Bursa Ulucami’deki 500 yılık Kabe-i şerif örtüsü lazerle tamirattan geçiriliyor.<br/>Hilafetin Osmanlı İmparatorluğu’na geçişinin önemli bir...
Abone olBursa Ulucami’deki 500 yılık Kabe-i şerif örtüsü lazerle tamirattan geçiriliyor.
Hilafetin Osmanlı İmparatorluğu’na geçişinin önemli bir siyasi belgesi olan Ulucami’deki örtünün nisan ayında tamiratına başlandığını belirten Bursa Vakıflar Bölge Müdürü Mürsel Sarı, taşınmaz kültür varlığı olan Ulucami’nin geçtiğimiz yıllarda tepeden tırnağa restorasyondan geçtiğini kaydetti.Sarı, restorasyon esnasında sadece kaba temizliği yapılıp yerine asılan örtünün Konservasyon Uzmanı Levent İnan’ın denetiminde bakımdan geçtiğini kaydetti.
"ARADAN 500 YIL GEÇTİ’’
1517 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Mısır’ın fethi ve hilafetin Osmanlı’ya geçtiği dönemde padişahın bizzat bu örtüyü getirdiğini hatırlatan Sarı, "Aradan 500 yıl geçti. Ama bu örtünün şiddetle onarıma ihtiyacı var.2013 yılı Nisan ayı sonu gibi konservasyon başladı. 120 günlük bir süremiz var. Bu sürede örtü tepeden tırnağa bakımdan geçecek ve tekrar yerini alacak" dedi.
"EN SON TEKNOLOJİYİ KULLANIYORUZ’’
Kabe örtüsünün bakımında görevli olan tekstil tasarım restorasyon ve konservasyon uzmanı Levent İnan, Hilafetin Osmanlı Devleti’ne ilk geçtiği döneminin perdesi olma özelliğini taşıyan eserin 500 yıllık olması sebebiyle tamiratının zor olduğunu ifade eden İnan, "Bu yüzden en son teknolojiyi kullanarak perdeyi asgari müdahalelerle ihya etme çabasındayız. Şu anda birkaç aşamamız var. Yapım tekniğine bakarsak ipek atlas kumaş üzerine altın tel işleme tekniğinin kullanıldığını gözlüyoruz. Bordürlerle etrafı sarılmış. Bu motifli işlemenin etrafında kadife alanlar mevcut. Yıllar içinde olumsuz şartlar kadifenin yok olmasına yol açmış. Dağılan yerlerinin bozulma süresini durdurmak istiyoruz" diye konuştu.
"ORİJİNAL KUMAŞA ZARAR VERMEYECEĞİZ"
5 asırlık eserin çok kırılgan bir yapıya sahip olduğunu kaydeden İnan, "Bundan sonra metal temizlikleri yapıp kumaşın üzerinde biriken tozları alacağız. Parçalanmış alanları destek kumaşlar kullanarak sabitleyeceğiz. Tamamlandığında, üst tarafındaki parçalanmış bölgelerin gözükmemesi için saf ipek kadifeden bir alan oluşturup o parçalanan yerleri göstermeyeceğiz. Bu kumaşı yerleştirirken esas kumaşa dokunmayacağız" ifadelerini kullandı.
"ÖRTÜNÜN ÜZERİNDEKİ KALINTILAR BUHARLA YOK EDİLİYOR"
Kumaşın tamir edildiği odanın sıcaklığını ve nemini esere zarar vermeyecek seviyede tuttuklarını ifade eden İnan şöyle devam etti:
"Oda sıcaklığımız 21-22 derece. Nem oranı ise azami yüzde 50’dir. Bunun üzerine çıkarsa küflenme olur, altına inerse ise bu sefer kurumalar başlar. Lazer tekniği ile çalışıyoruz. Lazer tekniği özellikle çok yaşlı ve elle dokunulmayacak kadar hassas eserlerde kullanılan bir teknoloji. Malzemenin üzerinde biriken kalıntıların tamamını buharlaştırma yoluyla yok ediyoruz."
İnan, örtü üzerindeki kitabenin Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mefail Hızlı tarafından tercüme edildiğini anlattı.
KABE ÖRTÜSÜNÜN HİKAYESİ
Doç. Dr. Hülya Tezcan’ın yaptığı araştırmaya göre, Yavuz Sultan Selim Mısır’ı fethi sırasında perdeyi Ulucami’ye hediye etti. Ancak dönemin kaynakları, Mercidabık Savaşı’nın yapıldığı ve Halep’in Osmanlılar’ın eline geçtiği 1516 yılında savaş ortamı sebebiyle hac yapılamadığını, Kabe örtülerinin Memluklular tarafından gizlice gönderildiğini yazıyor. 1517 yılındaki Ridaniye Savaşı ile Mısır Osmanlıların eline geçer. Mısır hakimiyetini son veren bu savaşla hilafet Memluklulardan Osmanlı’ya geçer. Yavuz Sultan Selim, halife olduktan sonra bir müddet daha Mısır’da kalır ve Kabe örtülerinin kendi adına hazırlanmasını emreder. Örtünün Memlukluların gizlice gönderdiği perde mi, yoksa 1517 yılındaki Ridaniye Savaşı sonrasında alınan perde mi olduğu tam olarak bilinmiyor.
ÖRTÜNÜN ÖZELLİKLERİ
Perde 405 santimetre uzunluğunda olup, 332 santimetre genişliğinde. Kapı açıklığını sağlayan yırtmacın yüksekliği 136 santimetre. Güvez rengi ipek havlı kadife zemini tamamen tahrip olurken, orijinal renk ancak üst kısma kenardan serbestçe sarkan parçaların altında kalan yerlerden anlaşılıyor. Perdenin etrafını siyah ipek atlas zemin üzerine pamuk ipliğinden yapılmış dolgular üzerine dival işi tekniğinde işlenmiş geniş ve zengin bir bordür çeviriyor. İşleme ipliği gümüş üzerine altın yaldızlı metal tel. Perdenin üzerinden serbest sarkan 5 parçadan dördü birbirinin eşi olup, sivrilerek son buluyor. Dört sivri parçanın ucundan ahşap üzerine gümüş levha kaplandığı görülüyor. Ortadaki 5. parça ise dikdörtgen şeklinde olup, alt kısmı ağ şeklinde örülmüş ve ince kodon şeklindeki püsküllerle sonlanmış. Perdenin 586 yıl gibi süre asılı kalmasına rağmen zengin kumaşı hariç günümüze kadar çok iyi bir durumda kalması dikkati çekiyor. Perde, önemli bir sanat eseri olmasının yanında Mısır’ın fethi ve hilafetin Osmanlı İmparatorluğu’na geçişinin önemli bir siyasi belgesi.
(İHA)