BIST 9.487
DOLAR 34,42
EURO 36,38
ALTIN 2.840,52
HABER /  GÜNCEL

58 bin tutukluya tahliye umudu

Tutukluluk süresini belirleyen CMK'nın 102. maddesinin yürürlüğe girmesi, cezaevlerindeki 57 bin 171 tutuklu ve ailelerinde tahliye umudunu beraberinde getirdi.

Abone ol

Cezaevlerinde tutuklu bulunan 57 bin 171 kişi, dün yürürlüğe giren ve tutukluluk sürelerini belirleyen Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 102. maddesi kapsamında tahliye olmayı bekliyor.
5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun, 2005'de yürürlüğe girdi. Ancak Kanun'un 12. maddesiyle, CMK'nın tutukluluk sürelerini belirleyen maddesinin 31 Aralık 2010'da yürürlüğe gireceği hükme bağlandı.

Bu değişiklikten sonra 57 bin 171 tutuklu ile ailelerinin gözü kulağı bu yeni uygulamaya çevrildi. Tutukluların durumunun nasıl olacağıyla ilgili bakanlık yetkilileri ile ceza hukukçuları inisiyatifin tamamen mahkemelerde olduğunu dile getirdi. Bu hükümlere göre, mahkemeler maddede belirlenen azami tutukluluk süresini aşan tutukluları tahliye edebilecek. Tutuklular lehlerine oluşan bu durumla ilgili yargılandıkları mahkemelere başvuracak. Mahkeme, uygun görmesi durumunda tahliye edecek uygun görmemesi durumunda ise tutukluluğun devamına karar verecek.

Avukat Mehmet Ener, bu konuda son kararın mahkemelerin vereceğini hatırlattı. Yenişafak gazetesinin haberine göre Ener, bu düzenlemenin tutukluların lehine olduğunu ifade ederek, "Mahkeme durumuna bakarak karar verecektir. Otomatik tahliye yok. Herkes için mahkeme tek tek inceleyerek karar verecektir" dedi.

GÖZLER YARGITAY'DA

Ancak ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde tutukluluk süresinin ne kadar hesaplanacağı konusunda farklı fikirler var. Bazı hukukçular tutukluluk süresini 4 yıl, bazı hukukçular ise 10 yıl olarak hesaplıyor. Bu konuda son sözü Yargıtay'ın söylemesi bekleniyor. Terör suçlarına bakan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçlarda tutukluluk süresiyle ilgili hangi hesabın doğru olduğunu önümüzdeki hafta içinde karara bağlayacak. Yargıtay'ın bu kararı, diğer mahkemeler açısından da örnek teşkil edecek.

Yeni düzenlemeden Ergenekon sanıklarının yararlanıp yararlanamayacağı ise belirsiz. Bu konuda Yargıtay'ın bir içtihat kararı vermediği için durumun muğlak olduğu belirtildi.

'10 YIL TUTUKLU KALINABİLİR'

Eski Yargıtay Savcısı Ahmet Gündel, maddenin ağır ceza ile ağır cezaya girmeyen suçlar şeklinde sınıflandırıldığını belirterek, "Ağır cezaya girmeyen suçlarda 1 yıl tutukluluk, 6 ay da zorunlu süre olarak gösterilmektedir. Bu bölüm zaten haziran ayından bu yana yürürlüğe girmişti. Ancak ağır ceza suçlarında ise durum daha farklı. Bu suçlarla ilgili 2 yıl tutuklu olunabiliyor. Mahkeme zorunlu görmesi durumunda bunu 3 yıl daha uzatabilir. Böylece tutukluluk süresi 5 yıla çıkıyor. Ancak CMK'nın 252. maddesine göre suç Anayasal düzene karşı olunca bu cezalar 2 katı artırılır. Böylece bu tutukluluk süresi 10 yıla çıkıyor. Anayasal düzen ile ilgili suçlar olmazsa 5 yıl tutuklu kalanlar, bu suçları işliyorlarsa 10 yıl tutuklu kaldıktan sonra Yargıtay ve ilgili mahkeme re'sen harekete geçerek bunları serbest bırakır. Anayasal suçtan dolayı tutuklu bulunan ancak zorunlu hal görülmezse 4 yıl sonra serbest bırakılır" diyerek uygulamaya açıklık getirdi.

KISTAS AİHM OLMALI

Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ise tutukluluk süresinin en fazla 6 yıl olması gerektiğini söyledi. Türk, "AİHM'in adil yargılama ile ilgili 6. maddesinde makul yargılama hükmü var. Böyle olunca toplam sürenin 3 yıl olacağı şeklinde algılıyorum. CMK'nın 252. maddesi Anayasal düzene karşı suçları kapsıyor. Eğer bu suçlardan dolayı ise bu süre 2 kat uzatılır. Silivri'de bulunan tutuklular da bu kapsamda yargılanıyor.

