diye terslemiş bulundum.

Yani bunu söyledik, hanımı küstürdük.

Yolda yürümeye devam ediyoruz. Ama içimde en ufak bir pişmanlık yok. Daha aradan beş dakika geçmedi.

O sırada karşıdan iki erkek geliyor.

Önce yanlış gördüm herhalde diye gözlerimi kırpıştırdım. Ama yok.

Adamlar el ele tutuşmuş.

Hem de nasıl bir tutuşma. Sanki evlendirme dairesinden az evvel çıkmışlar.

Elim böğrümde yolun ortasında kalakaldım.

İlk şoku atlattıktan sonra kendi kendime “Ne halt ettik biz.” dedim demesine ama oğlumun annesinin gözleri boncuk boncuk.

Baktım olmayacak, “Ey kadın! Beni affet ver şu elini tutayım” demiş bulundum…

Gerisini tahmin etmek zor değil.

Sofraya oturuyoruz. “Ey herif! Burası Türkiye burada böyle yemek yenmez.” Ekmeği bölüyoruz “Ey civan bakışlım!  Burası Türkiye burada ekmek böyle bölünmez.” Elimize tuzluğu alıyoruz. “Ey kaytan bıyıklım! Burası Türkiye burada yemeğe böyle tuz atılmaz.”…

Ara ara hâlâ nüksetse de çok şükür “Burası Türkiye” mevzusu azaldı.

Bu konu önemli.

Nisa taifesi denince akan sular durmalı.

Yıllar yıllar önce yine Bişkek’teyim…

Şehirde garip bir hareketlilik var.

Çiçekçilerin sayısı artmış.

Her taraf süslenmiş.

Bizi de Sovyetler Birliği’nin tezgahında yonttukları için kadınlara kapı açmayı, kalabalık sıralarda öncelik vermeyi, dolmuşta otobüste yer vermeyi biliriz bilmesine de bir değişiklik var.

Mesela kapılar açılıyor ama bununla iktifa olunmayıp kırmızı halılar seriliyor. Dolmuşlarda kadınlara düğündeki gelin muamelesi yapılıyor.

O günlerde sınıf arkadaşlarımla Mira caddesinde yolun karşısına geçecek olduk. Bayram değil seyran değil arabalar durdu.

Baktım kızlar kikir kikir gülüyor.

Ben ki Anadolu’nun yanık bağrından çıkıp gelmiş Orta Asya’nın en yakışıklı erkeği, yanımdaki kadınların böyle gülmesi asabımı bozdu. “Bakın!” dedim kızlar. Düştük bir yola, gidiyoruz beraberce, yanınızda ben varken öyle kikirdemeyin ciddi olun biraz, saçınızı başınızı yolarım!”

Ben kızdıkça bunlar daha fazla neşeleniyor.

Şimdi anlıyorum.

O gün bana yedi yaşındaki çocuk muamelesi yapmışlar.

Meğer 8 Mart geliyormuş.

Kutlamalar bir hafta önce başlamış. Sonra dikkat ettim. Gerçekten de trafik hangi ahval ve şeraitte bulunursa bulunsun, karşıdan karşıya geçmeye hamle eden bir kadın varsa bütün otomobiller duruyor.

Nisa taifesi bu. Fırsatı kaçırır mı? Yoldan bir geçişleri var. Şoförler neredeyse arabalardan inip selam duracak.

8 Mart günü koca koca amcaların ellerinde buket buket güllerle oradan oraya koşuşturmalarını izlemek hayli eğlenceliydi.

O gün âdet olduğu üzere yemekleri erkek tarafı yaptığı için lokantalar dolup taşıyor, paket servis filan yani öyle bir gün ki yeri geliyor paranın hükmü kalmıyor.

Bir arkadaş vardı. Sevgilisini ve annesini, kafasındaki plana göre kutlamak için altı ay önceden para biriktirmeye başlamıştı.

Bizim de Ramazan ve Kurban adında iki bayramımız var. Kutlayan kaldı mı bilmiyorum.

Ama yani ne yapacaksın!

Önceden çocuklar şeker toplardı. Şimdi yanında velisi olmadan şeker toplamaya çocuk gönderilmez oldu!

Neyse yazı amacından sapmadan toparlayayım.

Bu hem bir kutlama hem de özür yazısı.

Allah’ın bana aslan gibi bir oğlan hediye etmesine vesile olan “Ey güzel kadın! Kadınlar günün kutlu olsun. Ver elini tutayım.”

Kaytan bıyıklılara, kirli sakallılara ve bilumum “ev direklerine” sesleniyorum. Kaç yaşında olurlarsa olsunlar. Çiçek alalım! Yemekleri biz yapalım. Şiir yazalım. Kapıları açalım, gerekirse kırmızı halı serelim. Pahalı hediye alalım. Pahalı.

Kadınlara toplum olarak böyle davranmaya devam edersek yakında bıyıkları çıkacak. Söylemedi demeyin!

Aman ha! Otomobil süren okurlarımı şiddetle uyarıyorum. “Burası Türkiye…” Centilmenlik yapıp “Yol vereyim!” demeyin. Siz durursunuz başka arabalar durmaz, sonra “Görmedik etmedik.” filan muhabbeti olur.

Bütün kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun!

Dünyaya getirdiğiniz letafet için size minnettarız…

Son Söz

“Onlarla güzel geçinin.” (en-Nisâ, 19)

 

Close menu