BIST 9.636
DOLAR 34,65
EURO 36,34
ALTIN 2.928,40
HABER /  GÜNCEL

5 bin öğretmen alınacak

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, makamında eğitim muhabirleriyle sohbet toplantısı yaptı. Çelik, gazetecilerin gündemdeki sorularına cevap verdi.

Abone ol

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye için çok önemli bir hedef olduğunu belirterek, ''AB'ye girilmesi için bize düşen neyse yapmamız lazım'' dedi. Çelik, makamında eğitim muhabirleriyle sohbet toplantısı yaptı. Çelik, gazetecilerin gündemdeki TCK Tasarısı ve AB'ye üyelik ile ilgili tartışmalara ilişkin soruları üzerine, şunları söyledi: ''Benim bir makalem var. 'AB'ye giriş cennet mi cinnet mi?' diye. Bazılarına göre cinnet, bazılarına göre cennet. Ben meseleyi böyle cinnet, cennet boyutunda görmüyorum. AB Türkiye için çok önemli bir hedeftir. AB'ye girilmesi için bize düşen neyse yapmamız lazım. Tabii ki her ülkenin farklı hassasiyetleri olabilir, bunlar görüşülür konuşulur. Ama temel meselelerde, siyasi kriterlerde AB'ye uyum sürecinde yapılması gerekenleri konuşmalıyız. Sayın Başbakan'ın 'olmazsa olmazımız değil' derken, bu konuda gevşediği onu istemediği anlamı çıkarılmamalıdır.'' 5 BİN VEKİL ÖĞRETMEN ALINACAK Öğretmen ihtiyacı ve öğretmenlere yönelik çalışmalarına değinen Çelik, 5 bin vekil öğretmen alınmasına yönelik çalışmaların da tamamlandığını bildirdi. İngilizce, Bilgisayar ve Türkçe branşlarında öğretmen açığı bulunduğunu kaydeden Çelik, İngilizce ve bilgisayar öğretmeni açığının sözleşme, Türkçe öğretmeni açığının da Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenleri yoluyla çözümlemeye çalıştıklarını belirtti. Açık bulunan okullara öğretmenlerin görevlendirilmesi talimatı verdiğini söyleyen Çelik, ''Oturarak maaş alma yok'' dedi. Çelik, şu anda kağıt üzerinde 71 bin öğretmen açığı olmasına karşın, 28 bin öğretmen fazlası bulunduğunu, fazlalığın daha çok meslek branşlarında olduğunu bildirdi. 3 Eylül'de yapılan öğretmen atamalarında göreve başlamayanların yerine yenilerinin atanacağını kaydeden Çelik, gelecek yıl alınacak öğretmen kadrosuna ilişkin bilgilerin henüz netleşmediğini anlattı. Çelik, ''2005 yılı bütçesi çıktıktan sonra öncelikle bütün kamu için kaç kadronun kullanımına izin çıkacak, bunun kaçı bize tahsis edilecek, biz ona bakarız'' diye konuştu. DAYANIKLI DERS KİTAPLARI Çelik, bir soru üzerine, yeni müfredata göre hazırlanacak ders kitaplarının öğrencilerin 2-3 yıl gibi uzun süre kullanımına olanak verecek şekilde, daha dayanıklı basılacağını belirterek, bu kitapların öğrencilere iade etmek koşuluyla verileceğini kaydetti. Çelik, bu uygulamanın 2005-2006 eğitim-öğretim yılına yetiştirilmeye çalışılacağını bildirdi. ''İNCELEME BAŞLATTIM'' CHP Milletvekili Algan Hacaloğlu'nun, ''101 trilyon liralık kaynağın ihalelerde yok edildiğine'' iddialarıyla ilgili soru önergesi verdiğinin anımsatılması üzerine Çelik, bu konuda basında çıkan haberleri ihbar kabul ederek inceleme başlattığını söyledi. Çelik bugüne kadar 100'e yakın firmayı ihaleden men ettiğini anlattı. ÖĞRETMENLERE UCUZ BİLGİSAYAR Öğretmenlerin uygun fiyatla