BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

6 Kasım İngiltere Basın Özeti

Daily Telegraph: 'İngiltere Kıbrıs'taki üssünden yeraltı kablolarına sızarak birçok ülkenin elektronik iletişimi izliyor". Times'ta Mısır yorumları: Ilımları Müslümanların sesini kısmak El Kaide'yi canlandırır.

Abone ol

Daily Telegraph gazetesi, İngiliz istihbarat servisi GCHQ'nun Kıbrıs'tan geçen ve aralarında Türkiye'nin de bir dizi ülkeye ait 14 fiber optik hattı izlemeye aldığını aktarıyor.

Gazetenin haberinin kaynağı İtalyan L'Espresso dergisi.

Derginin haberi, ABD istihbarat kurumlarının sırlarını ifşa ettikten sonra Rusya'ya sığınan Edward Snowden'ın sızdırdığı belgelere dayanıyor.

Habere göre, bu belgeler, Kıbrıs'taki Dikelya Üssü'nde bulunan Ay Nikola istasyonundan bu yeraltı kablolar aracılığıyla milyonlarca elektronik posta, telefon konuşması, anlık mesajlaşma ve diğer internet trafiğinin izlendiğine işaret ediyor.

Söz konusu yer altı kabloları Kıbrıs'tan geçerek Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Avrupa'ya gidiyor.

L'Espresso "Bir dizi kablo Kıbrıs'ı İngiliz ve Amerikalıların casusluk faaliyetlerinin aşikâr hedeflerinden İsrail ve Suriye'ye bağlıyor. Diğer kablolar Kıbrıs'tan Lübnan'a ve Kıbrıs'tan Mısır, Türkiye, Yunanistan ve İtalya'ya uzanıyor" diyor.

İngiltere-Almanya gerginliği

Independent gazetesi, İngiltere'nin Almanya'yı gizlice dinlediği iddialarının iki ülke arasında gerginliğe neden olduğunu aktarıyor.

Gazete dün Snowden'ın sızdırdığı belgelere dayanarak Alman Parlamentosu ve Başbakan Merkel'in ofisinin hemen yanı başındaki İngiltere Büyükelçiliği'nde bir dinleme istasyonunun yer aldığını yazmıştı.

Gazete, Snowden'ın belgeleriyle ABD'nin Almanya ve diğer ülkelere yönelik casusluk faaliyetlerinin ifşa olduğu krize rağmen, bu istasyonun hala faal olabileceğini öne sürmüştü.

Gazeteye göre İngiltere'nin Berlin Büyükelçisi dün Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı. Büyükelçi'ye diplomatik temsilcilerden bu tür dinleme faaliyetlerinin yürütülmesinin yasa dışı olduğu hatırlatıldı.

Gazete 2'nci Dünya Savaşı'ndan sonra ilk kez bir İngiliz elçisinin bakanlığa çağrılıp uyarıldığını belirtiliyor.

Snowden'ın sızdırdığı belgelerde ABD'nin birçok ülkede elçiliklerinde ya da müttefiki olan ülkelerin elçiliklerinde kurduğu istasyonlarda yıllardır Almanya Başbakanı Angela Merkel'in cep telefonu dâhil her türlü elektronik iletişimi izlemeye aldığı belirtiliyor.

'Ilımlı İslam'ı ezmek El Kaide'yi güçlendirir'

Times gazetesi yazarı Roger Boyes, Mısır'da devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin yargılandığı davayla ilgili yorumunda "Ilımlı İslam'ı ezmek El Kaide'yi canlandırır" diyor.

Yazar özetle şöyle diyor:

"Mısır Müslüman Kardeşler'i kilitliyor ve anahtarı fırlatıp atıyor. Devrik lider Muhammed Mursi, gösteri amaçlı kaotik bir yargılamaya maruz kalıyor. Yaklaşık 2000 bin Müslüman Kardeşler üyesi kovuşturuluyor. Askerlerin desteğindeki makamlar, siyasi İslam fikrini ortadan kaldırmaya çalışıyor. Mursi berbat ve kifayetsiz bir liderdi. Yahudilere 'maymunlar" ve 'köpekler' dedi. Müslüman Kardeşler'e ısınmak da kalay değil. Kirpiye benzetiliyor. Hayatta kalmayı sağlayacak bir yapısı var ama sevilmeye uygun değil."

"Kaldı ki kökleri ne kadar şüpheli, liderliği ne kadar karanlık olursa olsun örgütü feshetmek, Arap Baharı'ndan herhangi bir olumlu sonuç çıkacağı yolundaki umutlara darbe vuruyor. Mısır toplumunu daimi olarak istikrarsızlaştıracağını bile bile, İslamcı partileri dışlayan bir hükümetle nasıl bir ilişki kurarız. El Kaide'yi canlandırmak için ılımlı Müslümanların sesini kısmaktan daha garantili bir yol olamaz."

"Sünni dünyasında, Batı'nın Esad'a müsamaha göstermesine öfke giderek büyüyor. Kimyasal silahların imhası, Sünnilerin gözünde Esad'ın iktidarını uzattı. Şimdi Mısır'da Orgeneral Abdülfettah el Sisi'nin geçici hükümetini giderek artan bir şekilde kabullenmemiz, sıradan Arapların gözündeki döneklik imajımızı daha da güçlendirdi. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Pazar günü Kahire'ye gitti ve Muhammed Mursi'nin adını bir kez bile anmadı. Bu çok yanlış. Mursi'nin yargılanmasını bir şekilde adaletle ilişkilendirmek gülünç olur."

'Mısır yanlış yöne gidiyor'

Roula Khalaf da Financial Times'taki yazısında "Mursi davası Mısırlıları yeni bir despotun kollarına itiyor" diyor.

"Mısırlılar, üç yılda iki cumhurbaşkanı yargılıyor. 30 yıl ülkeyi otoriter bir şekilde yöneten ve 2011'de devrilen Hüsnü Mübarek göreceli olarak şanlı. Yüksek Mahkeme'nin hakkındaki kararı bozmasıdan sonra yeniden yargılanmayı bekliyor. Artık sadece ev hapsinde ve aklanması olası. Ama Muhammed Mursi bu kadar şanslı olmayacak ve daha sert muameleye maruz kalacak."

"Mursi ve 14 Müslüman Kardeşler Yöneticisi, geçen Aralık Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın önünde protestocuların. hayatını kaybetmesi nedeniyle yargılanıyor. Müslüman Kardeşler sarayın önündeki protestoyu dağıttılar. Sonrasında çıkan çatışmalarda 10 kişi öldü. Suçlular tabii ki yargılanmalı fakat sadece bir tarafın peşine düşüldü ve Mursi mahkemeye çıkarıldı. İnsan hakları savunucularına göre bu dava doğru dürüst yapılabilseydi devrim sonrası Mısır'da yargının bağımsızlığı ve hesap verebilirlik konusunda yeni bir model oluşturulabilirdi. Ama şimdi dava adli hata ve Mısır'ın yanlış yöne gitmesinin teyidi olacak."