BIST 9.550
DOLAR 34,52
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

4. maddeye itiraz

TÜBİDER Genel Başkanı Fuat Engin'e göre bankaların uygulamaları çözüm yerine sorun üretti.

Abone ol

Tüketici Bilincini Geliştirme Derneği (TÜBİDER) Başkanı Fuat Engin kredi kartı mağdurları için hazırlanan yasanın sorunu gidermediğini savundu. Engin yazılı bir açıklama yaptı.


Banka kartları ve kredi kartları kanunun geçici 4. maddesi uygulamaları tüketicilere neler getirdi.
5464 sayılı kanunun geçici 4. maddesi kapsamında kredi kartı borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin tanınan 60 günlük süre sona erdi. Ve geçici madde uygulamalarında istenilen amaca ulaşıldı mı.
Başbakan Yardımcısı Şener,
Kredi kartı sayısında yüzde 28, borç tutarında ise yüzde 39 oranında yeniden yapılandırma başvurusu gerçekleştiğini ifade ederek, 182 bin 890 kişinin, toplam 475 milyon 885 bin YTL tutarındaki borcunu yeniden yapılandırmak için başvurduğunu söyledi.
Oysa yasanın tasarı aşamasında olduğu aşamada bankalar birliği ile birlikte aynı yetkililer, toplam kart borçlusu sayısını 180.000 olarak açıklamamışlar mıydı.
182.890 kişi % 39 luk, tutar için başvurmuş ise, % 61 oranındaki başvuru yapılmayan tutarın, muhatabının kaç kişi olduğu da aynı yetkililerce açıklanmalıdır.
Merkez bankasınca 05/nisan/2006 tarihinde açıklanan yasaklı kart mağduru sayısı 707.250 dir.
TÜBİDER in yasalaşma sürecinde kredi kartı mağduru sayılarına ilişkin açıklamalarının gerçek olduğu ortaya çıkmıştır.
Yeniden yapılandırma sürecindeki başvuruların düşük sayıda olmasının nedenlerine bakmakta yarar olduğunu düşünüyoruz.
Tüketiciler bu süreçte özellikle banka avukatları tarafında saygı sınırlarını da aşan hak etmedikleri bir çok olumsuz davranışlarla karşılaştılar.
*Yasaya uygun olmayan, 6-12-24 ay taksit şeklinde yasaya aykırı ödeme planlarını içeren bir takım belgeler baskı ile tüketicilere imzalatılmak istendi.
*TÜBİDER den hukuki destek alan tüketicilerin başvuruları elden alınmayarak ek noter masrafları yaptırıldı.
*Bankaların şubeleri kanalıyla dağıttıkları, içeriğinde hesaplamalar bulunmayan başvuru bildirim formlarını tüketicilere imzalatarak ve ödeme planlarında yaptıkları karmaşık ve fahiş hesaplamalarla tüketicileri mağdur etmeye çalıştıkları sıkça görüldü.
*Bankalar iadeli taahhütlü olarak yapılan başvuruları almadıklarını yada zarfların içinin boş olduğu iddiasıyla tüketicilerin haklarını kullanmalarına engel olduklarına sıklıkla karşılaşıldı.
*Bankalar, tüketicilerin talep ettikleri ekstrelerini ve hesap dökümlerini vermeyerek, yasanın öngördüğü gerçek borcun hesaplanmasına engel oldular.
*Banka avukatları, yaptıkları hesaplamalarda, vekalet ücretleri ile masrafları çok yüksek hesaplayarak haksız kazanç sağlamaya çalıştırlar.
*Hesaplanacak faize konu olacak tutarlar, genellikle icra takiplerindeki toplam tutarlar üzerinden hesaplanmalar yapılarak, tüketiciler mağdur edildiler.
Yapılan bu uygulamalar bir çok tüketiciyi son anda haklarını kullanmaktan vazgeçirmiştir.
Görünen odur ki borçların yeniden yapılandırılmasına ilişkin getirilen hak yeterince amacına ulaşamamış ve tüketiciler gerek başvurular sırasında gerekse ödeme planları kapsamında bir kez daha bankalar tarafından mağdur edilmişlerdir.
Banka avukatlarının fahiş hesaplamalarla ve saygı sınırını aşan yaklaşımları sonucu ortaya çıkan bu durumun sorumlusu bankalardır.
Ayrıca mart-nisan/2006 döneminde, bankalar adeta çılgına dönmüş bir durumda, daha önceki tarihlerde temerrüde düşmelerine karşın kanuni işleme koymadıkları kredi kartı borçlularına yüzlerce –binlerce kat ihtarnamesi yada icra takibi göndermeye başlamışlardır.

Tüm bu ifade ettiğimiz somut açılımlar bankaların gerçek niyetlerini de ortaya koymaktadır.