Yunanistan'ın zaman zaman Rumları koz olarak kullanabileceğine dikkat çeken Işık, referandumu 6 başlıkta inceliyor.
Abone ol6 başlıkta referandum
24 Nisan'da Kıbrıs'ta yapılan referandumda 'evet' ve 'hayır' cephesinin 'biz haklı çıktık' tavrı doğru değildir. Gedikleri kapatma zamanıdır. Diplomasiyi kullanma becerisinin konuşturulacağı gündür.
Referandumda kötü bir sonuç yoktur. Başarı var demek de fazla 'iddialı' olur.
KKTC ile ilgili kararı Rum kesimi vermiştir. ABD'nin tavrı ve Rusya'nın BM'deki vetosu da etkili olmuştur. KKTC ve Türkiye bu sonuçta inisiyatif sahibi de değildir.
Referandumla birlikte fiili bir durum oluşmuştur. Tam bağımsız KKTC'nin 'tanınması' veya 'rahatlaması için', önemli bir fırsatın 'yakalandığı' bir başlangıç noktasındayız.
1- Referandumda Kıbrıs Rum kesimi değerlerini ve devletini korudu. Milli kahraman Rauf Denktaş'ın 30 yıldır savunduğu, 'iki toplumlu, iki devlet' politikasını benimsedi. 'Evet'çi KKTC yöneticilerinin çabaları sonuçsuz kaldı. Ayaklarına kadar gittikleri Rumlar, 'Sizinle birlikte olmayacağız' dedi. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın Kıbrıs Rumları hakkındaki 'güvenilmezler, bizi içlerine kabul etmezler' endişesinde, korkusunda, değerlendirmesinde haklı olduğu bir kez daha kanıtlandı. Rumlar AB yandaşı da olsa, Kıbrıs Türkü'nü eşit şartlarda yanında istemiyor, tahammül bile edemiyor.
2- ENOSİS'ci kilise gücünü korudu ve Papadopulos ile Karamanlis'i destekledi. 'Evet'çi Klerides ve PASOK Lideri Papandreu kan kaybetti. Hayır kararı ile Rumlar'ın AB'de iki üniter devleti oldu. Yunanistan'ın zaman zaman üstümüze salacağı AB üyesi Rumlar'a karşı 'ağabeyi rolü üstelenmesine' tedbir şimdiden düşünülmeli, AB'den gerekirse veto yetkisinin, 'askıya alınması' talep edilmelidir.
Erdoğan sıkıntıdan kurtuldu
3- BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan ve hükümetini sıkıntıdan, Rum kesiminin 'hayır'ı kurtarmıştır. Büyük risk alan Başbakan Erdoğan'ın, 'Haklı çıktık, Rumlar'ın anlaşmaz tutumlarını sergiledik' sözlerini siyaseten kullanması anlayışla karşılanabilir. Ancak kabul edelim ki referandumun inisiyatifi bizde değildi. Hayır'ın kaynağı Erdoğan ve Talat da değildi. AB'den Rumlar'ın 'hayır' kararına menfi yaptırım da yok. Eğer KKTC'nin eli kolu açılırsa, o zaman bu hükümetin ve Türkiye'nin başarı hanesine yazılır. Bizi de çok memnun eder.
4- KKTC'de yaşayan AB yanlısı gençlere milet ve devlet bilinci verecek bir eğitim programı hemen uygulamaya konulmalıdır. Rumlar'ın, 'kindarlığı' ile tanışan yeni nesili, nefret duyguları 'aşılamadan' mensubiyet duygusu ve vatan kavramları ile donatmanın zamanı gelip geçmiştir. Barış harekatında İstanbul'dan Kıbrıs'a savaşmaya gittiğini söyleyen Sayın Mehmet Ali Talat, Denktaş ile uğraşmak ve hükümetini tehlikeye atmak yerine Başbakan olarak bu tedbirleri almalıdır.
5- AB vatandaşı olmak için Rum kesimine başvuran kişilerin yolu açılmalıdır. Rum kesimi o kişileri vatandaş kaydederek bunu zaten kabullenmiştir. Böylece tansiyon da düşeçektir.
6- Referandum'da Erdoğan, Rauf Denktaş ve Mehmet Ali Talat dışında hiçbir kurum ve kişi net davranmamıştır. CHP kötü bir sınav vermiş, işi Onur Öymen ile tarif etmeye çalışmıştır. Kıbrıs Türkiye'nin iç politikasının birinci maddesi olmuştur. Olmaya da devam edecektir. Referandum sonuçları ile rahat bir 'nefes alan ve sıkıntıdan kurtulan' Erdoğan, artık yetkili kurullarda alınan kararların 'dışında' sözler vermemeli. Denktaş ile 'zıtlaşmamalı.' Ulusal sorunların çözümünde CHP'yi 'dışlamamalı.' Kısaca Türkiye'nin dinamikleri ile 'ortak siyaset üretme ve uygulama' dönemini başlatmalıdır.