Türban kararının 9/2 olarak çıkması, AK Parti’de ve kulislerde tartışılıyor..
Abone olZÜBEYİR KINDIRA
İNTERNETHABER
ANKARA- Anayasa Mahkemesinin türbanın iptaline ilişkin kararını 9’a karşı 2 oyla alması; Ak Parti kulislerinde tartışılıyor. Mahkemenin en fazla 7’ye 4 oranı ile karar alabileceğini hesaplayan ve açıklama ve girişimler ile bu sayıyı 6/5 şekline çevirmeye çalışan AK Parti, kararın lehinde 9 üye çıkmasıyla adeta şoka uğradı.
367'DE NE OLMUŞTU? |
Cumhurbaşkanlığı seçiminde oturumun 367 kişiyle açılacağı yönündeki karar Kılıç ile Adalı'nın muhalif kalmalarına rağmen 9 üyenin oyuyla alınmıştı. |
Kapatma davasının kabulü sırasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ilgili bölümün kabulünde 7’ye 4 oranı çıkmasıyla, kapatma davasının da bu rakam üzerinden gerçekleşebileceğini düşünen AK Parti çeşitli girişimler ve açıklamalar ile bu rakamın en kötü 6’ya 5 şekline dönüşmesini umuyordu.
NEDEN 9 KARŞI OY?
Ancak türban kararında AK Parti ‘karşıtı’ 9 üye olduğunun ortaya çıkmasıyla kafalar karıştı. Kulislerde, ‘karşıt üye’ sayısının 9’a yükselmesinde, etkili olan şu unsurlar konuşuluyor;
- AK Partinin Türkiye’yi ülke dışında şikayet etmesi.
- Yargının ağır sözlerle eleştirilmesi
- İddianamenin içeriğinde ‘alaycı’ bir tutum takınılması.
- Yargıtay ile hükümet arasındaki karşılıklı açıklamaların yarattığı gerginlik.
- Yargı ile ilgili düzenlemelerin, yargıya sorulmadan ve ulaştırılmadan AB’ye verilmesi
- Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında ileri sürülen söylentiler.
- Mahkemenin 367 kararında baskıya maruz kaldığı iddiaları.
- Anayasa Mahkemesi Başkan vekilinin dinlendiğine ilişkin iddialar ve gelişmeler.
- AİHM’nin 3 gün önce aldığı türban kararı.
- Yargıya karşı darbe anlamına gelecek girişim ve açıklamalar. Bunların başında Mahkeme’nin yapısını değiştirecek değişiklikler ve kapatmayı zorlaştıracak değişikliklerin masada durması geliyor.
POLİTİKALARINI GÖZDEN GEÇİRDİLER
Tüm bu unsurların Mahkeme üyelerini etkilediği ve bu nedenle türban kararının 9’a 2 oyla kabul edildiğini düşünen AK Parti kurmayları, izlenen politikaların yanlış olduğunu ve daha sağduyulu bir politika izlenmesi gerektiğini düşünüyorlar. Yapılacak değerlendirmelerde bu konuda yeni bir politika ve strateji belirlenecek.