BIST 9.890
DOLAR 35,08
EURO 36,63
ALTIN 2.956,56
HABER /  DÜNYA

5 yılda 14 milyon kişi iş sahibi olacak

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, "Hedefimiz; Türkiye’yi 2016’da üst gelir ligine taşımak ve kişi başına milli geliri 16 bin dolara çıkarmak. ...

Abone ol

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, "Hedefimiz; Türkiye’yi 2016’da üst gelir ligine taşımak ve kişi başına milli geliri 16 bin dolara çıkarmak. 5 yılda 4 milyon kişiye yeni iş oluşturacağız" dedi.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Swiss Otel’de 2014 yılı itibarıyla yürürlüğe girecek olan 10. Kalkınma Planı’na ilişkin basın toplantısı düzenledi. Yılmaz, yaptığı konuşmada, orta gelir tuzağına düşmemenin birinci ve öncelikli şartının Türkiye’nin reform iradesini devam ettirmesi olduğunu belirterek, bu anlamda 10. Kalkınma Planı’nın çeşitli yenilikler içeren reform programı olduğunu söyledi. Bu planın, Türkiye’nin değişim iradesini ortaya koyan bir döküman olduğunu söyleyen Yılmaz, hazırlık sürecinde katılımcılığın esas alındığını dile getirdi. Yılmaz, 10 binin üzerinde vatandaşın katkısıyla bu planın hazırlandığını bildirerek şöyle konuştu:
"Birçok değişik formatta çok çeşitli katılımcı yöntemler kullanıldı. Kalkınma ajansları kanalıyla Türkiye’nin dört bir yanından bilgi aldık. En önemli amaçlarından biri yüksek gelir grubu ülkeler arasına ülkemizi dahil etmek. Önümüzdeki dönem kalite ve nitelik vurgusu, erişimin ötesinde nitelik ve kalite meseleleri gündemimize gelecek. Rekabet gücümüzü artırmak ve yaşam kalitemizi artıran şehirleşme oluşturmak. Türkiye, artık dünyada rekabette kentler yarışacak. 2023’e giderken şehirleşme meselelerini daha da tartışmak durumunda. Trafik meselesinden, kent estetiğine kadar yaşam kalitesini artırma konusu önümüzdeki süreçte önemli hususlardan birisidir."

"HEDEF 500 MİLYAR DOLAR"
İhracatın önemine dikkati çeken Yılmaz, "Türkiye, sadece iç taleple büyümemeli. 158 milyar dolar gibi bir tahminimiz söz konusu. 2023’te 500 milyar doları hedefliyoruz. Ekonomi büyüdükçe, büyüme oranlarının mutlak rakamlara etkisi de ilerleyen yıllarda artmış olacaktır" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin eğitim ve sağlık hizmetini ihraç eden bir ülke haline geleceğini anlatan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önümüzdeki perspektifte sağlık alanında da daha fazla ihraç şansı olan bir ülke olduğumuzu düşünüyoruz. Üniversitelerimizi çok yaygınlaştırdık. Kurumsallaşmaya paralel şekilde çok daha fazla eğitim turizmi yapan bir ülke olacağız."
Bakan Yılmaz, işgücüne katılım oranları çok hızlı bir şekilde arttığı halde Türkiye’nin işsizliği düşüren nadir ülkeler arasında yer aldığını ve tek haneli rakamlarda işsizliği azaltmanın hedeflerden biri olduğunu ifade etti. 10. Kalkınma Planı’nın 4 eksen üzerinde inşa edildiğine dikkati çeken Yılmaz, "Türkiye, büyüyecekse bunu beşeri sermayeyle yapacak. İlk bölüm planımızda sosyal konular yer alıyor. Bu planımızda ilk defa yapılan bir şey" dedi.
Bu planının 25 tane öncelikli dönüşüm programının tamamlanmasıyla oluşturulduğunu anlatan Yılmaz, bu alanların kritik reform alanları olduğunu söyledi. ’Planlar yapılır ama uygulanmaz’ eleştirilerinin yapıldığını hatırlatan Yılmaz, sistematik bir şekilde hem politika setinin hem de öncelikli değişim programlarının izlendiğini ifade etti. Uygulamanın ana alanını bürokrasinin ve toplumun sahiplenmesi gerektiğine işaret eden Yılmaz, bu nedenle planın paylaşılması için çaba sarfettiklerini dile getirdi. Yeni anayasa çalışmalarının kalkınmayla da alakalı olduğunu belirten Yılmaz, demokrasi ile kalkınma arasındaki ilişkiye dikkati çekti. Yılmaz, sağlık, yargı, kültür, gelir dağılımı konularında yapılacak yeniliklere ilişkin değerlendirmede bulundu. Yılmaz, "Hedefimiz, Türkiye’yi 2016’da üst gelir ligine taşımak. Kişi başına milli geliri 16 bin dolara çıkarmak. 5 yılda 4 milyon kişiye yeni iş oluşturacağız" dedi.

