BIST 9.420
DOLAR 34,33
EURO 36,35
ALTIN 2.835,26
HABER /  GÜNCEL

4 Mayıs 2011 Basın Özeti

Beyaz Saray'ın yeni hedefi El Kaide'nin imhası. 'İki tarafı idare eden' Pakistan sorunu nasıl çözülecek? İngiltere'de masum sivilin ölümüne neden olan polise cezası davası yolda.

Abone ol

Daily Telegraph, Beyaz Saray'ın bin Ladin'in nasıl öldürüldüğüyle ilgili daha önce gündeme getirdiği iddialardan geri adım attığını manşetinden duyuruyor bu sabah.

''Öncelikle, iddia edildiği gibi silahlı değil, silahsızdı bin Ladin Beyaz Saray'ın yeni açıklamasına göre'' diyor Telegraph, ayrıca yine Obama'nın danışmanının öne sürdüğünün tersine, bir kadının arkasına sinmediğini aktarıyor.

Beyaz Saray'dan yapılan ilk açıklamalarda, bin Ladin'in ''canlı kalkan'' olarak kullandığı eşinin öldüğü öne sürülmüştü.

Şimdi yine Beyaz Saray, ''hayır eşini canlı kalkan olarak kullanmadı, eşi de ölmedi zaten ayağından yaralı açıklaması yaptı'' diyor gazete.

Telegraph, Beyaz Saray'ı mahçup edecek bu ayrıntıların ortaya çıkmasıyla, Obama yönetimi üzerinde operasyona ilişkin görüntüleri ve komplo teorilerini sona erdirmek için bin Ladin'in cesedinin fotoğraflarını yayınlaması çağrılarının arttığını anımsatıyor.

Beyaz Saray ise, fotoğrafların kamuoyuna açıklanamayacak kadar korkunç olduğunu söylüyor.

'Sıra El Kaide'nin imhasında'

Times ise, ''sırada El Kaide'yi imha etmek var'' başlığıyla manşetinden duyuruyor bin Laden'in ölümüyle ilgili gelişmeleri.

Habere göre, Beyaz Saray bin Ladin'in öldürülmesiyle yakaladığı ivmeyi, evde ele geçirilen paha biçilemez değerde belge ve bilgisayar disklerinde yer alan bilgileri de kullanarak, El Kaide'yi vurmak üzere kullanmayı planlıyor.

Başyazısında bin Ladin sonrası El Kaide'yi irdeleyen Times, örgütün Afganistan'ın yanısıra Pakistan ve Yemen'de aktif olduğuna dikkat çekiyor.

Times, Washington'un El Kaide'ye karşı büyük bir avantaj elde ettiğini, ama bir yandan askerlerini geri çekmeye hazırlanırken, diğer yandan da bölgeden elini eteğini çekmemenin yollarını bulmasını öneriyor.

Amerikan ordusunun Afganistan'daki varlığının azaltılmasıyla eş zamanlı olarak bu ülkelerde militanların ya da isyancı grupların değil, sadece hükümetlerin silahlı güce sahip olmalarını sağlamanın gerektiğini kaydeden gazete, şöyle devam ediyor:

''Söz konusu ülkelerde siyaset işler olmaktan çok uzak olduğu için bu da ideal bir çözüm değil kuşkusuz. Pakistanlı yetkililerin bin Ladin'in ülkenin harp akademisinin yakınlarında yaşadığından haberdar olmadığına inanmak tahayyül edilebilir bir şey değil.''

''Pakistan askeri istihbaratının üst kademelerinde İslamcılara sempatiyle bakanların bulunduğu da biliniyor. Ancak, Amerika Birleşik Devletleri ve müttefiklerinin bir yandan Pakistan'la işbirliği yaparken, diğer yandan El Kaide'ye insansız hava araçlarıyla saldırılar düzenleyip Pakistan istihbaratına baskıyı sürdürmesinden daha makul bir alternatif de görünmüyor.''

''Batı'nın bölgedeki varlığının alternatifi İslamcıların geri dönüşü olacaktır. Pakistan'da zayıf siyasi yapıyla nükleer silaha sahip bir devlet karışımı var karşımızda. İslamcıların kontrolü ele geçirmesi tüyler ürpertici bir ihtimal olacaktır.''

'Pakistan iki tarafı idare ederken...'

