Brüksel'deki kritik AB zirvesi ve İngiltere Başbakanının karşılaştığı baskılar, Guardian: Putin artık hiçbir şey yokmuş gibi davranamaz, Pakistan'daki darbe dedikoduları ve havacılığın kül bulutu sorununa yeni çözüm
Abone olİngiltere gazetelerinde bugün en geniş yer bulan konu, bu akşam Brüksel'de başlayacak kritik Avrupa Birliği zirvesi ve zirve öncesi İngiltere Başbakanı David Cameron'ın durumu.
Guardian, Muhafazakâr Partili Cameron'ın hm kendi partisindeki Avrupa Birliği'ne şüpheyle bakan milletvekilleri, hem de Brüksel'in baskısı altında olduğunu söylüyor.
Muhafazakâr milletvekilleri, zirvede Lizbon Anlaşması'nda yapılacak herhangi bir değişikliğin, İngiltere'de referanduma götürülmesini talep ediyor.
'AB Komisyonu tepkili'
Cameron da Brüksel'e gitmeden önce, İngiltere ve Londra'nın finans merkezi City'nin çıkarlarını karşı gelen herhangi bir değişikliği veto edeceğini söylemişti.
Guardian, Brüksel'de Avrupa Birliği Komisyonu yetkililerinin Cameron'a kızgın olduğunu ve taleplerini 'uygunsuz ve bölücü' diye tanımladıklarını yazıyor.
Habere göre Alman bir yetkili de, Londra'nın finans merkezi City'yi, birliğin mali piyasalarla ilgili düzenlemelerinden muaf tutmanın solucanlarla dolu bir teneke konserveyi açmaya benzetiyor. Yetkili, bu durumun çok sayıda ülkeyi farklı taleplerini masaya koymaya teşvik edeceğini ve Lizbon Anlaşması'nın hızla değiştirilmesine engel olacağını vurguluyor.
'Öncelik krizin çözümü olmalı'
Independent da konuya başyazılarından birini ayırmış. Gazete, Cameron'ın önceliğinin Euro krizini çözmek olması gerektiği görüşünde.
"Ağırlıklı öncelik, borç krizinin çözümü ve Euro Bölgesi'nin geleceğinin garanti altına alınmasına verilmeli." diyen gazete şöyle devam ediyor:
Ama Cameron, zirve öncesi pratik ve hedefe odaklı bazı koşullardan bahsetti. Sanki koşul dikte etmeye gücü varmış gibi. Bu hafta, bu güce sahip olmadığı da açıkça görüldü. 17 ülkeli Euro bölgesi o olmadan da yoluna devam edecek. 17 ülkenin daha yakın mali politikalar belirlemesi ortak pazarı doğrudan etkileyecek. İngiltere karar alma mekanizmasının dışında kalmanın bedelini ödeyemez. İki hızlı bir Avrupa'nın yaratılmasını hızlandırmak da çıkarımıza değil. Çünkü Euro kullanmayan ülkelerin çoğu gelecekte ortak para birimine geçmek istiyor. Hem siyasi, hem de ekonomik anlamda her zamankinden daha büyük bir izolasyon riskiyle karşı karşıyayız"
İngiltere basını Rusya'da parlamento seçimlerinde usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla başlayan protesto gösterilerini de yakından izliyor.
