TBMM Genel Kurulu’nda 5 yeni vakıf üniversitesi kurulmasını öngören tasarının 1. maddesi kabul edildi. <br/>Ankara’da Anka, İstanbul’da Esen...
Abone olTBMM Genel Kurulu’nda 5 yeni vakıf üniversitesi kurulmasını öngören tasarının 1. maddesi kabul edildi.
Ankara’da Anka, İstanbul’da Esenyurt, Adana’da Kanuni, Konya’da Gıda ve Tarım ile Gaziantep’de Sanko üniversitelerinin kurulması, Altın Koza Üniversitesi’nin adının ise İpek Üniversitesi olarak değiştirilmesini öngören Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanarak, maddelerine geçildi. Tasarı üzerinde söz alan muhalefet partisi milletvekilleri, Altın Koza Üniversitesi’nin adının tasarı kabul edilmeden internet sitesinde "İpek" olarak değiştirilmesini eleştirdi. MHP grubu adına söz alan Ankara Milletvekili Zühal Topcu, Türkiye’de eğitim sisteminin içler acısı olduğunu savunarak, yeni kurulan üniversitelerin fiziki altyapı, nitelikli eleman ve kurumsal hale gelememe problemleri olduğunu söyledi.
CHP grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Nur Serter ise, YÖK’ün holding üniversitelerine karşı teslimiyetçi tavır takındığını ileri sürdü. Altınkoza Üniversitesi’nin adının ‘İpek’ olarak değiştirilmesini de eleştiren Serter, "Üniversitenin adı çok önemlidir. Çünkü diplomada yer alır, o diploma sadece Türkiye’de değil dünya genelinde dolaşıma girer. İsmin anlamlı, eğitimle, kentin özellikleriyle ya da Türk büyüklerinin isimleriyle bağlantısı olması teamülü varken bu alt üst edilmiştir. Bakın kurulan üniversite isimlerine Medipol. ’Medipol’ diye bir üniversite adı olur mu? Bugün teklif edilen üniversite adına bakalım Sanko. Yakında buzdolabı ve çamaşır makinesi isimlerinin de üniversite adı olarak teklif edildiğini göreceğiz. Çünkü bu işin artık ayarı tamamıyla kaçmıştır. Böyle bir ciddiyetsiz tavra YÖK’ün derhal dur demesinin gerektiğinin altını çiziyorum" dedi.
BDP grubu adına söz alan Hakkari Milletvekili Adil Zozani de eğitim sistemini eleştirerek, "4+4+4 çözüme katkı sunmadı, 8+4’te çözüme katkı sunmadı. Sorun tekçi zihniyet sorunu. Sorun bu coğrafyada yaşayan farklı kültür ve dilleri yok sayma sorunudur" diye konuştu.
AK Parti grubu adına konuşan Mersin Milletvekili Nebi Bozkurt ise, ilahiyatçı olduğunu dile getirerek, "Kamalizm" adlı kitaptan alıntılar yaptı. Bozkurt, “Alt başlığı, CHP’nin programının izahı. CHP’li arkadaşlarımız belki daha özenle dinlerler. Niye ’Kemalizm’ değil de ’Kamalizm’ denilmiş. Atatürk’ün nüfus cüzdanında, kimlik belgesinde tabi bazılarında adı Mustafa Kamal şeklinde geçiyor. Kitabın yazarı Edirne Milletvekili Şeref Aykut. 1936 yılında yayımlanmış. Yazar kitabın birçok yerinde Kamalizmi bir din olarak tanımlıyor. Daha ön sözünde ’yalnız yaşamak dinini aşılayan ve bütün prensiplerini ekonomik temeller üzerine kuran bir din’ diyor. Kitapta Osmanlı’nın son padişahı yüz karası olarak ifade ediliyor. Yazara göre tapılan görülmeyen değil, görülen hakikattir. Laiklik ilkesini anlatırken zaten İslam’ı bir kabus gibi görüyor” şeklinde konuştu.
Bozkurt’un sözlerine CHP milletvekilleri tepki gösterirken, CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi şunları söyledi:
"Hangi üniversitelerden mezun olmuşlar bilemiyorum. Benim ilahiyat bilgimin onlardan daha iyi olduğunu görüyorum. Tarihin çöplüklerine gidiyorlar, orada bir şeyleri eşeleyip, bir şeyleri buluyorlar ve getirip burada okuyorlar. Bakın bizim tarihimizde şirk yoktur. Allah’a eş koşmak yoktur. Başbakan’ı Allah yerine koyup, ona ibadet etmek yoktur. Bir milletvekili şu anda bu parlamentoda diyor ki, Sayın Başbakan ile beraber olma imkanını bulduk, Sayın Başbakanımıza dokunmak bile ibadettir. Ne zamandan beri insanlara dokunmak ibadet sayılıyor. İnsanların önünde ne zamandan beri secde ediliyor. Sizin din anlayışınız bu."
Bazı AK Parti’li milletvekillerinin "şirk"in ne anlama geldiğini bilip bilmediğini sorduğu Hamzaçebi, "Sayın ilahiyatçılar, ‘şirk’ ne demek oturup bakın. Sizin hayatınız şirk" yanıtını verdi.
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ise, ilahiyatın farklı bir konu olduğunu belirterek, "Birisinin inancının ne olduğunun, inancını mübalağalı ifade etmesinin şirk koşmakla ne alakası var" diye konuştu.