dizüstü bilgisayar edinmelerine yönelik çalışmalarının da sürdüğünü anlatan Çelik, ''Fiyatı belki bilgisayarın gerçek fiyatının yarısından daha az ve taksitli olacak. Öğretmenlere bunun için kredi temin edecek bankayla görüşüldü'' dedi. Bir soru üzerine, okullara bilgisayar teknolojisi sınıfları kuran işadamlarına vergi kolaylığı sağlanmasına ilişkin çalışmalarının sürdüğünü belirten Çelik, yarın Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile konuyu görüşeceklerini ifade etti. 20 YENİ ÜNİVERSİTE 20 ile üniversite kurulmasına ilişkin çalışmalar konusunda da bilgi veren Çelik, şunları söyledi: ''Bizim şu anda yaptığımız çalışma üniversitelerin bölünmesinden ziyade, üniversitelerin diğer üniversitelerin himayesinde kurulan illerdeki fakültelerin bir rektörlük çatısı altında birleştirilerek kendi yoluna müstakil üniversite olarak devamlarını, gelişimlerini sağlamak. Taşrada belli üniversitelere bağlı kurulan fakülteler, ancak o üniversitelerin merkezlerinden himmet buyrulduğu kadar imkan buluyor. Ama müstakil üniversite olur da oranın rektörlük birimleri kurulursa personel dairesi başkanlığı, öğrenci işleri daire başkanlığı, yapı dairesi başkanlığı gibi üniteler bulunursa o zaman o üniversite kendi ayakları üzerinde daha rahat durur ve gelişir.'' Bu konuda YÖK ile birlikte çalışılıp çalışılmadığı sorusuna karşılık Çelik, ''Biz bir çalışma yaptıktan sonra elbette onlarla paylaşacağız. YÖK neticede Türkiye'de üniversitelerin bağlı olduğu, planlamanın yapıldığı yerdir. Ama personel, bütçe meselesi hükümetle ilgilidir'' dedi. MEB Dış İlişkiler Genel Müdür Vekili İbrahim Kapaklıkaya ile ilgili basında yer alan haberlerin anımsatılması üzerine de Çelik, ''Etik bulmadığım bir şeyi imzalamazdım. Burada anormal olan birşey yok. Bunda şu kadar bir tereddüdüm olsa kesinlikle altına imza atmazdım'' dedi. ''Bazı mahalli günlerin ve bayramların kaldırılacağına'' ilişkin açıklamasının anımsatılması üzerine Çelik, amaçlarının çocukları gereksiz teferruatlardan kurtarmak olduğunu kaydetti. Çelik, şöyle konuştu: ''Eğitim öğretimin olduğu her gün ya bir şey günüdür, ya bir şey haftasıdır. Çocuklar bunlara hazırlanmaktan, öğretmenler bu günleri kutlamaktan eğitim öğretim yapamıyorlar. 10 tane ayrı gün kutlamak yerine, o anlamı verebilecek şekilde bunu derleyip toparlamak daha mantıklı. Bizim yapacağımız budur. Mesela benim çocukluğumda 27 Mayıs bayram olarak kutlanırdı, bazılarına göre hala bayram olmalıdır. Ama bana göre 27 Mayıs Türk tarihinde kara bir lekedir. 12 Eylülcülerin olumlu tarafı 12 Eylül'ü bayram haline getirmemeleridir.'' MEB'İN ARAÇLARININ PLAKASI Bir soru üzerine Çelik, MEB'in araçlarının yenilendiğini bir bankanın 3 yıllığına araçları kiraladığını kaydetti. Çelik, 'Bizim eski araçlarımızın astarı yüzünden daha pahalıya geliyordu. 1989, 1990 model arabalar vardı ve bunların yıllık tamirat bedeliyle bunları yeniden almak mümkündü'' dedi. Bir gazetecinin, ''Plakaların AK olması tesadüf mü?'' sorusuna karşılık Çelik, ''Bu gerçekten tesadüf. Onu ben de sordum. Trafiğe müracaat etmişler. 'Sırada olan bu', denilmiş'' diye konuştu.