BIST 9.390
DOLAR 34,44
EURO 36,39
ALTIN 2.833,84
HABER /  GÜNCEL

700 yıllık cesedin sırrı

Türbedeki ceset 700 yıllık... Mumyalanmadığı halde neden bozulmadı? Ceset incelenmek üzere üniversiteye götürüldü.

Abone ol Elazığ'ın Harput Mahallesi'ndeki Arap Baba türbesi içersinde bulunan ve mumyalanmadığı halde yaklaşık 700 yıldır bozulmayan ceset, incelenmek üzere Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürüldü.

Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün izni ile bilim adamları tarafından türbeden alınarak götürülen naaşın sırrı çözülmeye çalışılacak. Üniversitede yapılacak olan çalışmalarda, Arap Baba'nın kesin yaşı tespit edilecek.

ZİYARETÇİLERE AÇIK

Türbedeki ceset 700 yıldır
çürümeden kaldı. Bilim dünyası
bunun sırrını çözecek...


Elazığ'ın Harput Mahallesi'nde bulunan Arap Baba Türbesi'ndeki Arap Baba'nın naaşı, yıllardır ziyaretçilere açık tutuluyordu. Türbenin içinde cam bir bölmede sergilenen naaşın başında bir görevli duruyor.

Yeşil örtü ile üzeri kapalı olan naaşı görmek isteyenler örtüyü kaldırarak bozulmadan duran naaşı görebiliyordu. Naaşın kafa kısmı ise gövdeden kesilmiş olarak yanında duruyordu.

VALİ GÖMÜLMESİNDEN YANA

Elazığ Valisi Muammer Muşmal, Vakıflar Genel Müdürlüğünden gelen bir ekibin naaşta bozulma olup olmadığını incelemek için naaşı türbeden alıp Hastaneye götürdüklerini doğrulayarak, "Bir ara naaştan bir koku geldiği yönünde şikayetler oldu. Bunun üzerine Vakıflar Genel Müdürlüğü inceleme yapmak için böyle bir yola başvurmuş olabilir. İncelemeden sonra naaşı yerine bırakacaklar" dedi.

Naaşın bundan sonra açık olarak sergilenip sergilenemeyeceği yönündeki bir soruya ise Vali Muşmal, "Benim fikrim naaşın diğer cesetler gibi toprağa gömülmesinden yana. Müftü Bey de böyle olmasını uygun gördü. Ancak buna bilim adamları karar verir" diye konuştu.

Mumyalanmadın bugüne kadar
kalan ceset, incelemeden sonra
büyük olasılıkla toprağa defnedilecek.
Ancak henüz kesin karar verilmedi.


ARAP BABA KİMDİR?

Bazı kaynaklara göre Arap baba Harput velilerinden. Gerçek adı Yusuf olup, babasının adı Arabşah'tır. Hayatı hakkında fazla bir bilgi yoktur. Doğum tarihi ve yeri belli değildir.

On üçüncü asırda yaşadığı rivayet edilen Arap Baba, Harput'un fethi için gelen Selçuklu kumandanlarından olup, aynı zamanda büyük bir velidir.

İslamiyeti yaymak için bazan kılıç kullanan Arab Baba çoğu zaman insanlara doğru yolu göstermek için vaaz ve nasihatlerde bulundu. Sık sık, "Kılıçla geldim kalemle gideceğim" dediği belirtiliyor.

Vefat tarihi de belli değildir. Arab Baba'nın türbesi 1279 tarihinde yapılmıştır. Türbenin alt katında kabir odası, üst katında ise ziyaret edilen sanduka vardır. Arab Baba'nın kabrinin bir özelliği de naaşının herkes tarafından görülebilecek şekilde açıkta olmasıdır.

Türbe içinde üzeri yeşil kumaşla örtülü camdan bir sanduka içerisinde bulunan Arap Baba, çürümemiş cesedi ve kesik başı ile büyük bir ilgi toplamaktadır. Çürümemiş cesedi görmek isteyen ziyaretçilere, sandukanın örtüsü açılarak gösterilmektedir.

ARAP BABA EFSANESİ

Yaygın inanışa göre, çok eski yıllarda Harput'ta büyük bir kuraklık başlamış, yağmurlar yağmaz, otlar yeşermez olmuş. İnsanların yağmur duasına çıkmaları, yalvarıp yakarmaları fayda etmemiş.

Arap baba türbesi her yıl binlerce
kişinin akınına uğruyor.
Ziyaretçiler burada edilen
duaların kabul olacağına inanıyor.


Bir gece Harput'ta Arap Baba türbesine yakın evlerden birinde oturan Selvi adlı yaşlı bir kadın rüyasında, Arap Baba'nın türbedeki naaşının başını kesip bir dereye atarsa yağmur yağacağını görmüş.

Komşularına anlattığı rüyası bütün Harput'a yayılmış. Günler geçmiş Harput'a bir damla yağmur düşmemiş. Kıtlık kapıda. Çaresiz kalan insanlar Selvi Nine'yi Arap Baba'nın başını kesme konusunda ikna etmeye çabalamış.

Ancak yaşlı kadın buna cesaret edemeyince, bir gece evinin etrafında toplanıp evi taşlamaya başlamışlar. Ertesi sabah yaşlı kadın çaresiz, yüreğindeki korkuları bastırmaya çalışarak, Arap Baba'nın türbesine gitmiş ve cesedin başını keserek dereye atmış.

Bunun üzerine yağmurlar haşlamış başlamasına ama kıtlıktan daha büyük bir felaket yaşanmış. Seller coşmuş, dereler taşmış. Yağmurlar bir rahmet olmaktan çıkmış, felakete dönüşmüş. Yine bir gece Selvi Nine rüyasında bu defa Arap Baba'yı görmüş.

Arap Baba, "Eğer başımı attığın yerden alıp yerine koymaz isen yağmurlar dinmez, senin de halin haraptır" diye öfkeyle bağırmış. Yaşlı kadın, sabah korkuyla uyanıp dereye indiğiunde, kesik başın dere kenarında durduğunu görmüş, hemen alıp getirip sandukada yerine koymuş. Ardından yağmurlar dinmiş ve her şey eski haline dönmüş.