İptidai koşullarda eğitim veren ya da deprem riski altında iyileştirmeyi bekleyen okullara alternatif ilginç bir okul projesi...
Abone olİNTERNETHABER
Zeynep Kurtbay
Onursal Kocatepe öğretmen bir anne ile işçi bir babanın ilk çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Çocukluğu ailesinin sürgünde savrulduğu Balıkesir Sındırgı’da geçmiş. Köy lojmanının bir odasında annesi köy çocuklarına öğretmenlik yaparken o diğer odada kardeşine bakar; tuhafiyede çalışıp okul masraflarını çıkarırmış. Limonata yapıp pazarlarda satmış. Hiç tatil yapmadan geçmiş çocukluğu. Balıkesir’de hızla gelişen binalara baktıkça daha o yıllarda kafasına koymuş; inşaat mühendisi olmayı. ‘‘Başarılı adamlar hep müteahhitler; fakat çoğu eğitimsiz. Okuyup mühendis olursam hem de müteahhitlik yaparsam ben de büyük adam olurum’’ demiş ve rotasını çizmiş.
Kafasına koyduğunu yapmış da Onursal Kocatepe; İTÜ’ye girmiş. Derecelerle bitirmiş okulu. Hatta şimdi okuduğu üniversitenin danışmanlarından biri aynı zamanda. Üniversiteden arkadaşıyla Onursal Kocatepe'nin Mecidiyeköy’de küçük bir plastik pencere atölyesini satın alıp giriştikleri iş ise; bugün altı alt markayı da içinde barındıran ve 100 milyon dolar cirosu olan dev bir yapı şirketi olmuş; ProGrup.
AFRİKA’DA 15 BİN PROEV IRAK’TA PROOKUL YAPACAK
ProGrup; yapı sektörüne teknolojik yapı malzemeleri üretip satıyor. Ağaoğlu’ndan Sinpaş’a Dündar İnşaat’tan Ekşioğlu’na kadar pek çok markanın taşeronu gibi çalışıyor. ProGrup’un Proev projesi ise gerçekten üzerinde durmaya değer bir proje. İnsanları dar sokaklara sıkıştırılmış apartmanlardan kurtarmayı ve özel yaşam alanları yaratmayı hedefleyen Proev’ler Afrika’da bile ilgi çekmiş olacak ki Onursal Kocatepe Afrika’da da şirket kurmuş; konut işine soyunmuş.
60 GÜNDE UCUZ VE SAĞLAM BAHÇEVİLLA EVLER
Neden Proev? Hafif çelikten üretilen proevlerin yapımı 60 günde tamamlanıyor çünkü; hızlı. Daha sağlam daha optimum. Ve daha ucuz. Tekirdağ’da uygulanan Bahçevilla projesinde de kullanılan proevler'in krediye de uygun olduğunun altını çizelim. Ve sözünü ettiğimiz evlerin yeşillikler içinde; çocuklarınızın koşup oynayacağı; havuzu ve sosyal sahası olan müstakil evler olduğunu belirtelim. ‘’Peki Proevler deprem riskinin yüksek olduğu İstanbul’da olacak mı’’ diye sorduğumuzda Onursal Kocatepe ‘’Ucuz arsa olması lazım. TOKİ ve ilgili kurumlara birkaç kez götürdük projeyi ama anlamadılar; olumlu yanıt alamadık. TOKİ yüksek kat istiyor ’’ diye yanıtlıyor.
OKUL İYİLEŞTİRMEK YERİNE YENİ OKUL NEDEN OLMASIN?
