BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  GÜNCEL

5 Ekim İngiltere basın özeti

İngiltere basınında bu sabah öne çıkanlar: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Avrupa'daki temaslarında gündeme gelecek olası konu ve pazarlıklar, İngiltere'nin Suriye politikasındaki değişikler.

Abone ol

Bu sabahki İngiliz basınında, İngiltere'nin Suriye politikasıyla iki ayrı haber dikkat çekiyor.

Bunlardan biri Independent'taki Savunma Bakanı Michael Fallon'ın diğeri ise Daily Telegraph'taki Dışişleri Bakanı Philip Hammond'ın açıklamalarına dikkat çeken haberler.

Independent'ın ana sayfa manşetinde taşıdığı haberde 'İngiltere'nin birkaç hafta içinde Suriye'de IŞİD'e karşı hava saldırılarına başlayabileceği" belirtiliyor.

Independent, Savunma Bakanı Fallon'ın Muhafazakâr Parti'nin yıllık konferansında yaptığı konuşmada verdiği mesajlardan bu sonucun çıktığını yazıyor.

Daily Telegraph ise Dışişleri Bakanı Hammond'ın yine konferansta yaptığı konuşmada, savaş bitene kadar Beşar Esad'ın Suriye'de iktidarda kalabileceğini, bunu sorun etmeyeceklerini söylediğini aktarıyor.

Gazete, İngiltere'nin son haftalarda, bu konuda savunduğu politikayı yumuşattığının görüldüğünü yazıyor.

Guardian: Avrupa'nın Erdoğan'a her zamankinden fazla ihtiyacı var

Guardian gazetesinde Simon Tisdall imzasıyla yayımlanan analizde, Avrupa'ya göçmen akışı, IŞİD ve Rusya'nın Suriye'deki askeri operasyonları nedeniyle Avrupa'nın, Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a daha önce hiç olmadığı kadar ihtiyacı olduğu belirtiliyor.

Tisdall, analizi Erdoğan'ın Avrupa ziyareti üzerine kaleme almış.

Analizin başında Tisdall özetle, "Avrupalı liderlerin son yıllarda, otoriter eğilimleri; yeni Osmanlı siyaseti, Washington ve Nato'ya uyum içinde hareket etmeyi reddetmesi nedeniyle Erdoğan'ı hemen hemen dışlanmış biri olarak gördüğünü" belirtiyor.

Ancak Tisdall, "Erdoğan'ın Brüksel ziyaretini gerçekleştirdiği bu günlerde, Avrupalı liderlerin acı bir şekilde durumun tersine döndüğünün farkında olduğu" belirtiyor.

Tisdall bunun nedeninin, "eşi benzeri görülmemiş bir göçmen akışı, IŞİD teröristlerinin yarattığı tehdidin büyümesi ve Rusya'nın Suriye'deki askeri müdahalesi olduğunu" belirtiyor ve ekliyor:

"Avrupa'nın Erdoğan'a daha önce hiç olmadığı kadar ihtiyacı var."

Tisdall göçmen krizi konusunda, "Erdoğan'ın göçle ilgili yardım etmeye hazır olup olmadığı Avrupa'nın karşılığında ne sunacağına bağlı olabilir" yorumunu yapıyor.

Yazıda, Erdoğan'ın Rusya'nın Suriye'deki askeri müdahalesi konusunda Avrupa'yla aynı kaygıları paylaştığı belirtiliyor.

Analizde, "Erdoğan'ın Suriye'nin kuzeyinde uçuşa yasak bölgelerle desteklenecek bir güvenli bölgenin kurulmasını savunageldiği, bu fikrin ABD ve İngiltere tarafından bloke edildiği ancak Rusya'nın hava saldırılarından sonra sivillerin yer değiştirebileceği ve Türkiye'ye akabileceği, Erdoğan'ın bakış açısından bunun güvenli bölgeyi daha acil bir hale getirdiği" belirtiliyor.

Tisdall Erdoğan'ın Avrupa ziyaretinde ayrıca, basın özgürlüğüne AB'den gelen eleştirileri durdurmak istediğini ve artan çatışma süreciyle ilgili de destek arayacağını belirtiyor.

Analizinde son bölümünde, "Erdoğan'ın peşinde fazla zaman harcamayacağı tek konu ise Türkiye'nin uzun dönemdir geciktirilmiş AB üyelik başvurusu" ifadesi yer alıyor.

FT: Göçmen krizine odaklanan AB Erdoğan'a eleştirilerini yumuşatıyor

Financial Times, Avrupa Birliği'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, Suriyeli göçmenlerin Avrupa'ya akışını durdurmak için büyük bir plana ikna etmeye çalışacağını yazıyor.

Gazete, AB'nin Türkiye'yi ikna etmek için "tatlandırıcılar" sunabileceğini belirtiyor.

Haberde özetle şu ifadeler yer alıyor:

"Bugün Brüksel'deki görüşmelerde üst düzey AB yetkilileri Erdoğan'dan büyük bir göç eylem planını kabul etmesini isteyecek. Plan, sınır kontrollerini sıkılaştırmayı, büyük iltica başvurusu merkezleri açmayı ve hatta muhtemelen 2 milyon Suriyeli'ye Türkiye'de çalışma hakkı vermeyi içeriyor."

"AB'nin talepleri aşırıya kaçan istekler. Avrupa göçmen krizinin patlak vermesinden bu yana blok (AB), Erdoğan'ı baştan çıkartmanın yollarını bulmak için mücadele verdi. Ocak ayından bu yana AB'ye girme girişiminde bulunan 350 bin sığınma hakkı arayan kişiden sadece 50 bini Türkiye sınırında durduruldu".

"Muhtemel tatlandırıcılar şunları içeriyor: 250 milyon Euro'luk fazladan AB fonu, Türkler için vize serbestliğine ivme kazandıracak siyasi hız, mültecilerin yeniden yerleştirilmesi için yeni bir teklif."
FT, "göçmen krizine yoğun bir şekilde odaklanan Avrupa'nın Erdoğan'ın iddia edilen otokrat yönetimi, yargının bağımsızlığı ve basın özgürlüğüyle ilgili korkulara dair eleştirilerini yumuşatmaya başladığını" yazıyor.

FT, konuyla ilgili, isim vermeden AB'den bir diplomatın görüşlerine de yer vermiş:

"Üst düzey bir Avrupalı diplomat, 'Gerçekten hiç sevmediğimiz bir hükümeti kucaklıyoruz' dedi ve ekledi: ''Bu göçmen akışını düşürmemiz gerekiyor. Bu, reel politik haline geldi. İç politikayla ilgili kaygılarımızı bir kenara bırakıyoruz".

FT, "Ankara'nın AB'yle sıkı bir pazarlık yapacağını" yazıyor.

Gazetede yine isim verilmeden bir Türk diplomatın görüşleri de aktarılmış: "Acelemiz yok. Bununla yıllardır uğraşıyoruz. Şimdi, bir anda, işbirliğimizi istiyorlar. İstek listelerimiz yok. Pazarlık yapmıyoruz. Bu, zaman alacak."

FT, Erdoğan'ın AB'den en büyük talebinin Suriye'nin kuzeyinde bir güvenli bölgenin kurulması olacağını, AB liderlerinin buna karşı olduğunu ancak bunun en azından tartışılabileceğini yazıyor.

Gazeteye göre Erdoğan ve AB arasındaki en önemli tartışma ise vize serbestliği konusunda yaşanacak.