BIST 9.658
DOLAR 34,64
EURO 36,38
ALTIN 2.915,23
HABER /  GÜNCEL

5 Haziran 2011 Basın Özeti

Gıdaya yönelik terör tehdidi konusunda dükkanlara uyarı, Observer'dan Erdoğan analizi, Dünyanın ormanları yoğunlaşıyor ve İngiltere'de Cambridge ve Oxford'a rakip geliyor

Abone ol

"Gıdaya yönelik terör tehdidi konusunda dükkanlara uyarı."

Sunday Telegraph, manşetten yer verdiği haberinde İngiltere hükümetine bağlı güvenlik danışmanlarının uyarısına yer veriyor.

Ulusal Altyapının Korunması Dairesi'nden gelen uyarı, Almanya'daki ölümcül E.koli salgınına ilişkin son değerlendirmeleri takip ediyor.

Buna göre yetkililer, gıda ve içecek üreticilerini, satıcılarını ve süpermarketleri, tesislerindeki ve depolarındaki güvenliği sıkılaştırmaya, gıda zincirinde güvenlik açığı oluşabilecek noktaları belirlemeye çağırdı.

"Uzmanlar, E.koli salgınının gıda zincirinin ne kadar korunmasız olduğuna ve bakterilerin ne kadar çabuk yayılabildiğine işaret ettiğine dikkat çekmişti.

"Salgın nedeniyle ölenlerin sayısı 18'e ulaşırken 1800'den fazla kişinin ağır hasta olduğu ve ölü sayısının daha da artmasının beklendiği ifade ediliyor.

"Önde gelen bir Alman doktor, dün akşam bakterinin kasten yayılmış olması ihtimaline ilişkin bir soruşturma yürütülmesi çağrısında bulundu.

"Berlin'deki Vivantes hastanesinin hijyen bölümü başhekimi Klaus-Dieter Zastrow, 'Akli dengesi olmayan bir kişi, pekala kalkıp bir kaç kişiyi öldüreceğim ya da 10 bin kişiye ishal bulaştıracağım diye düşünmüş olabilir.' diye konuştu."

Sunday Telegraph, geçmişte kasten gıda zehirlenmesi gibi yöntemlere genellikle herhangi bir kişiye garezi olan bireylerin ya da haraca kesmeye çalışan adi suçluların başvurduğuna ancak güvenlik yetkililerinin artık bu tür eylemler için El Kaide örgütü, hayvan hakları savunucuları gibi gruplardan da endişe ettiklerini, böyle bir tehdidin oluşmakta olduğunu belirtiyor.

'Türkiye'nin kaderini çizecek adam'

Observer gazetesi yazarlarından Peter Beaumont, Türkiye'de 12 Haziran'da yapılacak genel seçimlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden seçilme arzusu içinde olduğunu aktarırken, ülkenin tarihinde kritik önem taşıyan bir kavşağa yaklaştığı yorumunu yapıyor.

Gazetenin internet sitesinde ise "Erdoğan Türkler için hala, baba figürü mü?" başlığı tercih edilirken "Türkiye Başbakanı yeniden iktidar arayışına girişirken, bir zamanlar onu destekleyen liberaller, neden modern İslamcılardan korkuyorlar" sorusu yöneltiliyor.

Observer yazarı Peter Beaumont, yazısına Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan'ın Erdoğan'a yönelik eleştirileriyle başlıyor ve Altan'ın 'İnsanlar zamanında sizi dürüst ve cesur olduğunuz için destekledi. Partiniz, Türkiye'yi daha özgür ve daha kalkınmış bir ülke haline getiriyordu. O dürüst ve cesur hâlinizi özleyeceğiz. İzlediğiniz politikalar sizi, baskı görenin tarafından uzaklaştırdıkça, siz de bir gün eski halinizi özleyeceksiniz. " dediğini aktarıyor.

Başbakan Erdoğan'ın seçimi yeni bir dönem daha kazanmasının beklendiğini aktaran Beaumont, Erdoğan ile Altan arasında yaşananları ise "öğretici" olarak değerlendiriyor.

Beaumont, Türkiye'nin onlarca yıldır olduğundan da fazla önem taşıdığını, nüfuzunun Ortadoğu'da ABD'yi dahi gölgeleme tehdidi yarattığını, ancak ülkede dümeni yöneten kişinin karakteri ve hırslarına ilişkin soruların giderek daha da açığa çıktığı yorumunu yapıyor.

Yazar, Türkiye'nin bugün dünyanın 17'inci en büyük ekonomisi olduğunu, jeopolitik ve kilit önem taşıyan bir enerji boru hattı olması açısından Avrupa ile doğu arasında bir kavşakta yer aldığına dikkat çekiyor.

Beaumont, Erdoğan'ın Türkiye'nin ekonomide canlı ve güvenli bir uluslararası oyuncuya dönüşmesinde öncülük eden kişi olarak görülse de, kendisinin ve partisinin gücünü arttırma isteğinin bazı kesimleri huzursuz ettiğini, Altan'ın yorumlarının da bunu yansıttığını kaydediyor.

