İngiliz gazetelerinin baş sayfaları bu sabah ağırlıklı olarak Afganistan'da dün düzenlenen saldırıda ölen altı İngiliz askerine ayrılmış. Gazeteler ayrıca, ABD'de yapılan Süper Salı seçimlerini de geniş şekilde değerlendiriyor.
Abone olİngiliz gazetelerinin baş sayfaları bu sabah ağırlıklı olarak Afganistan'da dün düzenlenen saldırıda ölen altı İngiliz askerine ayrılmış.
2001 yılından bu yana Afganistan'da görev yapan İngiliz ordusunun kayıpları, ölen son askerlerle 404'e yükseldi.
'Ne yazık ki başka ölümler de olacak'
Times "Aileler yasta, Genelkurmay Başkanı 'Sinirlerinize hâkim olun' diyor" başlığıyla çıkmış bu sabah...
Ölen askerlerin ardından Times gazetesi için bir yazı yazan İngiltere Genelkurmay Başkanı David Richards, Afganistan'daki operasyonların 11 Eylül saldırıları ardından başladığını hatırlatıyor. Richards, yazısında "Afganistan, Afgan halkı yüzünden değil, çökmüş bir devlet ve işlemeyen devlet kurumları nedeniyle teröristlerin yuvası haline geldi. Son 10 yıldır bu kurumları yeniden inşa ediyoruz" diyor.
İngiltere Genelkurmay Başkanı'nın yazısı "Afganistan'daki işimiz henüz bitmedi. Ne yazık ki başka ölümler de olacak. Ancak biz, istikrarlı ve daha güvenli bir ülke teslim etmeye kararlıyız" sözleriyle sona eriyor.
Daily Telegraph iç sayfalarında geniş yer ayırdığı haberde askerlerin kullandığı zırhlı aracın Taliban bombalarına dayanamadığını anlatıyor. Gazete İngiltere Başbakanı David Cameron'un, 'kayıpların 2014'te Afganistan'dan çekilme takvimini etkilemeyeceği' açıklamasına da yer veriyor.
'Başarmak ölen askerlere borcumuz'
Gazete İngiltere Savunma Bakanı Philip Hammond'ın kaleme aldığı bir yazıyı da yayınlıyor bu sabah.
Hammond, 'Bu görevi başarıyla tamamlamak, yaşamlarını feda eden askerlere borcumuzdur' diyor ve Afganistan'da üstlendikleri görevin doğrudan İngiltere'nin güvenliğiyle ilgili olduğunu savunuyor.
Hammond, "Neden hâlâ Afganistan'da olduğumuzu sorgulayanları anlıyorum. Ama ulusal güvenliğimiz bu görevin başarısına bağlı" diyor.
Çıkış hızlandırılmalı
Independent gazetesi Afganistan'la ilgili değerlendirmesini başyazısında yapıyor.
"Afganistan savaşının sonu hızlandırılmalı" başlıklı yazısında gazete, saldırının ardından yetkililerin yaptıkları açıklamalara yer veriyor ve "Sonuç olarak birliklerin Afganistan'dan çıkış tarihi olan 2014 geciktirilmeyecek. Ancak amaç geride istikrarlı bir ülke bırakmaksa yapılması gereken bu. Aynı şekilde birliklerin geri çekilmesi erkene de alınmayacak. Eğer güvenlik durumunda büyük bir iyileşme olmazsa bu da zorunlu çekilme olarak değerlendirilecektir." diye yazıyor.
Son saldırının münferit bir olay olarak görülmemesi gerektiğini belirten gazete, "Afgan güvenlik güçlerinin eğitiminde ilerleme sağlansa da bu, eğittiğimiz, içimize sızan Afgan askerlerin bize saldırmasını, engellemiyor. Öte yandan Afgan hükümetinin ülkedeki otoritesinin arttığını gösteren bir gelişme de yok." diye yazıyor
Gazete yorumunu, "Karzai hükümeti Tailiban'la müzakere yapması gerektiğini söylüyor. Eğer Taliban’ın geri dönüşü istikrar için bir ön şartsa, İngiliz askerlerinin Afganistan'da kalması anlamsız. Afganistan'dan çıkış için 2014 tarihi, daha fazla ölüme davetiye çıkarmaktır. Çıkış hızlandırılmalı." sözleriyle noktalıyor.
10'da 6 başarı değil
Amerika Birleşik Devletleri'nde Cumhuriyetçi Parti’nin Başkan adayını belirlemekte önemli bir dönemeç olan Süper Salı seçimlerinin sonuçları da gazetelerde geniş şekilde değerlendiriliyor.
Guardian gazetesi, adaylardan Mitt Romney'nin 10 eyaletten altısını kazandığını belirtiyor ve eski Massachusetts valisinin kampanya ekibinin diğer adaylardan çekilmelerini istediğini, aksi takdirde bu iç mücadelenin Barack Obama'nın eline koz vermiş olacağını savunduklarını yazıyor.
Seçim sonuçlarını değerlendiren Guardian yazarı Gary Younge ise, yarışın önde giden adayı için 10 eyaletin altısını kazanmanın başarı olmadığını yazıyor.
"Amerikan seçim siyasetinde bile paranın satın alamayacağı şeyler var. Para büyük bir ekip kurmanızı, dev bir kampanya yürütmenizi ve dikkat çekmenizi sağlar. Ancak seçmen sevgisini satın alamaz" diyen Younge, "Mitt Romney örneğinde görüldüğü gibi, seçmen sizi bir türlü sevmiyorsa, yapacağınız tek şey, seçmenin diğer adayları da sevmemesi için olabildiğince para harcamaktır" görüşünü aktarıyor.
Times gazetesi de sonuçları değerlendirdiği yorum yazısında, "Cumhuriyetçilerin pragmatist ve ideologları arasındaki mücadele, seçilecek adayın Beyaz Saray’ı kazanıp kazanamayacağı sorusunu gündeme getirdi" diyor.
"Fazla alternatifi de olmadığı için Mitt Romney'nin Cumhuriyetçiler'in adayı olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Ancak Romney'nin parti tabanını kazanmakta çektiği sıkıntı, ülkeyi ikna etmekte karşılaşacağı sorunların habercisi" diyen Times, yazısını "Cumhuriyetçiler, Barack Obama'yla mücadele edeceklerine birbirlerini yaralamak için inanılmaz miktarda para harcıyorlar. Süper Salı'nın açık bir kazananı olmadığını söylemek çok doğru olmaz. Kazananın adı Barack Obama." sözleriyle noktalıyor.
Financial Times, yorum yazısında Mitt Romney'nin diğer adaylardan hiçbirini saf dışı edemediğini belirtiyor. Gazete Cumhuriyetçiler'in üç temel sorunu olduğunu yazıyor ve bunları şöyle açıklıyor:
"İlk olarak hiçbir aday Haziran'a kadar yarıştan çekilmeyecek. İç çatışma son ana kadar sürecek. Sonuçta adaylığı kazanacak olsa da, ikinci sorun Mitt Romney’nin, göçmen politikaları yüzünden Hispanik kökenli seçmenleri, diğer söylemleri nedeniyle de bağımsızları ve kadın seçmenleri kaybediyor olması. Ve son olarak partinin kendine çeki düzen vermesi için zaman daralıyor. Adaylar arasındaki husumete bakınca, partinin bu mücadeleden nasıl kazanç elde edeceğini görmek çok zor."