Bunu ele alanlar 2 artı 3 şeklinde alıyorlar. Böyle olunca bu 10 yıla çıkıyor. Ancak bu yanlış bir algılama. Zaten bu insan haklarına da aykırı. İnsan haklarına göre yargılamanın adil ve makul sürede olması gerekir. Oradaki 3 yıl olabilir hükmü 6 yıl anlamına çıkması anlamına gelmez. Ağır cezalık olmayan suçlara da baktığımız zaman orada bir buçuk yıl toplam oluyor. Burada da toplam 3 yıl olur. Anayasal düzene karşı olduğu için en fazla 6 yıl olabilir.

Yargılamanın makul sürede olması lazım. Yoksa bir insanı 10 yıl tutuklu tutup sonra suçu bulunmazsa ne olacak. Adil olması lazım. Bu süreyi dolduranlara gelince. Otomatikmen tahliye söz konusu olmaz. Ancak mahkemeler zaten tutukluluların durumunu gözden geçirirler. Bu kapsamda bunlar tahliye edilir. Şunu da eklemek lazım. Bugün toplam 12 bin hakim ve savcı var. Talebe cevap verilmesi için bunun 18 bine çıkartılması gerekiyor" diye konuştu.


Zaman geçirmeden başvuruyu yaptılar

Bazı sanıkların avukatları, müvekkillerinin bu madde kapsamında tahliye edilmeleri için mahkemelere başvurdu. Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne giden sanık avukatları Hatip Mercan ve Ali Rıza Dizdar, yürürlüğe giren CMK'nın 102. maddesi kapsamında tutuklu müvekkillerinin serbest bırakılması için İstanbul 9 ve 10. ağır ceza mahkemelerine tahliye talepli dilekçelerini verdi.

 Dizdar, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'organize suç örgütü kurucuları' iddiasıyla yargılanan Sedat ve Vedat Şahin kardeşler için verdiği dilekçede, 2005 yılı Eylül ayından bu yana tutuklu olan sanıklar Sedat ve Vedat Şahin kardeşlerin yeni madde kapsamında tahliye edilmeleri istendi.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı' iddiasıyla tutuklu yargılanan Urfi Çetinkaya'nın avukatı Hatip Mercan da mahkemeye verdiği dilekçede, 9 Kasım 2003 tarihinden itibaren tutuklu bulunan Çetinkaya'nın CMK'nın 102. maddesi kapsamında serbest bırakılmasını istedi.

Müvekkilin tutukluluk süresinin 7 yıl 1 ay 25 gün olduğu vurgulanan dilekçede, 'CMK'nın 102. maddesi, tutukluluk süresini müsnet suç itibariyle uzatma süresi dahil 2 ve 3 yıl olmak üzere en çok 5 yıl olacağını düzenlemiştir. Oysa müvekkilin tutuklulukta geçirdiği süre, uzatma süresi dahil en çok tutukluluk süresinden 2 yıl 1 ay 25 gün fazladır' denildi.


CMK'NIN 102. MADDESi

Tutukluluk sürelerini düzenleyen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 102. maddesi şöyle:

'Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde tutukluluk süresi en çok bir yıldır. Ancak bu süre, zorunlu hallerde gerekçeleri gösterilerek 6 ay daha uzatılabilir. Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok 2 yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam 3 yılı geçemez. Bu maddede öngörülen uzatma kararları, cumhuriyet savcısının, şüpheli veya sanık ile müdafinin görüşleri alındıktan sonra verilir.'

Bu maddeyle birlikte değerlendirilen CMK'nın terör suçlarını düzenleyen 252. maddesinde de 'Kanunda öngörülen tutuklama süresi, devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine ve milli savunmaya karşı suçlar ile devlet sırlarına karşı suçlarda 2 kat olarak uygulanır' ifadesi yer alıyor.

Siyasi suçlu 30 kişi madde kapsamında

Maddenin yürürlüğe girmesiyle uzun süredir tutuklu bulunan müvekkillerinin salıverilmeleri için yargılandıkları mahkemelere başvuran avukat Mihriban Kırdök, yasanın yürürlüğe girmesi nedeniyle Beşiktaş'taki özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde yargılanan 4 müvekkilinin tahliye edilmesi için dilekçe verdiğini ifade etti.
Kırdök, yaklaşık 12 yıldır tutuklu yargılanan Serdar Güzel ile 10 yıl 3 aydır tutuklu olan Taylan Kutlar için başvuru yaptığını kaydetti. 10 yıldır tutuklu olan Yaşar Eriş için de dilekçe verildiğini ifade eden Kırdök, 13 yıl 10 aydır tutuklu olan Ahmet Kesikkulak için de dosya Yargıtay aşamasında olduğu için Yargıtay'a başvurduğunu belirtti.

Türkiye genelinde TMK kapsamında siyasi suçlardan yargılanan 30 kişinin durumunun bu yasa kapsamına girdiğini belirten Kırdök, bunlardan 19'unun İstanbul'da olduğunu, Diyarbakır'da da bu durumda sanıkların bulunduğunu kaydetti.