BIST 9.725
DOLAR 35,19
EURO 36,88
ALTIN 2.970,81
HABER /  GÜNCEL

7 Ekim İngiltere basın özeti

Rusya'nın Türkiye hava sahasını ihlali ile Türkiye ve AB arasındaki göçmen kriziyle ilgili görüşmeler, bugünkü İngiliz gazetelerinde geniş yer tutuyor.

Abone ol

Financial Times, Batı'nın Türkiye'deki Kürt militanlara yaklaşımının Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde çatışmaların başlamasıyla birlikte değişmeye başladığını, desteğin azaldığını yazıyor.

Gazete Batı'da, PKK'nın Türkiye'deki çözüm sürecindeki tavrı ve örgüte yakın grupların Suriye ile Irak'ta IŞİD'le mücadelesi nedeniyle Kürt militanlara yönelik oluşan olumlu yaklaşımın gelinen aşamada kaybolduğunu belirtiyor.

Haberde özetle şu ifadeler yer alıyor:

"Dünya, birkaç ay öncesine kadar, merkezi Kuzey Irak'taki dağlarda bulunan silahlı Kürt milis grubu Kürdistan İşçi Partisi'ne (PKK) ısınıyor görünüyordu.

"Grup ve bölgedeki kolları Suriye ve Irak'ta, İslamcı IŞİD militanlarının Kürt kent ve köylerine saldırı dalgalarını püskürtüyor, cihatçılarla sahada çatışmalara girmede tek gönüllü ve muktedir bölgesel güç olarak takdir kazanıyordu.

"PKK Türkiye'de, tarihi düşmanı Türk devletiyle ateşkesinde şartlara uyuyor, 30 yıldan uzun bir zamandır 30 binden fazla kişinin ölümüne neden olan çatışmaların sonlanmasını umutlarını canlandırıyordu.

"Bir avuç dolusu Batılı siyasi uzman ve siyasetçi, ABD ve AB'ye, grubun terörist örgütler listesinden çıkartması çağrısı yapıyordu.

"Bu, PKK'nın Temmuz ayında isyanı yeniden başlatmasıyla değişti. PKK, Türkiye'nin, Kürt - Güneydoğu bölgesinde yeni karakollar kurarak ve barış görüşmeleri sırasında verdiği sözlerinden cayarak kendisine bunu dayattığını iddia ediyor.

"Ankara'daki makamlar ise buna karşı çıkıyor ve PKK'nın hiçbir zaman barış görüşmelerine hazır olmadığını ve çatışmaların yatışmasını silah stoklamak için istismar ettiğini söylüyor.

'PKK Erdoğan'a ihtiyacı olan bahaneyi verdi'

Gazeteye konuşan, ismi gizli tutulan bir Avrupa diplomat, bugünlerde Batı'da kimsenin artık PKK'nın terör örgütleri listesinden çıkarılmasını önermediğini söylemiş.

Haberin devamında, Türkiye'deki PKK saldırılarının Batı'nın Suriye'deki PYD'yle (Demokratik Birlik Partisi) ilişkisini de karmaşıklaştırdığı belirtiliyor ve aynı diplomatın bu konudaki sözleri aktarılıyor:

"Diplomat, 'Türkiye, (PYD'yle birlikte çalışmamak için) bizi daha fazla baskı altına koymak için bu durumdan faydalanıyor. Özellikle ABD'ye göre bu saldırılar (PKK'nınkiler) buna yardımcı olmuyor."

Gazete, çatışmalarda Temmuz ayından bu yana en az 130 Türk güvenlik görevlisinin öldürüldüğünü, Türk savaş uçaklarının Kuzey Irak'taki saldırılarında yüzlerce militanın öldürüldüğünü, bazı yerlerde arada kalan sivillerin de öldüğünü belirtiyor.

Financial Times, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Eylül ayındaki "400 vekili elde edebilecek sayıyı bir siyasi parti yakalasaydı, durum bugün çok farklı olurdu" açıklamasını hatırlatıyor.

Gazete, "uzmanlar ve diplomatların, Erdoğan'ın AKP'ye milliyetçi kesimin oylarını kazandırmak için çatışmaları kaşıdığı konusunda hem fikir olduğunu, PKK'nınsa Erdoğan'a ihtiyacı olan bahaneyi verdiğini düşündüklerini" yazıyor.

Haberin en sonunda, "PKK'nın Suruç saldırısında Ankara'nın payı olduğunu söyleyerek misilleme olarak iki polisi öldürdüğü" belirtiliyor ve Güvenlik ve Kalkınma Politikaları Enstitüsü'nden Gareth Jenkins'in şu yorumu aktarılıyor:

"Bu çok büyük bir yanlıştı. Bununla Erdoğan'ın ekmeğine yağ sürdüler."

Guardian: Avrupa Erdoğan'a ihtiyatlı yaklaşmalı

Guardian'da, gazetenin editoryal görüşlerinin aktarıldığı sayfada Türkiye ile ilgili bir yazıya yer verilmiş.

Yazıda, Suriye krizinin, geldiği aşamada Avrupa ve Türkiye'yi daha fazla birlikte çalışmak zorunda bıraktığı belirtiliyor ancak Avrupa'ya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ihtiyatlı yaklaşma çağrısı yapılıyor.

Yazının başında, "Türkiye'nin her zaman Suriye krizinin diplomatik kalbinde yer alma potansiyeline sahip olduğu, Türkiye için bu hafta 'zamanının' geldiği, Pazartesi günü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Brüksel'de AB liderleriyle görüştüğü, yarın da görüşmelerin gerçekleştirileceği" belirtiliyor.

