BIST 9.949
DOLAR 35,16
EURO 36,70
ALTIN 2.971,38
HABER /  GÜNCEL

40 gazeteciye laiklik teşekkürü

Orgeneral Fevzi Türkeri’ye, gazetecilere gönderilen “Teşekkür ederiz” yazısı soruldu. Türkeri üstü kapalı da olsa gazeteci listesini doğruladı...

Abone ol

Sorgusunda Batı Çalışma Grubu’nun Balyoz tutuklusu Çetin Doğan’ın başında olduğu Harekât Daire Başkanlığı tarafından kurulduğunu anlatan emekli Orgeneral Fevzi Türkeri, ele geçen belgelerde yer alan 40 kişilik gazeteci listesini üstü kapalı olsa da doğruladı.

Türkeri, gazetecilere gönderilen “Laikliğin korunması ve Cumhuriyetin devamına sağladığınız katkılardan dolayı teşekkür ederiz” yazısı için “Listeden bilgim yok. Ancak daha önce TSK’da eğitim veren personellere olduğu gibi teşekkür edilecek gazetecilerin isimlerinin belirlenmesi amacıyla hazırlanmış olabilir” dedi. Tutuklanan dönemin Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Erol Özkasnak’ın listeyi doğruladığı öğrenildi.

Yenişafak'ta yer alan habere göre, Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince yürütülen 28 Şubat soruşturmasının 3. dalgasında tutuklanan dönemin Genelkurmay İstihbarata Karşı Koyma ve Güvenlik Daire Başkanı Fevzi Türkeri, Personel Başkanı Yıldırım Türker ve Özel Kuvvetler Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanı Lokman Ekinci’ye yöneltilen sorularda ilginç bir ayrıntı ortaya çıktı. Özellikle Türkeri’ye o dönem karargaha gelen ve TSK ile iletişim halinde olan 40 kişilik basın listesi ve listede yer alan isimlere yazılan teşekkür mektupları soruldu.

İşlemler rutinmiş

Türkeri’nin, söz konusu listeden bilgisi olmadığını, ancak listenin daha önce TSK’da eğitim veren personellere olduğu gibi teşekkür edilecek gazetecilerin isimlerinin belirlenmesi amacıyla hazırlanmış olabileceğini söylediği öğrenildi.

Türkeri, şunları söyledi: “BÇG’na sadece benim bulunduğum başkanlıktan değil de Genelkurmay Başkanlığı’ndaki tüm daire başkanlığımda bir istihbarat toplama merkezi yoktur. Bizden gelen bilgiler emniyetten, jandarmadan, MİT’ten ve askerî birliklerden gelir. Biz sadece bu bilgilerle bir tehdit değerlendirmesi yaparız. Suçlamanın esasında BÇG’nun faaliyetleri oluşturmaktadır. Bu grupla hiçbir ilgimiz yoktur. Ayrıca askeri personelin fişlemesi gibi bir durum söz konusu değildir. İrticai faaliyetlere karışmış ya da başka faaliyetlere bulaşmış personel ile ilgili olarak bulunduğu birlikte inceleme başlatılır ve durumu daha sonra üst birlikler de incelenerek Genelkurmay’a bildirilir ve en son olarak Askerî Şûra tarafından hakkında bir karar verilir. Bu uygulama 28 Şubat süreci olarak adlandırılan dönemden önce ve sonra da rutin olarak yapılmıştır. Ben meslek hayatım boyunca hiçbir hükümeti devirme ya da darbe girişimin içinde olmadım.” Türkeri’nin, brifinglerle ilgili olarak da “Emir verildi, ben de uyguladım” dediği öğrenildi.

Ekinci: Özel giriş kartım yok

Lokman Ekinci ise sorgusunda şunları anlattı: “BÇG olarak adlandırılan Genelkurmay Başkanlığı bünyesi bulunan grupta görevlendirilmedim. Ben Plan ve Tatbikat subayı olarak görev yaptığımdan dolayı Genelkurmay’a sık sık gidiyordum. Özel Kuvvetler Komutanlığı Harekât Başkanlığı’na bağlıydı. Ayrıca bunun altında Eğitim Dairesi vardı. Yine İç Güvenlik Dairesi’ne girmek ve bahsettiğim birimlere girebilmek için Genelkurmay nizamiyesine geliyordum. Oradan gideceğim daireye telefon edip onlar müsaade ettikten sonra oraya gidiyordum. Savcılık soruşturmasında anladığım kadarıyla BÇG’nun bulunduğu yere giriş için ayrı bir kart hazırlanmış gibi bir izlenim oluşturmaktadır. Böyle bir kart ne tarafıma verildi, ne de böyle bir liste ya da kart gördüm. “

Çevik Bir’e ikinci ret kararı

Soruşturma kapsamında cezaevinde bulunan emekli Orgeneral Çevik Bir’in tutukluluğuna yapılan itiraz, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce reddedildi. Ret kararında, delillerin henüz toplanamamış olmasının gerekçe gösterildiği bildirildi. Nöbetçi hakimlikçe tutuklanan emekli kurmay albay Sezai Kürşat Ökte, emekli albaylar İsrafil Aydın, Alican Türk, Ruşen Bozkurt, Yüksel Sönmez, Cengiz Çetinkaya ve Oğuz Kalelioğlu ile emekli yüzbaşı Mustafa Babacan’ın tutukluluğa itiraz başvurusu, aynı mahkeme tarafından reddedildi. Ret kararında, “suçun niteliği, dosyadaki delil durumu, suçun işlendiğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması’’ gerekçe gösterildi.