Proev projesiyle okul da inşa ediyorlar. Hatta Irak’tan da bu yönde talep gelmiş. Şimdi Irak’a 1500 okul yapacaklar. İnsanın aklına hemen İstanbul’da iyileştirilmesi gereken okullar geliyor. Hani gerçekten de daha sağlam daha güvenli ve bu kadar az maliyetli ise; iyileştirmeye harcanan zaman (ihale vs) ve para yerine bu tip okullar neden yapılmasın? Üstelik Irak’a bile inşa edilirken… Onursal Kocatepe’nin yanıtı ise şöyle: ‘’Bayındırlık Bakanlığı’na sunduk. Oralarda o kadar tıkalı ki her şey. Milli Eğitim ‘Ben sadece eğitime bakarım’ diyor. Öbürü diyor ki ‘ihale şartları şöyle olmalı’ vs... Irak’a yapacağımız okullar köy okulu. Fakat daha büyük okulları da yapabilecek kapasitedeyiz.’’ Geçtik iyileştirmeyi; iptidai koşullarda eğitim veren okulları; bu kadar bağış toplanıyor, yoksun bölgelere okul kurulması için… Proev projesiyle yeni okullar kurulamaz mı? Onursal Kocatepe maliyet açısından da garanti veriyor; ‘’Şu an Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın ihale şartlarıyla yaptırdığı okullardan çok daha ucuza mal ediyoruz. Çekmeköy’de yaptırdığımız bir anaokul 300 bin dolara maloldu’’ diyor.
Özetle ilgililere duyurulur. Okul ve mantar gibi büyüyen, dikine yükselen apartmanlar yerine bu projeler neden olmasın? Tabii gerçekten de daha ekonomik; daha hızlı; daha sağlam ise araştırılır; bakılır. Bizden söylemesi…
PENCERE YAPTIRIRKEN AMAN DİKKAT!
Onursal Kocatepe ile görüşmemizde beni şaşırtan bir konu daha oldu. O da pencerelerle ilgili. ProGrup bünyesinde Propen ve ProWin adı altında iki marka var. Diyor ki Kocatepe; ‘’Türkiye’de gerçek anlamda tek pencere markası biziz.’’ Nasıl yani diyoruz? Şöyle açıklıyor: ‘’Pakpen; Egepen, Propen gibi firmalar sadece PVC profil markalarıdır. Türkiye’de pencere markası olmuş tek marka Prowin. Pencere nedir; profilden camdan aksesuardan oluşan bir bütündür. Basit bir örnek; aldığınız buzdolabının markası Arçelik'tir ama motorunun hangi marka olduğunu bilemezsiniz. İşte PVC profil markaları o buzdolabının motorudur.. Ve Türkiye'de verilen garantiler de sadece profillere. Avrupa’da tam tersi; orada ise profil markaları yok; pencere markaları var. Sizin aldığınız takım elbisenin markası Beymen’dir ama kumaşı Altınyıldız’dır örneğin. Garantiyi sacede kumaşa almazsınız garantiyi takım elbiseye alırsınız . Biz bu yüzden pencereye 5 yıl garanti veren tek markayız. Çünkü Prowin’i bütünüyle biz üretiyoruz. Diyelim Ağaoğlu’nda evinizi aldınız; biz 5 yıl penceresine garanti vermişizdir. Bu arada bu farkı anlamış bır firma olan ve bu konuda bize destek veren Ağaoğlu'na teşekkür ederim. Propen diye aldığınız pencereyi aslında Propen’in bir bayisi olan atölye üretiyor. O da sadece profili Propen’den alıyor ve pencereyi kendi formuyla üretip standardı, denetimi olmadan yapıp satıyor. Bugün Propen profili ile yapıyor; yarın anlaşamıyor başka bir markadan profili alıyor. Şunu hiç aklımızdan çıkarmayalım pencere aynı zamanda bir yalıtım aracıdır; Avrupa'da satılan bütün pencereler yalıtım katsayısına göre satılıyor. 'Biz Prowin olarak ürettiğimiz pencerelerin yüzde 50'sini Avrupa'da yapı marketlerde hazır pencere olarak ve yalıtım katsayısı ile (k:1.1 veya k:1.4 ) şeklinde satıyoruz. ‘'
Aynı marka adı altında alınan pencerelerin neden aynı formda olmadığının yanıtı da işte burada sanırım. Pencere alırken dikkat etmekte yarar var.