"Türkiye'nin merkezde olması hiç sürpriz değil" yorumunu yapan Guardian, "Suriye ve Irak'taki savaş ve zulümden kaçanlar için Türkiye'nin kilit geçiş ülkesi olduğunu, ülkenin Orta Doğu'daki kilit çatışmaların komşusu bir Nato üyesi olduğunu ve Rusya'nın bir kaç gün önce Türkiye'nin hava sahasını ihlal ettiğini" belirtiyor.

"AB'nin işbirliği için Erdoğan'a dönmesi için besbelli nedenler var" diyen Guardian, bununla birlikte "AB'nin baskı gücünün kısıtlı olabileceğini" belirtiyor.

"Türkiye'nin yardımı olmadan AB'nin dış sınırlarını güçlendirmek çok zor" denilen yazı özetle şöyle devam ediyor:

"Ancak doğru ya da yanlış, Türk lider (Erdoğan) şimdi, güçlü bir pozisyondan müzakere yaptığını hissediyor ve bunu sezdiriyor. Ancak Erdoğan aynı zamanda 1 Kasım genel seçimleri için kampanya gezisinde".

"Türkiye'nin Suriye krizinde kapılarını 2011'den sonra açtığını, AB'nin aldığından 10 kat fazla Suriyeli göçmen kabul ettiğini, AB ve ABD liderlerinin Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölge kurulmasından kaçınmasını eleştirdiğini" belirten gazete şu yorumda bulunuyor:

"Erdoğan'ın hesabına göre AB dilencileri seçici olamazlar. İşbirliğinin bir bedeli olacak ve bu bedel Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerinde daha iyi bir anlaşma olacak."

AB'nin göç eylem planını hatırlatan ve bununla ilgili AB ve Türkiye arasında görüşmeler yapıldığını belirten Guardian'daki yazının son bölümünde şu yorumu yapılmış:

"AB'nin Türkiye ilişkilerini yeniden ayarlamak anlamlı ancak böylesi bir müzakere riskle dolu. Erdogan artan bir şekilde zıtlaşma potansiyeli olan bir ortak."

İstanbul'un trafik sorunu Guardian'da

Guardian bugün İstanbul'un trafik sorununu sayfalarına taşıyor.

Stephen Starr'ın İstanbul'dan kaleme aldığı yazının başında rakamlardan da yararlanarak İstanbul'un trafik sorununun büyüklüğü aktarılıyor.

Starr daha sonra inşaatı süren Avrasya projesinden bahsediyor ve yetkililerin bunun trafik sorununa çözüme katkı olarak görürken çevrecilerinse eleştirdiğini belirtiyor.

Starr bunun yanında Kuzey Marmara otoyolu ve üçüncü köprüden de bahsediyor ve bu projelerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın modern Türkiye vizyonunun parçası olduğunu belirtiyor.

Yazının sonunda Starr bütün bu projelerin Erdoğan'dan destek aldığını ancak bazı kesimlerinse bunların hiçbirinin İstanbul'un trafik sorununu çözeceğine inanmadığını belirtiyor.

Independent: Türkiye Suriye'de kaybetti

Independent'ın deneyimli Orta Doğu muhabiri Patrick Cockburn bugünkü haber-analizinde Rusya'nın Türkiye'nin hava sahasını ihlalini ele almış.

Yazının başında Rusya'nın Türk hava sahasını ihlalinin ayrıntılarını aktaran Cockburn, yazının devamında özetle şunları belirtiyor:

"AB öncülüğündeki IŞİD'e karşı hava saldırıları, en fazla, Suriyeli Kürt YPG (Halk Savunma Birlikleri) ile işbirliği içinde hareket ederken etkili olmuştu. YPG komutanları hedefin tam koordinatlarını verebiliyordu. Buna rağmen IŞİD güçleri, büyük kayıp verseler de, bir bütün olarak, ABD hava saldırısı tarafından yenilgiye uğratılmadı.

"Rusya ve Türkiye arasındaki anlaşmazlık Suriye-Türkiye sınırında hali hazırda son derece karmaşık olan bir durumu daha da karmaşıklaştırıyor. Sınır 550 mil uzunluğunda ve bunun yarısı YPG'nin elinde.

"YPG, Fırat'ın batısına ilerleyip IŞİD'in Türkiye'yle son sınırı olan Cerablus'u ele geçirmek için gözdağı veriyor. YPG ayrıca Halep'in kuzeyinde IŞİD ve diğer Suriye muhalefet güçlerine saldırarak Afrin'deki Kürt yerleşim bölgesiyle diğer bölgeleri birbirine baplayabilir.

"Suriyeli Kürtlerin kontrolünün daha da genişlemesi, özellikle de ABD hava saldırıları desteğiyle olursa, Ankara'ya bir darbe olur. Ankara hala El Kaide'nin parçası Nusra Cephesi ve Ahrar'uş Şam ile ilişkilerini sürdürüyor.

"Hala bir olasılık olsa da Türkiye'nin Suriye içindeki bir kara saldırısı, Rus uçaklarının, Türkiye'nin saldırı gerçekleştirmesi en olası alanlarda faaliyet göstermesi nedeniyle şimdi daha riskli olacaktır.
Cockburn şöyle devam ediyor:

"Görünen o ki Türkiye, dört yıllık Beşar Esad'ı devirme girişiminde başarısız oldu."

Cockburn, Rus saldırıları ardından Türkiye'ye verilen desteğinse "retorik" olduğunu belirtiyor ve ekliyor:

"Erdoğan, Türkiye'ye herhangi bir saldırının Nato'ya saldırı olacağını söylüyor ve 'Rusya'nın birçok konuda işbirliği yaptığı Türkiye gibi bir dostu kaybederse çok şey kaybedeceğini' belirtiyor. Ancak, görünen o ki, en azından Suriye'de, kaybeden Türkiye."