Rusya'da seçim zaferinin ardından Putin'in muhalefeti bastırma girişimi, İngiltere'nin Suriye Büyükelçisi'nin durum değerlendirmesi, Ahmet Şık ve Nedim Şener'in davası ve Köln'de Alman mimar ve Diyanet İşleri arasındaki cami kavgası...
Abone olRusya'da Pazar günü yapılan ve Vladimir Putin'in zaferiyle sonuçlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından dün muhalefetin düzenlediği protesto eylemleri bu sabah tüm gazetelerde geniş yer buluyor.
Times, "Putin muhalefeti ezerken yüzlerce kişi tutuklandı" manşetiyle çıkıyor bu sabah.
Financial Times, polis ve muhalefet arasındaki çatışmanın bir fotoğrafıyla birlikte "Seçimin ardından: Göstericiler Putin'in seçim zaferini protesto ediyor" başlığını kullanmış.
Guardian gazetesi kapak haberinde "Putinsiz bir Rusya diye bağırdılar ama Putin varlığını belli etti" başlığı altında yine polis tarafından gözaltına alınan protestocuların bir fotoğrafını yayınlıyor.
Değişim şansı
Independent, Rusya seçimlerini başyazısına taşıyor ve "Putin bu değişim şansını boğmamalı" diyor.
Gazete "Gözleri nemli Vladimir Putin, 'Şeffaf ve dürüst bir zafer kazandık' dese de Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gözlemcileri seçimlerde usulsüzlük olduğunu söylüyor" diyor. Independent, "Adaylığını koyduğu andan itibaren kazanacağı kesindi. Putin, demokrasinin can damarı olan farklı görüşlere hiç hareket alanı bırakmadı" görüşüne yer veriyor.
Vladimir Putin'in bundan böyle nasıl bir politika izleyeceğinin önemine dikkat çeken Independent, "Rusya'da gücü elinde tutanlar destekçilerinin yanısıra muhalefeti de dinlemeye başladıklarında gerçek değimin tohumları ekilmiş olacak" yorumunu yapıyor.
Böl-yönet taktiği
Times gazetesi ise Michael Binyon imzalı değerlendirmesinde, Putin'in görev süresince böl-yönet taktiğinin ön planda olacağını savunuyor.
Muhalefetin düzenlediği eylemlere yaklaşık 20 bin kişinin katıldığını belirten Binyon, katılımın hayal kırıklığı yarattığını ve Putin'in elindeki kozları iyi değerlendirdiğini belirtiyor.
"Putin, rakiplerinin seçimlerde hile yapıldığı iddialarını bertaraf etmek için uzlaşma adımları atmaya başladı. Görevinden ayrılacak olan Cumhurbaşkanı Dimitry Medvedev de, zamanlaması iyi planlanmış bir açıklamayla, aralarında Mikhail Hodorkovsky'nin de bulunduğu bazı siyasî mahkûmların davalarının yeniden gözden geçirileceğini açıkladı." diye yazan Times değerlendirmesini şöyle noktalıyor:
"Putin'in böl-yönet taktiği acımasız olacak. Muhalefet de bunu biliyor. Ancak Putin'e destek veren göstermelik mitingler dikkate alınmasa bile, muhalefetin şu anda Kremlin'e karşı elindeki güç oldukça zayıf. Putin, muhalefete karşı tutumunu sertleştirirse, muhalefetin sabırlı, düzenli ve arkası gelen eylemlere ihtiyacı var."
'Esad'ın yıl sonuna kadar dayanamaz'
Times gazetesi, İngiltere'nin Suriye'deki Büyükelçisi Simon Collins'le yapılan özel bir röportajı yayınlıyor. Gazete, haberinin başlığına Büyükelçi'nin "Esad rejimi birkaç hafta içinde çökebilir" sözlerini çekmiş.
Suriye yönetimini "içi oyulmuş bir ağaç gövdesine benzeten Büyükelçi Simon Collins ordunun yorgun ve moral bozukluğu içinde olduğunu, Suriye ekonomisinin de çökmeye başladığını belirtiyor. "Bu durumda Rusya ve Çin bile savunulmazı savunmaktan vazgeçiyor" görüşünü ifade eden Collins, 'İçeride basınç artıyor. Bir patlama olduğunda herşey çok çabuk çöküverecek. Esad'ın yıl sonuna kadar dayanabileceğini sanmıyorum. Çok daha önce devrilecek" diyor.
Şık ve Şener'in davası yıllarca sürecek
Financial Times gazetesi, Daniel Dombey imzalı haberinde Türkiye'de yargılanan gazeteciler nedeniyle dikkatlerin basın özgürlüğüne çevrildiğini yazıyor. Dombey yazısına, "Yonca Verdioğlu bir yıl önce, kitap yazdığı için kocasını tutuklamak üzere polisin evlerine geldiği günü net şekilde hatırlıyor" diye başlıyor ve şöyle devam ediyor:
"Yedi saat sonra polis Ahmet Şık'la birlikte evden ayrıldı. Şık, aynı gün tutuklanan bir başka yazar Nedim Şener'le birlikte cezaevinde. Her ikisi de terör suçlarından yargılanıyor. Son bir yıldır, bu iki yazarın davası, son tutuklamaların baskısını arttıran bir rejimin işareti olup olmadığı ve basın özgürlüğünün durumu konusundaki tartışmaların odak noktası oldu.
Bu tutuklamalar, Türk yargısındaki diğer gelişmeleri, örneğin 1980 darbesinin mimarlarına yargı yolunun açılmasını gölgede bıraktı. Yonca Verdioğlu, 'basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü açısından Türkiye'nin bir demokrasi olduğunu söyleyemeyiz' diyor ve bir zamanlar ordunun uyguladığı sert tutumun şimdi sivil yöneticiler tarafından kullanıldığını belirtiyor.
Türkiye'de yaklaşık yüz gazeteci tutuklu. Yetkililer, bu kişilerin gazetecilikten değil terör ve diğer suçlardan yargılandıklarını belirtiyor. Kimi savcılar ve siyasetçiler ise, gazetecilikmiş gibi görünen işlerin terör eylemleri olabileceğini savunuyor. Yonca Verdioğlu, kocasının tutukluluğunun bir yıl süreceğini hiç düşünmediğini söylüyor. Herkesin anlaştığı tek nokta ise, bu davanın daha yıllarca sürecek olması."
Köln'de cami kavgası
Almanya'nın Köln şehrinde inşaatı devam eden Köln Merkez Camii'nin tamamlanması Alman mimar ve projenin sahibi Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle gecikiyor.
Guardian gazetesinin haberine göre, İslam ve Hıristiyanlık arasında bir diyalog köprüsü olması hedeflenen projenin bu yaz tamamlanması planlanıyordu.
Ancak projenin mimarı Paul Böhm ve DİTİB arasındaki anlaşmazlıklar şimdi dış cephenin renginden binaya gizlice Hıristiyan sembollerinin yerleştirilmesine kadar pek çok suçlamayla birlikte büyük bir kavgaya dönüştü.
Mimar Paul Böhm, DİTİB'in tüm iddialarını reddederken Köln Belediye Başkanı Jürgen Roters da, cami inşaatının tamamlanmamasının şehrin adını karalayacağı görüşünde.