BIST 9.420
DOLAR 34,37
EURO 36,31
ALTIN 2.841,20
HABER /  GÜNCEL

4 Haziran İngiltere Basın Özeti

Financial Times, YouTube'a erişim engelinin kaldırılmasının bir politika değişikliğinin işareti olmadığına dikkat çekiyor. Independent muhabiri Robert Fisk, "Esad Sisi'yi gölgede bırakacak!" diyor.

Abone ol

Financial Times gazetesi internet sitesindeki haberinde, Türkiye'de video paylaşım sitesi YouTube'a yönelik erişim engelinin kaldırıldığını duyuruyor.

Gazetenin İstanbul'daki muhabiri Daniel Dombey, Türkiye'de YouTube'a iki aydan uzun bir sürenin ardından yeniden girilebildiğini, hükümetin ise uluslararası medyaya yönelik eleştirilerini artırdığını belirtiyor.

Financial Times'ın dikkat çektiği nokta ise YouTube'a yönelik erişim engelinin kaldırılmasının, hükümetin politika değişikliğinin bir sonucu olmaması.

Yazıda hükümetin sadece kararları temyize götürülemeyen Anayasa Mahkemesi'nin kararını uyguladığı vurgulanıyor.

Türkiye'de YouTube'a erişim, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidan'ın da aralarında olduğu üst düzey yetkililerinin Suriye konulu bir toplantıdaki konuşma kayıtlarının yayımlanması sonrası 27 Mart tarihinden itibaren engellenmişti.

YouTube'un sahibi Google şirketi ise Türkiye'de mahkemelere yaptığı başvurular sonrası siteye erişim engelinin kalkmasından dolayı memnun olduğunu duyurmuştu.

Financial Times ise bu gelişmelerle birlikte, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dünkü Meclis grup konuşmasında cumartesi günü İstanbul'da canlı yayın sırasında gözaltına alınan CNN muhabiri Ivan Watson'ın ajan olduğunu ima ettiğini, daha önce de Alman Der Spiegel dergisinin ve BBC'nin muhabirlerini eleştirdiğini hatırlatmış.

Gazeteye konuşan ABD'nin Pensilvanya eyaletindeki Lehigh Üniversitesi'nden Türkiye uzmanı Henri Barkey ise Erdoğan'ın suçlamaları ile ilgili olarak şu yorumu yapmış:

"Tüm bu komplo iddiaları, Erdoğan'ın seçmen tabanını bir arada tutmasına yardımcı oluyor. Ancak tüm bu komplo teorileri ile ortaya çıkıp daha sonra onlara inanmamamazlık yapamazsınız".

Guardian gazetesi de, Türkiye'de YouTube'a yönelik erişim yasağının kaldırılmasına sayfalarında kısaca yer vermiş.

Gazete okuyucularına, Anayasa Mahkemesi'nin geçen hafta siteye erişimin engellenmesinin ifade özgürlüğünün ihlali anlamına geldiğine hükmettiğini hatırlatıyor.

Guardian'ın haberinde hatırlatılan diğer noktalar ise Başbakan Erdoğan'ın siteye erişimin yasaklanmasına yol açan kaydın YouTube'da yayınlanmasını "vatana ihanet" olarak nitelendirmesi ve Türkiye'de Twitter'a yönelik erişim engelinin de Nisan ayında kaldırılmış olması.

Independent gazetesi de Erdoğan'ın dün CNN muhabiri Ivan Watson'a yönelik suçlamalarına sayfalarında kısaca yer vermiş.

Gazete, Erdoğan'ın Watson'a "ajan" yaftası yapıştırdığını belirtiyor.

"Esad Sisi'yi gölgede bırakacak!"

Independent'ın bugünkü manşeti ise "Varil bombası ve seçim sandığı: Esad iktidarda kalmayı nasıl başardı?"

Gazetenin halen Şam'daki tecrübeli Orta Doğu muhabiri Robert Fisk kinayeli bir dille Mısır'da yüzde 93,7 oyla Cumhurbaşkanı seçilen eski Mareşal Abdülfettah Sisi'nin seçim zaferini sadece Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın gölgede bırakacağını söylüyor.

Suriye'de dün yapılan başkanlık seçimine değinen Fisk ülkede sadece nüfusun yüzde 60'ının, rejimin kontrolündeki Suriye'nin yüzde 40'lık bölümünde oy kullanabildiğini hatırlatıyor.

Fisk, Esad karşısındaki isyancı güçlerin zayıflayan laiklerden ve korkutucu İslamcılardan oluştuğunu, bu grupların derin bir şekilde bölündüklerini belirtiyor.

