İngiltere gazetelerinde, El Kaide militanlarının Irak'ta ordu güçleriyle, Suriye'de silahlı muhaliflerle girdiği çatışmalara mercek tutuluyor. Türkiye'deki gelişmeler de birçok gazetede haber ve yorum konusu.
Abone olİngiltere gazetelerinde, El Kaide militanlarının Irak'ta ordu güçleriyle, Suriye'de silahlı muhaliflerle girdiği çatışmalara mercek tutuluyor. Türkiye'deki gelişmeler de birçok gazetede haber ve yorum konusu.
Polis ve yargı mensuplarının görev yeri değişiklikleri
Türkiye'de yüzlerce polis ve yargı yetkilisinin görev yerlerinin değiştirilmesi, İngiltere'de yayımlanan birçok gazetede haber konusu.
The Times'ın haberinin sonunda, derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings'in, yolsuzluk skandalının, "hükümetin gerekli politik önlemleri almasını engelleyebileceği" yönündeki uyarısı yer alıyor. Aynı unsur, Guardian'ın haberinde de yer alıyor.
Times'ın başyazısında ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sert eleştiriler yöneltiliyor. Başyazı "Türkiye'nin Putinleşmesi" başlığını taşıyor. Altbaşlıkta da, "bir zamanlar gıptayla bakılan Erdoğan'ın, ülkesinin can düşmanı haline gelmekte olduğu" öne sürülüyor.
Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi'nin birkaç yıl öncesine kadar, yüksek ekonomik büyüme oranı sağlayan, ülkeyi yolsuzluğa bulaşmış politikacılardan ve zorbalığa yönelen generallerden arındıran çoğulcu ve modern bir yönetim sergiler görüldüğünü hatırlatıyor gazete.
The Times, İslam ile Batı dünyasının aracısı olarak görülen hükümetin bugünkü durumunu ise şöyle resmediyor: "Yazık ki bugün Türkiye çok farklı bir tablo sergiliyor. Protesto ve skandallarla sarsılıyor, eğitimli gençleri hükümete yabancılaşmış durumda ve lideri ülkenin hastalıklarını, iyileştirmek bir yana, kavrayamamış gözüküyor. Artık ekonominin bozulmaya başladığına dair işaretler de var."
Başyazıda Erdoğan'a yönelik eleştiriler özetle üç noktada toplanıyor:
- Kürtaj ve doğum oranı gibi sosyal konularda kendisini artan oranda hissettirerek, şüpheci laiklik savunucusu Türkleri alarma geçirmesi,
- Dış politikada ters tepen bir görkem ile Sünni İslam dünyasının liderliğine soyunurken, İsrail ile hakaret savaşına girişmesi,
- İkisinden de önemlisi; Gezi Parkı'na yapılmak istenen inşaata karşı protestolara yetkililerin sert müdahalesi.
Her makul hükümetin yapması gerektiği gibi muhaliflerin gönlünün almak yerine, protestocuların marjinalleştirilmeye çalışılmasının, bütün bir eğitimli ve laiklik yanlısı genç kuşağı hükümete yabancılaştırdığı tespitini yapıyor The Times.
Hükümetin kalbine kadar ulaşan yolsuzluk iddiaları konusunda ise Erdoğan'ın iddiacıları suçlayıp yargıya ve polise saldırarak, "adı belirsiz yabancı güçleri" hükümetini devirmeye çalışmakla suçlaması da eleştiriliyor başyazıda.
The Times, "kibirli ve kendisini vazgeçilemez gören tek bir güçlü liderin iradesini devlete dayatması" diye özetlediği bu tabloyu, "Türkiye'nin Putinleşmesi" diye tarif ediyor.
Bu arada, Erdoğan'ın güçlendirilmiş devlet başkanlığı planı da hatırlatılıyor.
Gazetenin başyazısı şu ifadelerle son buluyor: "Türkiye bizim dostumuz ve dostların Erdoğan'ın kulağına kendisinin bir fani olduğunu ve Türkiye'nin bir Putin'e ihtiyaç duymadığını fısıldaması gerekiyor."
Financial Times'ın konuyla ilgili haberinde de, gelişmeler sıralandıktan sonra, AKP hükümetinin İstanbul'daki dev inşaat işlerini üstlenen 7 işadamının mal varlıklarına tedbir konulduğuna dikkat çekiliyor.
Suriye'de muhalefet-IŞİD çatışması
Financial Times'ın bir diğer haberi, Suriye'deki İslamcı grupların eşgüdüm halinde El Kaide çizgisindeki Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) mevzilerine düzenlediği saldırılar irdeleniyor.
Oxford Üniversitesi'nden Aymenn Jawad Tamimi, kökeni Irak'ta olan IŞİD'in zaptedilemeyecek kadar büyük bir alana yayıldığına dikkat çekiyor.
Brookings Doha Centre uzmanı Charles Lister ise IŞİD'in karşı saldırılarının, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı devirmek için ayaklanan grupları zayıflatabileceğini tahmin ediyor. Lister ayrıca, son 1 yılda gerileyen silahlı isyanda Esad güçlerine en çok zarar veren grubun IŞİD olduğunu hatırlatıyor.
Times gazetesi, IŞİD militanlarının Irak'taki Anbar vilayetinde Felluce kentini kontrol altına almasıyla ilgili olarak, Anthony Loyd'un yorumuna yer veriyor.
Çatışmaların üç tarafı olduğunu anlatan Loyd, bu tarafları şöyle sıralıyor:
- Şiilerin liderliğindeki hükümete bağlı Irak ordusu,
- Sünni aşiretlere dayanan yerel polis ve
- El Kaide çizgisindeki militanlar.
Loyd, sonucu Sünni aşiret liderlerinin vereceği kararın belirleyeceği öngörüsünde bulunarak şöyle diyor: "Eğer aşiretler, El Kaide'nin Maliki güçlerinden daha büyük bir tehdit olduğuna karar verirse, Irak Başbakanı bu savaşta çıkar elde edebilir."
Guardian gazetesinin savunma muhabiri Ewen MacAskill de, ABD yönetiminin bir yandan Irak hükümetine destek olurken, bir yandan da sorunun esas çözümünün Iraklı Sünnilerle iktidar paylaşımında olduğunu Maliki'ye anlatma derdinde olduğunu yazıyor.
Guardian'ın haberinde görüşü aktarılan London School of Economics profesörü Toby Dodge, uzun vadede, sadece birkaç bin militanı bulunan El Kaide gruplarının ne Suriye'de ne de Irak'ta tutunma şansı olduğunu vurguluyor.