Melek 3 yaşında. Babaannesinin ölümüne tanık oldu. Üstelik 4 gün aç ve susuz cesetle yaşadı.
Abone ol 'Anne' bildiği babaannesi beyin kanamasından ölen 3 yaşındaki Melek, 4 gün boyunca cesetle birlikte yaşadı. Melek, bulunana kadar birkaç zeytini yiyerek hayatta kaldı.Yürek sızlatan olay Konya'dan... 3 Yaşındaki Melek, 48 yaşındaki babaannesi Havva Keski ile bir bodrum katında yaşıyordu.
Melek, sara hastası annesi ile babası, kendisi bir yaşındayken ayrılınca babaannesi ile yaşamaya başladı. Komşuların iddiasına göre, üvey annesi, minik kızı ve babaannesini istememişti.
Melek'in "Anne" dediği babaannesi Havva Keski (48), evlerinde beyin kanaması geçirerek hayatını kaybetti. Kapı kilitli olduğundan dışarı çıkamayan küçük kız, babaannesinin cesediyle aynı evde 4 gün geçirdi. Evde bulduğu kuru ekmek ve zeytini yiyerek hayatta kalan Melek, üşüdüğünde ise babaannesinin cesedinin yanına yattı.
'ANNE KALK' DİYORDU
Küçük kız, günlerce ses çıkmaması üzerine meraklanıp yedek anahtarla eve giren ev sahibi ve komşular tarafından babaannesinin cesedi başında;
-"Anne kalk, acıktım" diye ağlarken bulundu.
Soğuktan titreyen küçük kız, hemen evden çıkarılıp polise teslim edildi. Karakola götürülürken "Ben anneme gideceğim" diye ağlayan Melek, polis amcalarının aldığı çikolata ile güçlükle ikna edildi. Melek'in babası Halil İbrahim Keski'nin, iki yıl önce Atiye Keski ile evlendiği ve ondan da bir kız çocuğu sahibi olduğu öğrenildi.
'ANNEM BIRAKMADI'
Ateşi yükselen küçük Melek, hiç tanımadığı üvey annesi Atiye Keski tarafından doktor kontrolünden geçirildi. Genç kadın minik kıza sahip çıkacağını söylerken, babaanne Havva Keski'nin cenazesi ise oğlu tarafından alınarak defnedildi.
Kızına eşinin bakmaması gibi bir durumun söz konusu olmadığını savunan baba Halil İbrahim Keski şunları söyledi: "Annem, ısrarla kızımı istiyordu. 'Ben yalnız yaşıyorum, o bana yoldaş olacak' diyordu. Birkaç kez kendi evime götürdüm, ertesi gün yeniden kızımı alıp götürdü. Dört gün boyunca annemi cep telefonundan aradım. Ama kapalıydı. Evimiz uzak olduğu için gelemedim."
Melek'in "Anne" dediği babaannesi Havva Keski (48), evlerinde beyin kanaması geçirerek hayatını kaybetti. Kapı kilitli olduğundan dışarı çıkamayan küçük kız, babaannesinin cesediyle aynı evde 4 gün geçirdi. Evde bulduğu kuru ekmek ve zeytini yiyerek hayatta kalan Melek, üşüdüğünde ise babaannesinin cesedinin yanına yattı.
'ANNE KALK' DİYORDU
Küçük kız, günlerce ses çıkmaması üzerine meraklanıp yedek anahtarla eve giren ev sahibi ve komşular tarafından babaannesinin cesedi başında;
-"Anne kalk, acıktım" diye ağlarken bulundu.
Soğuktan titreyen küçük kız, hemen evden çıkarılıp polise teslim edildi. Karakola götürülürken "Ben anneme gideceğim" diye ağlayan Melek, polis amcalarının aldığı çikolata ile güçlükle ikna edildi. Melek'in babası Halil İbrahim Keski'nin, iki yıl önce Atiye Keski ile evlendiği ve ondan da bir kız çocuğu sahibi olduğu öğrenildi.
'ANNEM BIRAKMADI'
Ateşi yükselen küçük Melek, hiç tanımadığı üvey annesi Atiye Keski tarafından doktor kontrolünden geçirildi. Genç kadın minik kıza sahip çıkacağını söylerken, babaanne Havva Keski'nin cenazesi ise oğlu tarafından alınarak defnedildi.
Kızına eşinin bakmaması gibi bir durumun söz konusu olmadığını savunan baba Halil İbrahim Keski şunları söyledi: "Annem, ısrarla kızımı istiyordu. 'Ben yalnız yaşıyorum, o bana yoldaş olacak' diyordu. Birkaç kez kendi evime götürdüm, ertesi gün yeniden kızımı alıp götürdü. Dört gün boyunca annemi cep telefonundan aradım. Ama kapalıydı. Evimiz uzak olduğu için gelemedim."
