Dünya Bankası'nın raporu sanki bir dehşet raporu! Havalar ısındıkça şehirler batıyor. İstanbul da aynı Karaman'ın iklimine sahip olacak!
Abone olİstanbul 40 yıl sonra güneyde yer alan Karaman’ın iklimine sahip olacak
Kopenhag’daki İklim Zirvesi sürerken Dünya Bankası’nın iklim raporu Türkiye’yi de ilgilendiren bir dehşet senaryosuna yer verdi. Raporda kuzey Avrupa kentlerinin yüzyılın ortalarında Akdeniz iklimine hazırlıklı olması gerektiği belirtilirken, yer alan bir haritada 40 yıl sonra İstanbul’un “Karaman ilinin iklimine” sahip olacağı gösterildi.
Raporda, “Çevreleyen kırsal alanlardan 3.5-4.5 santigrat dereceye kadar daha fazla ısı üreten kent ısı adalarıyla, sıcak dalgalarının frekansları ve yoğunluklarında artış olasılığı bulunmaktadır” denilerek özellikle Ankara İstanbul gibi çarpık ve aşırı yapılaşmanın görüldüğü bölgelere uyarıda bulunuldu.
SERİN BOĞAZ RÜZGÂRLARI RÜYA MI OLACAK?-
Dünya Bankası’nın yayımlamış olduğu “Dünya Kalkınma Raporu 2010: Kalkınma ve İklim Değişikliği” başlıklı raporda “Kuzey kentlerinin şimdiden Akdeniz iklimi için hazırlıklı olması gerekir” açıklaması düşülen bir harita yer aldı. 2008’de hazırlanan haritadaki senaryoya göre, bu yüzyılın ortalarında İstanbul’un iklimi bugün güneyde yer alan Karaman’ın iklimine benzeyecek.
Roma’nın iklimi bugünkü Lefkoşe, Berlin’in iklimi Chlef (Cezayir) gibi olacak. Barcelona Quezzane (Fas), Oslo Treuel (Orta Fransa), Stockholm Soria (Kuzey Fransa), Paris Barajoz (Güney İspanya), Londra Villa Real (Kuzey Portekiz), Helsinki Sandomierz (Polonya), St.Petersburg Ternopol (Ukranya) iklimine sahip olacak. Raporda haritayla ilgili hazırlanan notta şöyle denildi:
“Küresel ısı derecelerinin artışıyla iklim bölgeleri kuzeye doğru hareket edecek ve 21’nci yüzyılın ortası itibarıyla birçok merkez ve kuzey Avrupa kenti ‘Akdenizli’ gibi hissedecek. Bu iyi bir haber değil ve önemli sonuçları olacak: Su şebekelerinde yönetim planlarının düzenlenmesi ihtiyacı ortaya çıkacak ve sağlık hizmetlerinin daha aşırı sıcak dönemler için hazırlıklı bulunması gerekecek (2003 Avrupa sıcak dalgası ile aynı şekilde.) Birkaç derecelik ısınma Oslo’da soğuk kış gününde çekici görünürken (haritada görülen senaryo bugüne göre küresel ısının yaklaşık 1.2 santigrat derece artışını temsil ediyor), planlamada, kamu sağlık hizmeti yönetiminde ve kent altyapılarında temel değişiklikler yapılması önemli. Sert soğuk kışlar için tasarlanan ve mühendisliği yapılan binalar daha sıcak ve kurak iklimde çalışma ihtiyacı içinde olacaklar ve geleneksel binalar onarılamaz hasarlara maruz kalabilecek. Daha zor olan, bugün gelecek on yıllarda şiddetli şekilde değişecek koşullara aşamalı olarak ayarlanabilecek tasarım ihtiyacı bulunan yüksek esneklikte yeni binalar yapılması.”
-KENT ISI ADALARINDA ISI, KIRSAL’DAN 4.5 DERECE FAZLA OLACAK-
Raporda, “Avrupa’da 70 bin kişinin ölümünden sorumlu 2003 sıcak dalgasının gösterdiği gibi son sıcak hava dalgalarını yüksek gelirli ülkeleri bile risk altına soktuğu” belirtilirken “Çevredeki kırsal alanlardan 3.5-4.5 santigrat dereceye kadar daha fazla ısı üreten kent ısı adalarıyla, sıcak dalgalarının frekansları ve yoğunluklarında artış olasılığı bulunmaktadır. Daha iyi hazırlık yapmak üzere bazı ülkeler ve metropoliten bölgeler şu anda sıcağa bağlı sağlık uyarı sistemine sahip” denildi. Rapordaki bu bilgiye göre kentsel alanlar çevrelerindeki kırsal bölgelerden daha sıcak olacak, çünkü plansız, projesiz, kamu arazilerine saldırı şeklinde gerçekleşen yapılaşma aşırı sayıda ve yükseklikte bina inşa etmek yoluyla şehirlerin ısıdan etkilenecek yüzeylerini artırıyor. Ankara gibi çukurda bulunan ve yapılaşmanın devamlı arttığı yanlış planlama yapılan kentlerde ısının daha da artmasına kesin gözüyle bakılıyor.
-İRAN’LI, TÜRK’TEN DAHA FAZLA CO2 SALIYOR-
Rapora göre, dünyada kişi başına karbondioksit üretiminin en fazla olduğu ülke Avustralya. Bu ülkeyi Kanada, ABD, Brezilya, Rusya, Almanya, Japonya, İngiltere, Ukrayna, İtalya, Endonezya, Güney Afrika, Fransa, İran, Meksika, Türkiye, Tayland ve Çin izliyor. Sıralama gelişmekte olan ve düşük gelirli ülkeler şeklinde devam ediyor.
Raporda, Brezilya, Endonezya, Kongo ve Nijerya’daki karbondioksit artışlarında doğal çevrenin tahribatının da rolü olduğu belirtildi.