BIST 9.420
DOLAR 34,52
EURO 36,26
ALTIN 2.833,14
HABER /  GÜNCEL

4 Şubat 2011 Basın Özeti

İngilitere gazetelerinde Mısır yorumları: Batı Müslüman Kardeşler'den korkmalı mı? MI6'ın intihar saldırısı endişesi ve Avrupa'da göçmenliğe bakış...

Abone ol

Guardian, Kahire'deki çatışmalara gönderme yaparak Mısır rejiminin dünyaya meydan okuyarak gazeteciler ve insan hakları gözlemcilerine saldırmaya başladığını yazıyor.


Gazete, yasaklı Müslüman Kardeşler ve diğer muhalefet gruplarının Devlet Başkanı Yardımcısı Ömer Süleyman tarafından yapılan diyalog çağrısını reddettiğini aktarıyor. Guardian'a göre, muhalefet Mübarek istifa etmeden masaya oturmamakta kararlı.

'Batı Müslüman Kardeşler'den korkmalı mı?'


Gazete yorum sayfasında "İslamcı Müslüman Kardeşler'in Mübarek sonrası dönemde rol oynaması Batı'yı kaygılandırmalı mı?" diye soruyor.

Prof. Richard Bulliet: Hayır

ABD'deki Columbia Üniversitesi'nden Prof. Richard Bulliet, bu soruya özetle şu yanıtı veriyor:

"Müslüman Kardeşler'in baskısıyla, Mısır hükümetinin İsrail'le uzun zamandır sürdürdüğü işbirliğini sona erdirmesinden kaygı duyuluyor. Bu gerçekçi olmayan bir korku değil. Fakat Amerikan yönetimi, yeni Mısır hükümetine İsrail'le iyi ilişkiler kurma ve Filistinli militanlara sırtını dönme şartını koyamaz. İsrail ve Amerika her zaman dost olacak. Ama Mısır'ın dostluğunun kaydebilmesi, ABD'nin yarım asırlık Orta Doğu politikasının çözülmeye başlamasına neden olur."

Arap dünyasının onlarca yıl sonra büyük bir çaplı yeniden yapılanmanın eşiğinde olduğunu belirten Richard Bulliet şöyle devam ediyor:

"Ama geleceğe ilişkin kaygılar, parçalanmakta olan statükoyu sürdürmeyi denemeyi haklı kılmaz. Artık Mübarek'e gitmesi için yardımcı olmanın, Mısırlı generalleri demokratik bir sivil hükümetin işbaşına gelmesine izin vermesi için ikna etmenin ve Müslüman Kardeşler'le ilgili kaygılarımızdan bir süreliğine kurtulmanın zamanı geldi. Amerika'nın ideolojik tercihleri ve yaygın İslam karşıtlığını bir kenera bırakarak, İslamcı siyasi partilerin demokrasiye geçişte önemli bir rol oynayacağını teslim etmeliyiz. Çoğulcu bir seçim sisteminde nasıl yarışabileceklerini ve belki de iktidar olabileceklerini göstermeleri için onlara bir fırsat verilmeli."

Prof. Benny Morris: Evet

İsrail'deki Ben Gurion Üniversitesi'nden Prof. Benny Morris ise Müslüman Kardeşler hareketinin yüzde 30 ile yüzde 60 arasında bir halk desteğine sahip olmasına rağmen, hükümet karşıtı gösterilerde öne çıkmamayı tercih ettiğini belirtiyor ve nedenini şöyle izah ediyor:

"Müslüman Kardeşler'in geride kalmasının nedenlerinden biri, kendilerinden hoşlanmayan orduyla çatışmaya girmekten kaçınmak ve lider kadrosunun tutuklanmasını engellemek olabilir. Seküler orta sınıfı ürkütmek istememiş de olabilirler. Şimdilik, Müslüman Kardeşler, birçok üyesini tutuklayan, işkence eden Mübarek'in devrilmesiyle tatmin olabilir. Ama seçim kampanyası başladığında ortalık Müslüman Kardeşler'in destekçileri, pankartları, yayınları ve vaazlarından geçilmeyecek. Belki bir ölçüde şiddete başvuracak ve insanları yıldırmaya çalışacaklar."