Pakistan meselesi Independent'in de başyazısında. Gazete de, bin Ladin'in Pakistan'ın en önemli askeri akademisinden bir kaç yüz metre uzağında istihbaratın, ordunun ya da sivil yetkililerin ruhu duymadan yaşadığına inanmanın zorluğuna dikkat çekerken, Batı'nın yıllardır Pakistan'ın ''iki tarafı birden idare etmesine'', gönülsüz de olsa Afganistan'daki desteği nedeniyle gözyumduğunu kaydediyor.

Pakistan'a yalnızca ABD, 2 milyar doları askeri olmak üzere 9 milyar dolar yardım sağlıyor yılda.

Independent, İslamcı teröre en fazla kurban veren ülkelerden olan Pakistan'da radikallere yönelik halk desteğinin de yüksek olduğunu anımsatarak, ''nükleer silahlarıyla Pakistan, çorak Afganistan'dan daha büyük bir ödül olacaktır El Kaide için'' diyor.

Koalisyonun parçalı ve kırılgan, ekonominin krizde, Taliban'ın intihar saldırılarının da devam etmekte olduğunu kaydediyor Independent ve şu noktaların altınıçiziyor:

''Bin Ladin sonrası baskılar, Washington'u hükümeti bir kenara bırakarak işini doğrudan ülkenin en güçlü kurumu orduyla görmeye sevkedebilir. Bu hata olacaktır. Yapılması gereken, bir yandan hükümete terörle mücadele ederken demokratik değerleri öne çıkarması, yolsuzlukla mücadele edip modern bir vergi sistemi ve yasalarda dine karşı işlenen suçlarla ilgili hükümleri reformdan geçirmesi için baskı yaparken, bir yandan da destek vermektir.''

Independent, bu bağlamda, dokuz yaş altındaki çocukların yüzde 40'ının eğitim olanaklarından yoksun olduğu ülkeye İngiltere'nin eğitim yardımlarını artırma girişimini yerinde buluyor. Ama gerekirse yardımları geri çekmekten geri durmamalıyız diyor Independent: ''Pakistan devleti desteğimiz konusunda ciddi olduğumuzu da bilmeli, artık ilerleme görmemiz gerektiğini de...''

Polise 'cinayet soruşturması yolda'

Gazetelerde bu sabah öne çıkan bir başka haber de, yargının bir polis hakkında verdiği karar üzerine odaklanıyor.

Nisan 2009'da, kalkınmakta olan ülkelerin oluşturduğu G20'nin Londra'daki zirvesi sırasında protestoların düzenlendiği bölgeden geçerken polisin darbesiyle yere kapaklanan 47 yaşındaki gazete satıcısı Ian Tomlinson hayatını kaybetmişti.

Times'ın haberine göre, soruşturma sonunda kararını açıklayan jüri, polis memuru Simon Harwood'un Tomlinson'a copuyla ''bilerek ve tasarlayarak vurduğuna'' ve ''aşırı ve gereksiz bir şekilde ittiğine'' hükmetti. Times, polisin cinayet suçundan yargılanabileceğine dikkat çekiyor.

Jüri, kurbanın olay sırasında zaten polisten uzaklaşmakta olduğunu ve hiç kimse için herhangi bir tehdit oluşturmadığını da saptadı. Polisin bu kararın ardından ''cinayet'' suçlamasıyla yargılanma olasılığının bulunduğuna dikkat çekerken, başyazısında da, şunları kaydediyor:

''Protesto gösterisine bile katılmamış, kaldığı evsizler yurduna gitmekte olan ve jürinin kararına göre, polisin uyarılarını yerine getiren ve herhangi bir tehdit oluşturmayan bir kişiye vurmak polisin seviye düşüklüğünde yeni bir noktayı oluşturmaktadır. Mesele burda kalmayacak. Savcılık, daha önce verilmiş olan takipsizlik kararını gözden geçireceğini açıkladı.''

''Polis de kendi soruşturmasını yeniden açmalı. Londra emniyeti bir dizi skandal olaydan sonra yeterince kötü bir şöhrete sahip zaten. Öğrenci eylemlerinde uyguladığı taktikler ve Prens Charles ve eşinin bu gösteriler sırasında korunmasındaki zaaf polisin becerisinin sorgulanması için yeterli.''

Times, Londra polisinin daha önce karıştığı yargısız infaz ve cinayetleri de anımsattıktan sonra hükümete, en köhne kamu kurumu olarak nitelediği polise yönelik reform planlarını, teşkilat ne kadar direnirse dirensin yaşama geçirmesi çağrısıyla sonlandırıyor başyazısını...