"KADININ DOĞURGANLIĞINI ARTIRAN POLİTİKALARA ÖNCELİK VERDİK"
Dinamik nüfus yapısının korunmasını istediklerini anlatan Yılmaz, sözlerinmi şöyle sürdürdü: "Biz şu an doğurganlık hızı anlamında yenileme hızının altına düşmüş durumdayız. 2018’de Türkiye’yi uzun vadede daha yüksek rakamlara çıkarmayı hedefliyoruz. Bu politikalarımızı geliştirirken Avrupa’ya özellikle çok dikkatli baktık. ’Kadının işgücüne girmesini engelleyici olmasın’ diye bir prensip konsun istedik. Esas itibarıyla, işletmelerimize yük getirecek politikalardan özellikle kaçındık. Burada hem kadının çalışmasını sağlayacak hem de doğurganlığı artıran politikalara öncelik verdik"
Yılmaz, işgücü piyasalarında yapılacak reformlarla güvenceli esneklik anlayışı içinde bu politikaların birer birer gerçekleştirilmesi gerektiğine işaret etti. Yılmaz, tarım alanında ’ölçek meselesinin’ önemli olduğunu, bu konudaki tedbirlere önem verdiklerini ve miras hukuku gibi çalışmaların devam ettiğini ifade etti.
Enerji alanında ’güvenliğin’ önemli olduğuna dikkati çeken Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dışa bağımlılığın azaltılması önemli. Enerji ithal eden bir ülke olmasak 12 milyar doların üzerinde cari fazlamız olacaktı geçen yıl. Yerli kaynaklara daha fazla önem vereceğiz. HES’ler, rüzgar, güneş, jeotermal olmak üzere bütün bu kaynaklarımızı harekete geçirmeye çalışıyoruz. Enerji verimliliği ile ilgili adımları atacağız. Nükleerde teknolojinin çok ileri seviyeye geldiği anda bizim bu alana giriyor olmamız güvenliği artırıyor"
GAP bölgesinde 8 milyar doları aşan ihracata ulaşıldığını söyleyen Yılmaz, "Bu huzur ortamında, kamunun yanısıra büyük ölçekte özel sektör yatırımlarının bu bölgeye hareket etmesiyle de önemli değişiklikler bekliyoruz" diye konuştu.
Bakan Yılmaz, açıklaması sonrası gazetecilerin ’Doğurganlık hızına’ ilişkin bir sorusuna şöyle cevap verdi: "bir kadının doğum yapabileceği yaşam süreci içinde fiilen doğurduğu çocuk sayısıdır. Bu oran 2.1’in altına düştüğü zaman uzun vadede nüfusumuz durağanlaşıp, azalıyor. 2050 yılında 93 milyonu aşıyor, 2075’e geldiğinde geriliyor. Nüfus projeksiyonları tahminler arasında en güvenilirleridir. Burada ciddi bir problem olduğu açık. Buradaki risk şu, gelişmekte olan ülkelerin şöyle bir riski var. Zenginleşmeden yaşlanma riski. Gelişmekte olan ülkeler zenginleşmeden yaşlanırlarsa bu ciddi bir problem. Yoksul ve yaşlıysanız işte bu ciddi bir risk. Bu riski ortadan kaldırmak istiyoruz. Uzun vadede bunu biraz ötelemek istiyoruz ve buna dönük politikalar yapıyoruz. Biz, zenginleşmeden yaşlanmamalıyız. Bu dinamik yapımızı korumalıyız"
Yılmaz, 2023 ile ilgili hedeflerin belli bir hesaba dayandığını belirterek şunları söyledi: "Geçtiğimiz 10 yıla baktığınız zaman 3 kattan daha fazla bir performansımız var. Önümüzdeki 10 yılda öngördüğümüz, milli gelirimizi 2,5 kat artmak. Bu çerçevede bir problem görmüyorum. Gerçekçi aynı zamanda iddialı olmak durumundasınız. Birkaç yıl, küresel anlamda olumsuz hava yaşayacağız. Bu havanın aşağıya doğru revizyon oluşturması beklentisi normal. 2023 hedeflerinin 10 yılda ulaşılabilir hedefler olduğuna inanıyorum."
Türkiye’nin çok reform yaptığını söyleyen Yılmaz, "Yorgun olmamalıyız. Yeni anayasa, AB sürecindeki bir adım önemli. Teknolojide önemli yatırımlar yaptık, buradan çıkacak sonuçlar önemli. Bütün bunlarla birlikte 2023’ün ulaşılabilir bir hedef olduğuna inanıyorum" ifadelerini kullandı.