"Erdoğan'ın destekçilerince bilindiği adıyla 'Tayyip Baba'nın neden o kadar popüler olduğunu anlamak pek zor değil." diyen yazar şöyle devam ediyor:

"Erdoğan, milliyetçilik, popülizm ve halkın yüzde 95'inin Müslüman, ama devletin laik olduğu Türkiye'de, çoğunluğun kabulünü gören, orta halli muhafazakar ahlaka dayalı ve akıllıca bir sentez sayesinde büyük destek kitlesi topladı."

Peter Beaumont, yazısının bu bölümünde Erdoğan'ın ekonomi, AB üyelik süreci ve uluslararası politikalarda elde ettiği başarılara dikkat çektikten sonra, Türkiye'nin bağımsız bir dış politika oluşturduğunu belirtiyor ve bu politikanın İran'a daha yakın, ama bölgede bir zamanlar en yakın müttefiki olan İsrail'den uzaklaşan bir yapıda olduğunu vurguluyor.

Peter Beaumont, "Bununla beraber Erdoğan'ın bir sorunu varsa, bu, devamlı kendisine muhalefet eden, kendisini kabadayı gibi gören Kemalist sekülerleri, daha da soğutması değil. Asıl mesele, bir zamanlar Erdoğan'ı desteklemiş olsalar da şimdilerde onu alıngan, baskıcı ve giderek daha da otoriterleşen bir lider olarak gören liberal aydınların sayısının artmasında yatıyor" diyor.

Yazar, "Erdoğan'ın izlediği istikamete ilişkin giderek artan telaşı" da onlarca yıl, siyasete ordu desteğindeki seküler elitin hakim olduğu bir ülkede, Erdoğan ve partisinin, aynı sekülerlerin gücünü kırmaya yönelik çabalarıyla" açıklıyor.

Observer yazarı, yazısının sonunda Erdoğan'ın "Beyoğlu'nun hayatını yaşamasam da Beyoğlu'nu iyi bilirim" sözlerini hatırlatırken şu yorumu yapıyor:

"Mesele ise şu: Art arda üçüncü zaferini kazandıktan sonra, hazır muhalifleri de çekilme halindeyken, bunu hatırlamaya istekli olacak mı? Veyahut, eski, sadık sağ kolu Ahmet Altan'ın hayranlık duyduğu "eski kendisini" mi hatırlayacak?"

Dünyanın ormanları

Independent on Sunday gazetesi manşete çektiği özel haberinde sonunda Dünya için bazı iyi haberleri müjdeleyebileceklerini yazıyor.

Gazetenin aktardığına göre yeni yapılan bir araştırma, dünyadaki ormanların yoğunluğunun büyük ölçüde arttığını ve ağaçların düşünülenden daha fazla karbon emdiği yolunda umutlar bulunduğunu ortaya koydu.

Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'da bilim adamlarının yaptığı yeni araştırmaya göre uzun yıllar büyük gerilemenin görüldüğü dünya ormanlarının yoğunluğu artış sergilemeye başladı.

Uzmanlar bu değişimin carbon salımlarının emilimi ve iklim değişikliği açısından olumlu sonuçlar doğurabilir.

Araştırmayı Helsinki Üniversitesi ile New York'taki Rockefeller Üniversitesi araştırmacıları yürttü.

Buna göre 698 ülkeden 45'inde ormanlar giderek daha da yoğunlaşıyor.

Bu dünya genelindeki ormanların yüzde 72'sine denk düşüyor.

Çevre uzmanları bugüne dek en büyük ilgi ve kaygılarını ormanlık alanların küçülmesine yoğunlaştırmışlardı, ancak araştırmanın yazarları ormanların daha yoğun olduğu yolundaki kanıtların, atmosferdeki karbon oranlarının azaltılmasında hayati rol oynayabileceğini belirtiyor.

'Yeni Oxbridge yaratılıyor'

Sunday Times gazetesinin manşet haberlerinden biri ise İngiltere'nin en ünlü akademisyenlerinden bazılarının, dünyaca ünlü Oxford ve Cambridge üniversitelerine rakip olacak yeni bir özel üniversite hazırlığına giriştiklerini aktarıyor.

Öğrencilerden yılda 18 bin sterlin alması planlanan üniversite için kimliği gizli tutulan yatırımcıların milyarlarca dolar para verdikleri ve üniversitenin, Amerika'nın saygın, liberal sanat kolejleri model alınarak oluşturduluğu belirtiliyor.

Oxbridge, Oxford ve Cambridge üniversitesinde eğitim görenleri tanımlamak için genellikle kullanılan bir ifade.

Bu üniversitelerde yaygın uygulamalardan biri de öğrenciyle akademisyenin bire bir görüşmeler yapması.

Ancak son yıllarda kesinti planları kapsamında bu tür görüşmelerin sayısının azaldığı biliniyor.

Sunday Times, kurulacak yeni üniversitede 14 yıldız profesörün görev yapacağını ve haftada en az bir kez, bire bir görüşme adetinin geliştirileceğini vurguladı.

Londra'nın merkezinde Bloomsbury semtinde açılacak olan New College of the Humanities - Yeni Beşeri Bilimler Koleji, gelecek aydan itibaren başvuruları kabul etmeye başlayacak.

Üç yıllık ilk lisans programını ise 2012 yılının Ağustos ayında başlatacak.