Başsavcılık, savcı Mehmet Selim Kiraz'ın katledildiği saldırıyla ilgili haberleri nedeniyle Bugün, Cumhuriyet, Posta ve Hürriyet gazeteleri hakkında ''Terör örgütü propagandası yapmak'' suçundan soruşturma başlattı.
Abone ol31 Mart salı günü İstanbul Çağlayan adliyesindeki savcı Mehmet Selim Kiraz'ın iki DHKP-C üyesi tarafından rehin alınması ve öldürülmesiyle ilgili bazı yayınlar yargıya taşındı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu, olayla ilgili haberleri ve kullandıkları fotoğraflar nedeniyle Bugün, Cumhuriyet, Posta ve Hürriyet gazeteleri hakkında res'en soruşturma başlattı.
Soruşturma ''terör örgütünün propagandasını yapmak'' suçu kapsamında başlatıldı.
Savcılık kaynakları, gazetelerin bugünkü nüshalarında savcı Kiraz'ın rehin alındığı fotoğrafların yayınlandığını, bu yayınlarda DHKP-C'nin propagandasının yapıldığını belirtti.
Operasyon sırasında öldürülen iki örgüt üyesi, savcıyı rehin aldıktan sonra savcının silahla tehdit edildiği fotoğrafları internet üzerinden paylaşmış, bazı internet siteleri ve gazeteler de bunları yayınlamıştı.
Başbakan'dan medyaya eleştiri
Rehin alma krizi sırasında televizyonlar ve internet sitelerine yönelik olarak Başbakanlık tarafından yayın yasağı kararı alınmış, operasyonun ardından yasak kaldırılmıştı. Başbakan Ahmet Davutoğlu da, bugün düzenlediği basın toplantısında, savcının ailesinin nasıl etkileneceğinin düşünülmediğine dikkat çekti. Yayın yasağını ihlal eden kurumlarla ilgili şunları söyledi:
"Bu evlat sabahleyin gazetede bu resmi gördüğünde ne hissetti? O gazeteye, o resmi basanlar bir baba olarak, bir dede olarak, bir amca olarak, bir teyze olarak, hangi yaşlardaysa... Patronlarına da söylüyorum. Çok açık söylüyorum. Bakın 7 aylık hükumetimiz var. Ben de başbakanım 7 aydır. Her türlü eleştiriyi bize yaptılar. Tek bir yerde bile basına dönük herhangi bir ifadede bulunmadım. Bu kapsamda bir akreditasyona gitmedim, devlet güvenliği gerektiren haller dışında. Biz yayın yasağı getirmişiz. Niye getiriyoruz o yayın yasağını? Dünyanın her yerinde gelir. Aslında yayın yasağına ihtiyaç bile yoktur. Biraz ülke aidiyet bilinciyle hareket eden, şu an bile insani duyarlılıkta, 'Şu an bunu yapmam teröristlere yarar, şu anda bunu yapmam propagandanın parçası haline beni getirir, şu anda bunu yapmam, yürüyen bir süreç, iletişim varsa bunu etkiler' deyip, herkesin kendisinin bunu yapması lazımken, yapılmadığını görünce yayın yasağı getirdik."
Başbakan Davutoğlu, operasyon bitince yayın yasağını kaldırdıklarını ifade ederek, "Tamam ama yayın yasağı kalkınca yürekteki yasak kalkar mı? Yani bu resmi, şakağına silah dayanmış bir onurlu savcımızın bu resmini yayınlamak, hangi basın ahlakıyla izah edilebilir" değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Davutoğlu, savcının o durumdaki fotoğraflarını yayınlayan basın kuruluşlarının da cenaze törenine alınmaması talimatını kendisinin verdiğini söyledi. "O basın organlarının muhabirlerinin bu cenazeye gelme hakları yoktur. Bu ailenin karşısına çıkma hakları yoktur." dedi.