ÖZEL SEKTÖRE DİKKAT ÇEKTİ
Geleneksel sektörlerin dönüştürülmesi gerektiğine dikkati çeken Yılmaz, markalaşma ile birlikte katma değerin yükseltilmesi gerektiğini ifade etti. Yılmaz, araştırma geliştirme çalışmaları ile özel sektör ilişkisinin güçlendirilmesi sonucunda yeni ürün ve atılımların Türkiye’de sağlanabileceğini belirterek, "Önümüzdeki süreçte, daha fazla araştırma geliştirme ve bunu daha fazla katma değere dönüştürmek önemli. Esas işi yapacak olan özel sektördür. Kurumsallaşmış firmalardır. Bunlar diğerlerini sürükleyecekler" şeklinde konuştu.
Yılmaz, bir soru üzerine, "İşgücü piyasalarımızda reformların yapılacağını düşünüyoruz. Uluslararası rekabet endeksleri var. En geride olduğumuz alan işgücü piyasaları, bu kayıtdışılığı da besliyor. İşgücü piyasaları ile ilgili reformlarımızı mutlaka gerçekleştirmek durumundayız. Kadın istihdamının önemli bir kısmı esnek çalışmadan oluşur. Kayıtdışılığı azaltmak, kadın ve gençlerimizin fırsatlara kavuşması için bu reformlarımızı yapmamız gerekiyor" dedi.

ÇÖZÜM SÜRECİ
Bakan Yılmaz, çözüm sürecine ilişkin olarak da şunları söyledi:
"Siyasi varsayımda bulunmamız çok zor. Siyasi temsil noktasında olanların bağımsız bir şekilde vatandaşın büyük bir beklentisi var. Bu sürece çok büyük bir destek var. Bu süreci aksatacak olanlar büyük bir vebalin altında kalacaklar. Halkın sahiplenmesiyle bu sürecin yürüyeceğine inanıyorum. ’Sorunlar devam etsin’ diye uğraşanlar olabilir ama ana akışa baktığımız zaman çözüm sürecinin kesinlikle başarıya ulaşacağına inanıyorum"
Siyasetçi olarak en küçük detayına kadar 10. Kalkınma Planı’nın içinde yer aldıklarını belirten Yılmaz, "Son noktayı koyduk ve bu planı o şekilde hazırladık. Bu plan siyasi sahiplenmesi yüksek bir plan. Siyasi sahiplenme yoksa çok da fazla anlam ifade etmez. Bu plan yüksek bir planlamaya sahip bir plan" dedi.
(İHA)