İsrail'e 'şımarık oğlan' diyen Başbakan Erdoğan; Gazze'ye olası ziyaret 'bölge diplomasisini değiştirir'; Libya'nın devrik lideri nerede?; BP'nin eski yöneticisi Çukurova Grubu'yla anlaşarak petrol sektörüne geri dönüyor
Abone ol'Şımarık oğlan'
Financial Times, İsrail'i ''şımarık oğlan'' diye niteteleyen Başbakan Erdoğan'ın bu sözlerini başlığa çektiği haberinde, Türkiye'nin İsrail ile arasındaki askeri ticareti dondurduğunu bildiriyor.
Haberin devamında ''şımarık oğlan'' tabirinin yanısıra Erdoğan'ın İsrail'i ''devlet terörü'' ile de suçladığını yazan Financial Times, savunma sektörünü ilgilendiren ticaret yaptırımının bir kurbanının Türk F-16'larının İsrail yapımı elektronik sistemlerle donatılmasını hedefleyen 144 milyon dolarlık anlaşma olabileceğini yazıyor.
Gazete, iki ülke arasında toplam ticaretin geçen yıl yaklaşık 3 buçuk milyar dolara vardığını belirtiyor.
Türk-İsrail anlaşmazlığının bölge siyasetinde daha geniş etkileri olabileceğini de kaydeden Financial Times, Başbakan Erdoğan'ın gelecek hafta bir stratejik ortaklık anlaşması imzalamak üzere Mısır'a planladığı geziye dikkat çekiyor.
Erdoğan'ın Mısır'dan Gazze'ye de bir ziyaret düzenleyebileceğini belirten gazete, Türkiye'nin etkisiyle Mısır'ın da İsrail'e karşı daha sert bir çizgi benimseyebileceği görüşüne yer veriyor.
Müslüman müttefikler
Financial Times, Türkiye'nin tutumunun zaman içinde Mısır ve Ürdün'ün İsrail ile ilişkilerine de yansıması olasılığının İsrailli yetkilileri en çok endişelendiren konu olduğunu yazıyor.
Gazete, Arap dünyasında sadece Mısır ve Ürdün'ün İsrail ile diplomatik bağları olduğunu hatırlarak, İsrail'in bu iki ülkeyi de kaybetmesi durumunda Müslüman aleminde hiçbir müttefiki kalmayacağını ifade ediyor.
İsrailli gözlemcilerin Erdoğan'ın Mısır'a planladığı geziyi ''kritik bir sınav'' diye nitelediğini yazan Financial Times, Türk liderin Mısır'dan Hamas'ın kontrolündeki Gazze Şeridi'ne geçmesinin hem Filistinli İslamcı örgüte büyük bir siyasi zafer kazandıracağını hem de İsrail'e diplomatik anlamda ciddi bir darbe indireceğini düşünüyor.
Independent, aynı konuyla ilgili haberinde, İsrail'in eski bir Ankara elçisi olan Alon Liel'in şu sözlerine yer veriyor: ''Şayet Erdoğan Gazze Şeridi'ne girerse, bir tanrı gibi karşılanacaktır.''
Gazze ziyareti gerçekleşecek mi?
Liel, İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri'nin olası Gazze ziyaretini engellemek için ellerinden gelen çabayı göstereceklerini belirtiyor.
Independent, Başbakan Erdoğan'ın da dün yaptığı konuşmada Gazze ziyareti konusunda henüz nihai karara varmadığını söylediğini ve Mısırlı muhataplarına danıştıktan sonra izleyeceği yolu belirleyeceğini belirttiğini aktarıyor.
Eski İsrailli diplomat Alon Liel'in görüşleri, Financial Times'ın satırlarında da mevcut.
''Eğer Mısırlılar Erdoğan'ın Gazze'ye Refah sınır kapısından girmesine izin verirse, Türkiye ve Mısır arasındaki ilişkilerde de yeni bir döneme girilmiş olur.'' diyor İsrailli gözlemci ve şöyle devam ediyor: ''Eğer izin çıkarsa, bu bölge diplomasisinde dramatik bir yön değişimi anlamına gelecektir.''
Sığınma arayışı
Independent bu sabah ön sayfasında ise, ''Kayıp diktatörün esrarı'' diye yazıyor, ve sormuş: ''Kaddafi nerede?''
Gazete, dün yaklaşık 200 araçtan oluşan Kaddafi yanlısı bir konvoyun Libya'dan Nijer'e giriş yaptığını, fakat devrik liderin de konvoyun yolcularından biri olup olmadığının bilinmediğini belirtiyor.
Daily Telegraph gene ön sayfasında aynı haberi ''Kaddafi'ye güvenlikli bir yer bulmak için koşuşturma başladı'' diye duyuruyor.
Kaddafi'ye sığınma izni verecek bir ülke bulmak amacıyla gizli diplomatik temaslarda bulunulduğunu yazan Daily Telegraph, Libya'nın güneyinden Nijer'e giren konvoyda devrik liderin yakın çevresinden kişilerin, nakit para ve altının taşındığı duyumları alındığını yazıyor.
Gazete, ismini vermediği bir yetkilinin sözlerini alıntılayarak, Kaddafi'nin hangi ülkeye sığınacağı konusunda henüz pazarlıkların tamamlanmadığını belirtiyor.
Diplomatik görüşmelerde Güney Afrika Cumhuriyeti'nin arabuluculuk yaptığı iddiasının yalanlandığını kaydeden Daily Telegraph, Afrika'nın batısında küçük bir ülke olan Burkina Faso'dan yetkililerin de sığınma hakkı tanıyacakları yönündeki iddia ile aralarına mesafa koyduklarını yazıyor.
Daily Telegraph'ın görüş aldığı Batılı gözlemcilere göre, Nijer'e giden konvoyda Kaddafi'ye yakın komutanlar ve devlet yetkilileri vardı ama, devrik lider ve ailesi halen Libya'da.
Genel Enerji-Vallares evliliği
Financial Times'ın ön sayfasında ise, British Petroleum'un eski yöneticisi Tony Hayward'ın Türklerle varmak üzere olduğu anlaşma ardından petrol sektörüne geri dönüş yaptığı bildiriliyor. Hayward, Meksika Körfezi'nde çevre felaketine yol açan petrol sızıntısı ardından, BP'nin yöneticiliğinden istifa etmek zorunda kalmıştı.
Financial Times, Tony Hayward'ın zengin finansör Nat Rothschild ile birlikte kurduğu Vallares şirketinin, Türkiye'de Mehmet Emin Karamehmet'in başında bulunduğu Çukurova Grubu'na bağlı Genel Enerji'yi 2 milyar dolara satın almaya hazırlandığını yazıyor.
Gazete, Irak'ın kuzeyindeki petrol projeleri ile dikkat çeken Genel Enerji ve Valleres ortaklığının piyasa değeri toplam 4 milyar dolara yakın bir petrol şirketini ortaya çıkartacağını, ve bu yeni grubun ileride Londra borsasında işlem gören en yüksek sermayeli 100 şirket arasına girmesinin gündeme gelebileceğini yazıyor.
Financial Times, Genel Enerji'nin yöneticisi Mehmet Sepil'in 2010 yılında İngiliz yetkililer tarafından hisse alım satımında usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle neredeyse 1 milyar sterline yakın para cezasına çarptırıldığını da aktarıyor. Gazete, Sepil'in yeni oluşacak şirketin yönetim kurulunda yer almayacağını belirtiyor.