BIST 10.025
DOLAR 35,21
EURO 36,70
ALTIN 2.960,38
HABER /  ÇALIŞMA HAYATI  /  MEMUR

657 sayılı kanun değişiyor mu?

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'ten 657 açıklaması...

Abone ol

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik , memur ların bağlı olduğu 657 sayılı kanunun değişeceği sinyalini verdi.

Kanunun ihtiyaçları karşılamadığını söyleyen Bakan Çelik, "Bu yasa artık yama kaldırmayacak kadar yıprandı" dedi. 

Bakan Çelik, Devlet Personel Başkanlığı'nın Bolu Abant Tabiat Parkı'nda bulunan Abant Palace Otel'de düzenlediği "Kamu Personel Sisteminin Sorunları, Çözüm Önerileri ve 2023 Vizyonu" çalıştayında konuştu. e

Faruk Çelik dünyada her alanda ciddi değişimler yaşandığını açıklayarak, "Gelişen teknoloji günümüz dünyasının her alanına etki ediyor. Dünyayı küçültüp kutunun içine sığdıran bilgi teknolojisi ulaşımdan sanayiye, tarımdan haberleşmeye kadar her alanda etkin olmaktadır. Kitle iletişim araçlarının geliştiği sanal ortamlarda sanal toplumların oluştuğu günümüzde bireylerin daha kaliteli hizmet talebi ortaya çıkmaktadır. Değişim artık kendisini dayatmaktadır. Değişim tercih olmaktan çıkmış zorunluluk haline gelmiştir" dedi.

TÜRKİYE'NİN HER ORGANINI SERVİSE ALDIK

Faruk Çelik, Türkiye'nin 1923'ten 2012'ye kadar yorulduğunu belirterek, "Geçmişte yaşadığımız acı tecrübelere, darbe ve muhtıralara, kayıp yıllara rağmen Türkiye son 10 yılda yakaladığı istikrar sayesinde her alanda yenilenme ve onarım sürecini yaşadı. 1923'ten 2012'ye kadar yıpranan ve yorulan Türkiye'nin her organını adeta servis bakımına aldık. 2002 öncesinde çığ altında kalan Türkiye, yaptığımız reformlarla çağ atladı. Ekonomik kalkınmanın yanında demokratik kalkınmayı da gerçekleştirdik. Sosyal hayat statik değil, dinamiktir. Değişim ve dönüşüm dediğimiz gerçekte sonuç değil, süreçtir.

Bu sürece paralel olarak vatandaşlarımız talepleri artıyor. Devletin vatandaşın beklentilerine etkin, verimli ve hızlı şekilde cevap vermesi önemlidir. Zamanında gelmeyen hizmetten, sorun çözmeyen evraktan, derde şifa olmayan bürokrattan bu millet geçmişte çok çekti. Bir yandan devletin sürdürülebilirliğini sağlarken vatandaşın hayatını kolaylaştırıcı adımları da attık. Mevzuat alt yapımızı genişlettik. Her alanda Türkiye'nin mevzuat hafızasını güncelledik. Bürokrasiyi azaltan, devletin vatandaşa doğrudan temasını sağlayan e-devlet ve e-reçete gibi pek çok uygulamayı hayata geçirdik. İstediğimiz seviyede değiliz. Ulaştığımız her aşamada eksikliklerimiz görüyoruz" diye konuştu.

