50. yılında MHP ve Devlet Bahçeli ile üniversitelerimiz, bilim ve seçimler üzerine
Geçtiğimiz gün MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’yi ziyaret ettim. Seçim atmosferindeyiz, ama ağırlıklı bilimden ve üniversiteden konuştuk.
Geçtiğimiz gün MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’yi ziyaret ettim. Seçim atmosferindeyiz, ama ağırlıklı bilimden ve üniversiteden konuştuk.
Eski bir akademisyen olduğu için bilimsel konulara ilgisi sürekli yüksektir. Hangi akademisyen ile bir araya gelse konu bilime ve üniversiteye gelir…
Üniversitelerimizin akademik başarılarının artması, sanayi ve sektörel işbirliğinin geliştirilmesi için atılan adımları çok önemli buluyor; YÖK tarafından başlatılan tematik üniversite yaklaşımının şehirlerimize katkılarının büyük olacağından umutlu.
Keza, üniversitelerin akademik performanslarının ölçülmesi ve bir nevi karne uygulamasına gidilmesinin de üniversitelerimiz arasında bir yarış, rekabet ve kalite arzusu uyandıracağını düşünüyor.
Bunların hepsi varlık sebebimiz, geleceğimiz öğrencilerimizin daha iyi yetişmelerini temin için de, büyük kaynaklarla ayakta tutmaya ve geliştirmeye uğraştığımız üniversitelerimizin hem bulundukları şehirlere, hem ülkeye katkısının büyümesi için de gerçekten gerekli adımlar.
Her şehrimizde en az bir üniversite var. Bazı şehirlerimiz resmen üniversiteler şehri oldu. Yüksek öğretime devam etmek isteyip de fırsat ve imkan bulamayan neredeyse kimse kalmadı.
Rakamlar açıklanıyor, Türkiye kadın akademisyen konusunda da, kız öğrencilerin yükseköğrenime devamı konusunda da çoğu Avrupa ülkesinden iyi.
Şimdi sıra üniversitelerimizi “üniversal” yapmakta.
Dünyanın kabul ettiği evrensel başarı kriterleri içinde üniversitelerimizi ölçüp değerlendirebildiğimiz, onların sıralama içindeki yerlerinden memnuniyet duyduğumuz zaman şunu da görmüş olacağız: Üniversitelerimiz gerçekten bilgi üreten, buluş yapan, patentler, markalar oluşturan, akademik olarak yayınladıkları değer taşıyan yapılara dönüşmüştür…
Bunlar bize uzak mı?
Kesinlikle hayır.
Bunların hepsi olacak.
Öyle çok uzak bir gelecekte de değil, hepimizin inşallah yakın bir gelecekte görebileceği, bir kısmımızın bu gelişmelere katkı sağlayacağı bir vade içinde gerçekleşecek…
Gelişmeler bunu gösteriyor…
Sayın Devlet Bahçeli’ye dedim ki; bunlara ben de inanıyorum. Siyasetin bu kadar ateşli olduğu bir süreçte bile bu gün sizinle bilim ve üniversite üzerine konuşuyor isek, sizlerin gündemi akademi ise, bu ülke kesinlikle başarır…
Cumhur İttifakı’nın ülkenin geleceği ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin tam olarak yerleşmesi bakımından sürdürülmesinin şart olduğunu belirtiyor Sayın Bahçeli. 31 Mart akşamı sandıktan ne tür bir netice çıkarsa çıksın, Hükümetin önünde 4 yıllık bir süre olduğunu ve bu süre içinde terörle ve mücadele başta olmak üzere Hükümet’le Türkiye’nin her çıkarında yan yana duracaklarını ifade ediyor.
İnandırıcılığını yitirmiş olan anket açıklamalarına göre kendilerine pozisyon ayarlayanlara da mesaj veriyor: Türkiye 1 Nisan sabahına siyasi istikrarını koruyarak girecek. Siyasi istikrarsızlık beklentisi içinde olan, buradan bir ekonomik manipülasyon alanı doğurmak isteyen varsa bunlar da umutlanmasınlar…