Putin'in hatası
Guardian'ın Rusya'daki gelişmeleri analiz eden başyazısına göre, Başbakan Vladimir Putin'in en büyük hatası, Rusya Federasyonu Başkanı Dimitri Medvevev'le görevleri değişeceğini seçimden bir ay önce ilan etmesiydi. Dikkat çeken satırlar şöyle;
"Bu tavır seçmenleri aşağıladı, çünkü kendilerini lüzumsuz hissettiler. Bu, gözetimli demokrasi ya da seçimlerin yapıldığı otoriter yönetim konseptinin doğasından kaynaklanan bir çelişki. Siyasi seçkinlere istediklerinizi yaptırmak, yapmak istediklerinize oy bulmaktan daha kolaydır. Despotlar seçimleri bir ifade aracı olarak değil, övülme aracı olarak görür. Bir diktatör seçime yetki almak için gitmez, zaten yetkisi olduğuna inanıyordur. Putin daha ne yapacağına karar vermedi. Sorunları daha da kötüleştirme ihtimali büyük. Bunu, bir tür baskı ve günah keçileri bulma bileşimiyle yapabilir. Bir sonraki gösteriyi basınçlı suyla dağıtabilir ve göstermelik bir yolsuzluk davası daha düzenleyebilir. Diğer seçeneğiyse, seçimde verilen mesajı dikkate almak. Ama bunun da riskleri var. Sahtekâr ve dolandırıcılardan kendisini soyutlaması kolay olmayacak. Özellikle de kendisi de çok daha büyük ölçekte aynı şeyle suçlanabilir durumdayken. Kararı o verecek. Yapamayacağı şey ise, bütün bunlar olmamış gibi davranmak"
Pakistan'da darbe dedikoduları
Daily Telegraph da tüm diğer gazeteler gibi, dünya haberleri sayfalarında Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari'nin sağlık durumu ve ülkedeki darbe dedikodularına yer veriyor. Gazete, kalp krizi geçirdikten sonra Dubai'deki bir hastanede tedavi görmeye başlayan Zerdari'ye yakın isimlerin istifa söylentilerini reddettiğini belirtiyor.
Pakistan'ın Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçisi Hüseyin Hakkani'nin, üst düzey generallerin görevden alınması için Washington'dan yardım istenen bir memo yüzünden istifa ettiğini hatırlatan gazete, Zerdari'nin bu olayın ardından büyük bir istifa baskısı altında olduğunu kaydediyor.
Bazı uzmanların, Zerdari'nin sağlık durumu gerekçe gösterilerek, cumhurbaşkanlığına ordunun daha sıcak baktığı bir ismin getirileceğine inandığı vurgulanıyor.
Times'ta yer alan bir özel haber, geçen hafta İran toprakları üzerinde düşen ve İranlıların kendilerinin düşürdüğünü iddia ettiği Amerikan insansız uçağıyla ilgili.
İnsansız uçak için operasyon planı
Amerikan Ordusu'ndan bir kaynağa dayandırılan habere göre, Washington düşen insansız uçağı İranlılar ele geçirmeden geri almayı o kadar çok istiyordu ki, bunun için bir komando operasyonu hazırlığı bile yapıldı. Ancak, uçağın iranlıların eline geçtiği iyice anlaşılınca, savaş riski taşıdığı için operasyondan son dakikada vaz geçildi.
Haberde açıklamalarına yer verilen Amerikan Ordusu'ndan bir başka kaynak da, Afganistan'daki üslerden kalkan bu insansız uçakların Amerikan Ordusu'nun değil, Merkezi Haber Alma Teşkilatı CIA'in kontrolünde olduğunu söylüyor.
Sözkonusu kaynak, bu insansız uçakların askeri ve nükleer tesisler hakkında bilgi toplamak için, bir süredir İran üzerinde uçurulduğunu belirtiyor.
Kül bulutlarına çözüm
Geçen yıl, İzlanda'daki bir yanardağın patlaması sonucu oluşan kül bulutları nedeniyle, Avrupa'da uçuşlar iptal edilmiş, yüzbinlerce kişi mahsur kalmış ve havacılık endüstrisi milyarlarca dolar zarar etmişti.
Financial Times'taki habere göre ucuz maliyetli havayolu şirketi Easyjet, kül bulutlarının yoğunluğunu 100 kilometre mesafeden ölçebilen ve uçakların tehlikeli bölgelere girmemelerini sağlayan bir cihaz geliştirdi.
Uçaklara monte edilen cihazın, yoğun volkanik faaliyetlerin görüldüğü İtalya'daki Etna yanardağı ve Stromboli Adası üzerinde iki haftadır yapılan test uçuşlarında başarılı olduğu kaydediliyor.