Satışından büyük gelir beklenen orman özelliğini kaybetmiş araziler üzerine kurulacak olan konutlar mezarmı olacak?
Abone ol"Vatandaşların hiçbir proje ve teknik kontrol olmaksızın inşa ettiği bu binaların, yaşanacak bir deprem, heyelan ve benzeri felaketlerle kendilerine mezar olmaları durumunda, sorumlu kim olacaktır?" diye sordu. Bu yapılaşma alanlarının ıslah edilmesi ve yenilenmesi gerektiğini savunan Kozal, "Aksi halde, 500 bin mezarı daha yasal çerçeveye almış olacağız. Devlet, "böyle kalsın, ne olursa olsun" diyemeyeceğine göre, buna mutlaka bir çözüm bulmak zorundadır" dedi. Mimar-Ekonomist Remzi Kozal, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, hükümetin, orman özelliğini kaybetmiş arazilerin satışından 25 milyar dolar gelir beklediğini vurgulayarak, "Ancak, büyük oranda işgal edilmiş durumda olan bu arazilerin, işgal edenlerin dışında başka birilerine satılması çok zor. Çünkü, bu toprakları işgal edip kullananlar, birilerine para ödeyerek işgali gerçekleştirdiler. Şimdi işgalci konumundaki vatandaş, bu topraklara sahip olmak için ikinci bir para ödemek durumunda kalmaktadır. Vatandaşlarımız bunun haksızlık olduğunu düşünerek, işgalleri altındaki arazileri terk etmeyecekleri gibi tekrar tekrar ücret ödeyerek satın almak da istememektedirler" diye konuştu. SORUMLUSU KİM OLACAK? Orman Bakanı Osman Pepe'nin, 'Bu araziler üzerinde bir kısmı devlete ait binalar olmak üzere 500 bin bina bulunduğu' şeklindeki açıklamasını da hatırlatan Mimar-Ekonomist Remzi Kozal, "Özellikle belirtmek gerekir ki, vatandaşların hiçbir proje ve teknik kontrol olmaksızın inşa ettiği bu binaların, yaşanacak bir depremle, heyelanla ve benzeri felaketlerle, kendilerine mezar olmaları durumunda, sorumlu kim olacaktır?" diye uyardı. Kozal, yapılacak işin, planlama yaparak, bu yapılaşma alanlarını yasal çerçevede ıslah etmek ve yenilemek olduğunu belirterek, "Buradan elde edilecek gelirin önemli bir kısmı, bu bölgelerin ıslahı, çağdaş anlamda şehirleşmesi için kullanılmak durumundadır. Aksi halde, 500 bin mezarı daha yasal çerçeveye almış olacağız. Devlet, "böyle kalsın, ne olursa olsun" diyemeyeceğine göre, buna mutlaka bir çözüm de bulmak zorundadır" dedi. "VATANDAŞ KANUNSUZLUĞA İTİLİYOR" Orman arazisi işgali, kaçak yapılaşma ve benzeri fiillerle bir şekilde kanun dışına çıkmış vatandaşın, yasal çerçeve içerisine alınmasının da çok önemli olduğunu kaydeden Kozal, "Siz eğer vatandaşı yasal çerçeve içerisine almazsanız, sonuçta suç işlemiş duruma düşürdüğünüz vatandaştan yasal işler yapmasını bekleyemezsiniz. Nasıl olsa ben suçluyum, kanunsuz bir iş yaptım diye düşünen vatandaş, kanun dışı yeni fillerde bulunmaya temayüllü olabilecektir. İşte, kaçak elektrik kullanma, vergi kaçırma ve benzeri olaylar böyle bir başlangıcın sonucunda gelmektedir" diye konuştu. Kozal, aslında bu çarpıklığın temelini, ülke topraklarının yüzde 60'a yakınının devlet mülkiyetinde olmasının oluşturduğunu öne sürdü. Kozal ayrıca, memleketin orman varlığının azalmaması, hatta arttırılması ve ekonomik olarak işletilmesi için, yurdun dört bir tarafındaki kırsal, boş alan ve yörelere uygun fidanlar dikilerek, süratle ağaçlandırılması gerektiğini bildirdi.