657 SAYILI KANUN İHTİYAÇLARA CEVAP VERMİYOR

657 sayılı kanunun her yerinden su almaya başladığını açıklayan Faruk Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Son 1,5 yılda sosyal güvenliğe ve çalışma hayatına yönelik vatandaşları rahatlatan düzenlemeler yaptık. Önümüzde önemli bir viraj kaldı. Her yerinden su almaya başlayan 657 sayılı kanun , günümüz Türkiye'sinin ihtiyaçlarına cevap vermiyor. Bu yasa artık yama kaldırmayacak kadar yıprandı. Her kurumun mevzuatında yavru 657'ciklerin başladığı bir süreçle karşı karşıyayız. Kamuda memur, sözleşmeli personel, geçici personel, işçi, geçici işçi gibi değişik ad ve statülerde personellerin istihdam edildiğini biliyoruz. Ücret unsurları bile sayılamayacak unsura ulaştı. Dağınık ve savruk bir mevzuat var. Devlet bütçesinin yaklaşık 3'de 1'inin personel giderine ayrılıyor. Böyle bir kaynağın verimli kullanılmasını sağlamak, vatandaşa kaliteli hizmet sunmak için gerekli mevzuat düzenlemesini yapacağız. Çalışanın emeğinin tam karşılığını veren, kamu hizmetinde verimliliği esas alan, Türkiye'nin dinamizmine ayak uyandıran sistemi hayata geçirmemiz lazım. Koltuğundan güç alan değil koltuğuna güç katan personeli hayata geçirmemiz lazım. Kendini yenileyen nitelikli insanları kamu hizmetine katmak istiyoruz. Çok personel iyi ve kaliteli hizmet anlamına gelmez. Niceliği değil, niteliği esas almalıyız. Türkiye'nin gelecek 50 yılına damga vuracak personel sistemini sosyal taraflarla diyalog çerçevesinde hayata geçireceğiz"

Toplantıya verilen arada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Faruk Çelik, yerel yönetimlerdeki sözleşmeli personelin kadroya alınmasında sorun yaşanmadığını açıklayarak, "Sözleşmeli personel sayısı 164 bin. Pazartesi günü Bakanlar Kurulu'nda sözleşmeli personelin mevcut durumuyla ilgili ve tarihçesiyle ilgili bilgi sunacağız. Başbakanımızın verdiği talimat ki, yerel yönetimlerdeki sözleşmeli personelin kadroya alınması konusu zaten sorun teşkil etmiyor. O düzenleme olacak. Sözleşmeli çalışan konusunda bakanlar kuruluna detaylı bilgi vereceğiz. Süre sınırlaması düşünüyoruz. 4 Haziran 2011 itibariyle 21 bin civarında yerel yönetimlerde sözleşmeli personel var" dedi.

BAŞÖRTÜ ENGEL TEŞKİL ETMEMELİ

Başı açık olmadığı için diploması işlevsiz hale gelen bir kişinin haksızlığı uğradığını söyleyen Faruk Çelik, şöyle konuştu:

"Türkiye demokratikleşme konusunda önemli adımlar atıyor. Milletle devlet her gün daha da barışık hale geliyor. Atılan adım ve düzenleme geçmiş yıllarda anlamsız tartışmaların ve çekişmelerin gereksiz yere yapıldığının ve zamanın heba edildiğin ortaya çıkartıyor. Bu dönem içinde önemli değişimler oldu. Bir gencimiz üniversiteyi bitiriyor. Ama başı açık olmadığı için bu diploması işlevsiz hale geliyorsa tabi ki bu ciddi bir haksızlığı da beraberinde getiriyor. Türkiye bu konuları tartıştı. Bu sorunların aşılması gerekiyor. Önümüzdeki 5-10 yıla baktığımızda bir hanım kızımızın üniversiteyi bitirmiş, diplomasını almış ve çok özellikli eleman haline gelmiş olmasından sonra halen mağduriyet yaşadığına 10 yıl sonra baktığımızda belki 'nelerle uğraşmışız' diye değerlendirmelerde karşılaşacağız.

Bu mesele insan merkezli ele alınmalı temel hak çerçevesinde ve diyalogla ele alınmalıdır. Hoşgörü ortamında çözülmelidir. Ak Parti'nin genel bakışı bu. Üniversitelerde kızlarımızı okutamadık. Gittiler Amerika'ya, dünyanın dört bir yanında okudular. Bunlar bizim Ayşelerimizdi, Fatmalarımızdı. Bizim insanımızdı. Bunu getirip başörtülü, başı açık hale dönüştürmenin anlamı yok. Her ailede başı açık insanımız var. Biz dostça ve kardeşçe yaşarken bu insanımızın bu tercihlerini istikballerine engel teşkil edecek şekle dönüştürmek doğru değil. Bunları aşmamız lazım. Bu sorunun ortadan kalkacağını düşünüyorum. Bunu meydan okuma tartışma ortamına dönüştürülmesi doğru değil. Haklar çerçevesinde ele alınabilir" diye konuştu.