Alişan askere gitmemek için futbolcu lisansı çıkardı şimşekleri üzerine çekti. Türkücü eleştirilere cevap verdi.
Abone olŞarkıcı Alişan'ın (33) askerliğini tecil için 2. Lig takımı Tepecikspor'da lisanslı futbolcu olduğu ortaya çıkınca Futbol Federasyonu lisansını iptal etti, kulüp başkanı da Disiplin Kurulu'na verildi.
Alişan'ın askere gitmemek için bulduğu bu yöntemi, vatan hainliği diye niteleyenler oldu. Ardından, Antalya konserinde kendisine "En büyük asker bizim asker" diye tempo tutan bir grup kadına "Askere siz gidin" dediğini okuduk. Hürriyet Pazar'a konuşan Alişan, bu haberlere isyan etti: "Sorun bakalım askerlik yapmamak için kaç futbolcu yurtdışında?.."
Kaç yıldır erteletiyorsunuz askerliğinizi?
- 33 yaşındayım ama 40 yaşında olup da askerliğini tecil ettiren yığınla insan var. Sahte bir şey yapmadım ki. Kanunun bana verdiği hakkımı kullandım. Tamam, hassas bir konu, biliyorum. Ama bu kadar önemli adam mıyım köşe yazılarına bile konu olacak kadar? Herkes neden benim askerliğimle ilgileniyor bu kadar?
Ünlü bir şarkıcının askerliğini ertelemek için futbolcu olduğu ortaya çıkınca tepki gösterildi tabii...
- Benim bir futbol geçmişim var. 1999'dan beri amatör futbol oynuyorum. Son iki yıldır profesyonelim. Askerlikten kaçmak için kendime apar topar futbolcu lisansı çıkaran adam değilim ki. Askerliğimi yaptıktan sonra da futbol oynayacağım.
Yaptığınız işlemler yasalara uygun olsa da, kamuoyu 'kılıfına uydurulmuş hile' olarak görüyor ama...
- Askerlik tecilini ben istemedim ki. Lisans çıktığı için otomatikman tecil edildi. Askerliğimi şerefimle, layıkıyla yapacağım. Ama 1.5 yıl tecilli olduğu için gitsem de almazlar.
Futbol Federasyonu lisansınızı elinizden aldı. Ne olacak bundan sonra? Futbola devam mı yoksa askere mi gideceksiniz?
- Tahkime gittim. Bazı gazeteciler, “Neden askere değil de utanmadan tahkime gidiyorsun” diye yazdı. Tahkime gitmek zorundayım. Çünkü beni suçluyorlar. Gerekçeli karar henüz gelmedi ama benim yüzümden evrakta sahtecilik, federasyonu yanıltma gerekçeleriyle Tepecik Spor Kulübü Başkanı Temel Eyüboğlu'nu disiplin kuruluna sevk ettiler. Bana lisansı veren federasyon, tecili yapan da ilgili makamlar. Suçum şöhretli olmaksa, futbol oynama hakkımı elimden alsınlar.
Futbola bu kadar düşkün olduğunuzu bilmiyordum.
- Anayasa'da bunun maddesi var. Herkes dilediği sporu yapabilir. Küçüklüğümden beri futbola merakımı herkes biliyor. Osmanlıspor, Halil Rıfat Paşa, Arsinspor, şimdi de Tepecikspor. Bu zamana kadar 3 resmi maçın ilk 18'inde oldum. Elimden geldiğince antrenmanlara katılmaya çalışıyorum.
KEŞKE ASKERLİĞİMİ YAPSAYDIM
Halı saha maçı değil ki bu. TV programı, sahne, albüm derken lisanslı futbola nasıl zaman ayırıyorsunuz?
- Gece geç yatan, içki-sigara içen adam değilim. Bar bar dolaşmıyorum. 13.30'da TV programım bitiyor. Antrenmanım 14.00'te. İşim çıktığında nasıl bir futbolcu sakatlanırsa, işi çıkarsa izin alır, ben de hocamdan izin alıyordum.
Tepecikspor sizi çok iyi bir futbolcu olduğunuz için mi aldı?
- Beni alırken şöhretimden de yararlanmak istemiş olabilir. Keşke böyle haberler olmasaydı ama bugün Tepecikspor'u bütün Türkiye tanıyor. Bu gayet normal. Eğer 18'e girmeyi hak etmesem, hoca almaz ki beni. Futbol ciddi oyun. Seyirci karşısına çıkıyorsun. Oynamayı bilmiyorsan, antrenmana çıkmıyorsan, güçlü değilsen rezil olursun. Bu aynen bizim meslekte sesi olmayan birinin sahneye çıkması gibi.