'Türkiye'deki İslamcılar gibi olabilirler'

"Müslüman Kardeşler'in amacı iktidarı demokratik yollarla ele geçirmektir ve muhtemelen ilk icraatları İsrail'le 1979'da imzalanan barış anlaşmasını ortadan kaldırmak olacak." diyen yazar şöyle devam ediyor:

"Müslüman Kardeşler'in Türkiye'deki İslamcılar gibi demokratik normlara uymaları ve İran ile batı arasında tarafsız bir takınmaları da bir olasılık. Ama Mısır'ın ve hareketin geçmişini gözönüne alınca Müslüman Kardeşler'in İran ve Hamas modelini benimsemesi daha yüksek bir olasılık. Hareket, 1928'de Hasan el Banna tarafından kurulduğundan bu yana Mısır'ı ele geçirmek istiyor. Devlet kurumları ve düşmanlarının gücü nedeniyle liderleri iktidara giden yolda şiddet karşıtı bir politika izledi. Ama Batı'daki gözlemciler boş hayallere kapılmamalı. Bu, demokrasiye değer veren bir hareket değil. Liderleri demokrasiyi sadece, demokrasiyi ortadan kaldırmayı da içeren amaçları için bir araç olarak görüyor."

Times gazetesi de halkına Mısır'da yaşananlarla ilgili olarak herşeye hazırlıklı olma çağrısında bulunan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun Mısır'ın yeni bir Gazze'ye dönmesinden endişe ettiğini aktarıyor.

'ABD ve İngiltere'ye tehdit yıllarca sürecek'

Daily Telegraph, Wikileaks tarafından sızdırılan belgelere dayanarak, İngiliz dış istihbarat servisi MI6'in, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri'nin büyük bir intihar saldırısı dalgası tehdidiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunduğunu aktarıyor. Gazeteye göre, MI6, istihbarat örgütlerinin izleme ağında olmayan, İngiltere içindeki radikal gruplardan gelen bu tehdidin yıllarca ortadan kalkmayacağına inanıyor.

Gazete bir başka haberinde de, Amerika'daki 11 Eylül saldırılarında rol oynadıklarından süphelenilen bir gizli hücreyle ilgili Wikileaks belgelerinden sonra FBI'ın terörle mücadele ekiplerinin yeniden soruşturma başlattıklarını duyuruyor. Gazetenin hafta başında yayımladığı belgelere göre, saldırıların hazırlığına yardım ettikleri öne sürülen üç Katarlı, 10 Eylül'de Los Angeles'tan Washington'a giden bir uçağa bilet almıştı. Ama otellerinde pilot üniformalarıyla görülen bu kişiler uçağa binmedi. Aynı uçak ertesi gün kaçırılarak Pentagon binasına çakıldı. Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşı olan bir başka kişi de korsanların Amerika'ya girmesine yardımcı olduğu ve gözcülük yaptığı şüphesiyle aranıyor.

'Göçmenliğe en olumsuz bakanlar İngilizler'

Financial Times, Batı Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada'da yapılan bir ankete dayanarak göçmenliğe en olumsuz yaklaşan insanların İngilizler olduğunu kaydediyor. Gazeteye göre ankete katılan İngilizlerin dörtte biri, ekonomiden sonra en önemli sorunun göçmenlik olduğunu söyledi. Bu oran özellikle Kuzey Afrika'dan çok büyük göç alan İtalya'da yüzde 10, İspanya'da ise yüzde 3. Birçok ülkede, halkın ana kaygısı işsizlik olurken, Almanlar en önemli meselenin eğitim olduğunu söylüyor.

Pamuk fiyatları 150 yılın zirvesinde

Daily Telegraph, dünyanın en büyük üreticileri arasında yer alan Avustralya, Pakistan ve Çin'deki seller nedeniyle pamuk fiyatlarının son 150 yılın en yüksek seviyesine çıktığını aktarıyor. Gazete, fiyatların üretimin durduğu Amerikan iç savaşı sırasındaki seviyeye gelmesinde Çin'in pamuk ithalatının geçen yıl yüzde 86 oranında artmasının da payı olduğunu belirtiyor. Daily Telegraph, bunun sonucu olarak tekstil ürünlerinin fiyatlarının hızla tırmanabileceğini dikkat çekiyor.