Independent muhabirinin tahmini Esad'ın oyların yüzde 90'ını alacağı şeklinde. Ancak Robert Fisk bu oranın yüzde 95 olabileceği tahmininde bulunanların da olduğunu söylüyor.

"Gerçekten yanıtını bilmek istediğimiz şey geçen hafta Mısır'da, dün de Suriye'de bu seçimlerin neden yapıldığı? Seçimler güçlü fakat mükemmel olmayan Avrupa'daki demokratik sisteme uygun hareket edip (ya da onu taklit edip) anlamsız oy oranları ile daha iyisini yapma arzusunu mu yansıtoyor? demiş Fisk. Suriye'de dünkü seçim ile ilgili görüşünü ise haberinin son cümlesinde özetlemiş:

"Bu sadece kanlı bir savaşın ortasında ve kâğıt üstünde kazanılmış bir zafer".

Merkel'in esas tercihi Lagarde mı?

Times gazetesinin iç sayfalarında ise İngiltere'yi memnun edecek bir haber var.

Cameron, AB karşıtlarının oylarını büyük oranda artırdığı Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri sonrası eski Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker'in yeni Avrupa Komisyonu Başkanı olmasına karşı çıkmıştı. Almanya Başbakanı Angela Merkel ise Juncker'i desteklediğini açıklamıştı.

Times ise Merkel'in şimdi bu görev için Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı ve eski Fransa Maliye Bakanı Christine Lagarde'ın düşünülmesi gerektiğini söylediğini yazıyor.

Gazetenin haberine göre Merkel bu yöndeki görüşünü Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'a iletmiş.

Times, Lagarde'ın hem muhafazakar bir siyasetçi hem de İngiltere Maliye Bakanı George Osborne'a yakın bir isim olduğunu hatırlatıyor.

Ancak gazetenin vurguladığı bir diğer nokta, Hollande'ın muhtemelen Merkel'e kulak asmayacağı.

"Sosyalist bir Cumhurbaşkanının siyasi bir rakibinin Brüksel'de üst düzey bir görev üstlenmesini garip bulacaktır. Özellikle de 58 yaşındaki Lagarde'ın gözünün Fransa Cumhurbaşkanlığı koltuğunda olduğu düşünülürse" demiş Times...

Platini: Katar'ın adaylığını görüşmedim

İngiliz Daily Telegraph gazetesi dün 2022 Dünya Kupası'nın Katar'a rüşvet sonucu verildiği iddiaları ile ilgili UEFA Başkanı Michel Platini'nin de baskı altında olduğunu yazmıştı.

Michel Platini'nin, oylamadan bir ay önce Paris'teki Elysée Sarayı'nda, rüşvet iddialarının merkezindeki Katarlı eski eski Asya Futbol Konfederasyonu Başkanı ve FIFA Başkan Yardımcısı Muhammed Bin Hammam'la gizli bir görüşme yaptığı ortaya çıkmıştı.

Haber sonrası Daily Telegraph'a bir mektup gönderen Platini, o dönem kendisiyle aynı konumdaki bir kişiyle görüşmesinin komplo olarak görülmesini "şaşırtıcı" bulduğunu söylüyor. Bin Hammam'la Katar'ın adaylığını görüşmediklerini belirten Platini'nin mektunbunda şu ifadeler yer alıyor:

"Sayın Muhamed Bin Hammam'la 2010 yılında çeşitli görüşmeler yaptığım açıktır. Zira ikimiz de 2002'den bu yana FIFA İcra Kurulu Üyesi'ydik. Sayın Bin Hammam'la yaptığım görüşmelerde, muhtemel FIFA başkan adaylığım tartışıldı. Doğrusu Sayın Bin Hamam beni, 2011'deki FIFA Başkanlığı Seçimi'nde aday olmama ikna etmeye çalışıyordu."

Platini seçimde aday olmayınca Bin Hammam FIFA Başkanı Sepp Blatter'e rakip olmak istemişti. Ancak Bin Hammam, rüşvet verdiğine yönelik iddialar yüzünden FIFA Etik Komitesi'nin kararı ile aday olamamış, daha sonra da ömür boyu futboldan men edilmişti.

Daily Telegraph ise bugünkü haberinde Platini'ye yakın bazı kaynakların Fransız Le Monde gazetesine yaptıkları açıklamaları aktarmış.

Adı açıklanmayan kaynaklar, Platini'nin Bin Hammam'la görüşmesini medyaya Blatter'in sızdırdığına inanıyor.

Platini'nin ise önümüzdeki yıl FIFA başkanlığına aday olmayı değerlendirdiği düşünülüyor.