Basın durduk yerde size haksız ithamda mı bulunuyor?
- Tek anlamadığım, tecil bir hak olduğu halde hakkımdaki ithamlar. En kısa zamanda gidip askerliğimi yapacağım zaten. Keşke zamanında yapsaydım, 20-25 yaşlarındayken. O zaman okuduğum için tecilliydim. Üniversiteyi bitiremedim. Konservatuvarı üçüncü sınıfa kadar okuyabildim. Devam zorunluluğu olduğu için kaydımı almak zorunda kaldım. Eğer bitirseydim doktoramı, yüksek lisansımı yaparak askerliğimi erteletseydim, yine aynı şeyleri mi yazacaklardı? Biliyor musunuz, bugün Türkiye'de kaç avukat, bürokrat, gazeteci var; erteletmek için yüksek lisans, doktora yapan? Kilo alanlar, yurtdışında yaşayanlar... Ama ben yadırgamıyorum. Hak bu çünkü. Biliyor musunuz, başta üç büyükler, askerlik yapmamak için kaç futbolcu yurtdışında oynuyor? Futbol Federasyonu'na sorun. Önümüzdeki yıl, yurtdışında üç yıl çalışıp bedelli askerlik yapmak için gelecek birçok futbolcu var.
Kaç kez ve nasıl ertelettiniz askerliğinizi?
- Önce okuduğum için tecilliydim. Halk müziği eğitimi gördüğüm konservatuvarı üç yıl önce bıraktım. Bu konuda profesyonel değilim, kaçmıyorum, hiçbir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da kaçmaz.
Ailenizde asker kökenliler de varmış, doğru mu?
- Amcam, GATA'dan mezun bir albay profesör. İzmir'de ünlü bir beyin cerrahı. Asker gecelerine çağırdıklarında her zaman hazır oldum. 1996'da terörün en civcivli zamanında herkes korkuyorken gidip Şırnak'ta yılbaşını askerlerle kutladım. Birçok sanatçı arkadaşım benimle Diyarbakır'a kadar geldi ama Şırnak'a gelemediler. Tek başıma gidip üç gün kaldım. Benim askerlik fobim yok. Sadece tecil hakkımı kullanıyorum. Beni en çok üzen, bir gazetenin spor yazarının 'Alişan 1-TSK 0' diye bir başlık atması. Hukuken ne gerekiyorsa yapacağım. Orduyu küçük düşürmek gibi bir amacım olmadı. Beni neredeyse vatan haini ilan ettiler. Ben çok önemli adam değilim yahu.
Kamuoyunda zengin, ünlü, bürokrat, siyasetçi çocuklarının askerlik yapmadığı yönünde bir algı var.
- Hayır. Zengini yoksuluyla her vatandaş, aynı kışlada askerliğini yapıyor. Giden herkes kendi mesleğiyle ilgili görev alıyor. Ben de şerefimle yapacağım.
KÜRDÜM AMA KÜRTÇE BİLMİYORUM
İlk kasetinizin farklı bir isimle ve Kürtçe çıktığı söylenir. Neden gizlediniz?
- Annem babam Bingöllü. Kürdüm. Ailem 80 yıl önce gelmiş İstanbul'a. Kürtçe bilmiyorum ki Kürtçe kaset çıkarayım. Ortaokulu Özel Şişli, liseyi de Özel Evrim Lisesi'nde okudum. Babam inşaat mühendisi. Amcam, Türkiye'nin sayılı beyin cerrahlarından. Ailemde emniyet amirliğine yükselenler var. Herkes okumuş, eğitim seviyesi en az lisedir. Herkesin durumu iyi. Çok şükür pisliğe bulaşan insan yok. Şanslıyım, bana çok iyi eğitim ve olanaklar sağladılar. Bu nedenlerden dolayı bozulmadım.
Hatta kaseti, Şiwan Perwer'in yapımcısı çıkarmış.
- Hayır. Benim ilk Kürtçe şarkım, Naze oldu. Kürtçe bilmediğim için bakarak okudum. Zaten 1991'de, 15 yaşındayken ilk albümümü babam yaptı. Adı, Elazığ'ın Güzelleri. Serkan Burak'tı o zaman adım. Sonra da Kara Çadır'ı çıkardık. İkisinde de ses ve kayıt kötüydü. Kedi miyavlaması gibi.
Adınızı neden değiştirdiniz?
- O kasetler yüzünden. Prestij Müzik'e geçince eski şirketin hak iddia etmemesi için adımı değiştirdim. 1995'te, dayımın adını alıp Alişan oldum.
NE ÇETE GÖRDÜM NE DE ÜYE OLDUM
İyi bir ailedensiniz, kolejlerde okumuşsunuz ama adınız mafya ilişkilerine karışıyor. En son Kürşat Yılmaz'ın organize suç örgütüne yardım etmekten aldığınız cezayla gündeme geldiniz. Sedat Peker'le de kayıtlara geçmiştiniz.
- Sicil kaydıma baksanız, okulda disiplin cezam, karakola uğramışlığım bile yok. Hiç kimseyle husumetim yok. Kuzenimle dolaşırım, yanımda adam taşımam. Ne aşiretim, ne kavgam var.
Peki Sedat Peker ve Kürşat Yılmaz'la ilişkileriniz?
- Bu insanları tanımak çok normal. Kürşat Yılmaz davasında avukatlarım Yargıtay'a başvurdu. Ne yardımı, ne yataklığı? Sanatçı olduğum için herkesi tanıyabilirim. Çok normal. Ben sanatçıyım. Hayatım boyunca ne çete gördüm, ne de üye oldum.
Çeteler çizgi romanlardaki gibi yüzü maskeli korkunç adamlardan oluşmuyor ki.
- Hiçbir işimle ilgili araya kimseyi sokmadım. Verilen cezanın sebebi, sadece tanımak. Öyle evine girip çıkmak değil. Birkaç ekstrada birlikte olmuşuzdur, birkaç kez bir masada beraber oturmuşuzdur.
Sedat Peker'le de mi öyleydiniz?
- Sedat Abi'yi yıllar önce bir kere görmüşümdür. Öyle bir davam, dosyam yok. Sanatçı da sonuçta insan. Biri seni tanır, görmek ister, düğününe çağırsa sicil kaydı soramam ki. Ufak hatalar yapmışımdır, yapabilirim ama Allah'a şükür, ailemi sokağa çıkamaz duruma getirmedim.
Askerlikti, çeteydi, cezaydı; çetrefilli işlerle gündeme gelmek canınızı sıkmıyor mu?
- Sıkmaz mı? Acaba bugün ne yazmışlar diye her gün gazeteye bakıyorum. Üç aydır, duyan yazıyor. Kimse bana sormuyor, durumumu araştırmıyor. Spor kulübüne para verdiğim yazılıyor. Ailem de üzülüyor. Haksızlığa uğradığımı düşünüyorum. Sanki Türkiye'de bir ben tecilden faydalanmışım gibi üstüme geliyorlar.
EN BÜYÜK ASKER BİZİM ASKER TEMPOSU PROVOKASYONDU
Antalya'daki konserimde, bir TV muhabirinin provoke etmesiyle iki hanım, “En büyük asker bizim asker” diye tempo tuttu. Ben de onlara “Şimdi değil, gidince söylersiniz” dedim. Bunu benim ağzımdan “Siz gidin askere” demişim gibi yazdılar. Ben böyle şey söyleyecek kadar boş insan mıyım? Bu haberi yapanları mahkemeye verdim.
BEŞ VAKİT NAMAZ KILMAM AMA CUMAYI KAÇIRMAM
* Fazla et yemenin dışında kötü alışkanlığım yok. Sağlıklıyım, sportmenim. Tek kusurum uzun süredir kitap okumuyorum.
* Çok iyi basketbol, voleybol, bilardo oynuyorum. Play Station'da ustayım.
* Tenise gelince... Kimse bilmez, iyi tenis oynarım. Ailemiz tenisçi. Mesela annemin dayısının oğlu Ali Yenilmez'in İspanya'nın Mallorca adasında tenis okulu var. Ünlü tenisçi Rafael Nadal, onun öğrencisiydi.
* Ali Abi ve kardeşleri, çok iyi tenisçiler. Biri burada, ikisi ABD'de, biri Almanya'da burslu tenis eğitim görüyor. Geçen ay, sağlık sorunu yaşayan tenisçi Gürsel Yenilmez için Harun Tan bir gece düzenledi. Ali ağabey de katıldı ve Nadal'ın imzalı raketini getirdi.
* Altı yıldır ağzıma içki sürmüyorum. Beş vakit namaz kılmam ama cumayı kaçırmam. Dindarım, muhafazakâr değilim. Herkesin inancında, yaşam biçiminde özgür olmasını isterim.
* Sanatçı siyasetler üstü olmalı. Şarkılarımı, herkes dinlesin diye yapıyorum.