BIST 9.640
DOLAR 34,64
EURO 36,68
ALTIN 2.936,98
HABER /  POLİTİKA

35.madde darbe kapısı mı?

Özkök, siyasileri 35. madde engeller dedi. 35. maddede bakın ne var?

Abone ol

Eski Genel Kurmay Başkanı Hilmi Özkök söyleşisi devam ediyor.  Bugün Ordu-Hükümet ilişkilerinden, 28 Şubat hakkındaki düşüncelerine kadar çok şey konuştu.  

TSK'NIN BAŞBAKANA BAĞLI OLMASI İYİ BİR ŞEY

Siyasi otorite, siyasi sorumluluk, TSK ona bağlıdır. Biz de bir özellik var. Milletimizin takdiridir. Başbakana bağlıdır. Bu çok güzel bir şeydir. Bunu sanki kötü bir şeymiş gibi görenler var. Yabancılar, Türkiye'de de Genelkurmay Başkanı'nın Milli Savunma Bakanı'na bağlanmasını çok arzu ediyorlar. Milli Savunma Bakanları, genellikle onlarda da (Batı'da) gencecik adamlardır. Bizde Genelkurmay Başkanı, 60'lı yaşların üzerindedir. Bu nedenle de başbakana bağlı olması çok iyi bir şeydir. Herkesi de çok mutlu eder.

BİZİ KABADAYI GİBİ GÖSTERMEK İSTİYORLAR

TSK'yı tam bir kabadayı gibi "astığı astık, kestiği kestik" bir kurum gibi görmek isteyenler var. Bu doğru bir yaklaşım değil. Böyle bir arzuyu belirten kişiler var. Ama bunlar çok az. 

REJİMİ KORUYUP KOLLAMAK GÖREVİMİZ

Dolayısıyla, Genelkurmay Başkanı'nın söylediği çok doğru. Ben de aynı şeyi söylüyorum: Rejimin bekçileriyiz. Rejime bir şey olduğu zaman onu korumak ve kollamak kanunen bizim görevimiz. Ama siyasete karışmak yanlış. TSK, her türlü siyasi cereyanın üstünde ve dışındadır. Açıkça "Askerde siyasi beyanda bulunanlar, yorum yapanlar şu kadar aydan şu kadar yıla hapsedilir" diyor kanunlar.

DEMOKRASİ HANGİ DURUMDA ASKIYA ALINIR?

O, oluşacak şartlara bağlı. Karşı tarafın cüretine ve gücüne bağlı. O zamanki koşullarla değerlendirilir. Her şeyi darbe işareti diye görmek doğru değildir. Haklar verilir insanlara, o haklar her zaman kullanılmaz.

KANUN OLMASA YAPMAYACAK MISIN? 60'TA BAŞBAKANA MI BAĞLIYDIK?

Bir de her şeyin değeri, alternatifiyle belli olur diye bir laf vardır. Bu kanun olmasa, o zaman yapmayacak mısın, yani bir şey yapacaksan? O kanun, bize silah mı veriyor, barut mu veriyor, top mu veriyor? 60'ta biz başbakana mı bağlıydık? İhtilal olmadı mı? Oldu.

 HER DARBENİN DAYANAĞI 35. MADDE OLDU

TSK'nın İç tüzüğünün 35. Madde'si şöyle diyor: 

Silahlı Kuvvetler'in vazifesi, Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni kollamak ve korumaktır.

Yasaya göre hazırlanan yönetmeliğin 85. maddesi de, TSK'nın görevini , ''Türk yurdu ve cumhuriyetini içe ve dışa karşı lüzumunda silahla korumak...'' diye ifade ediyor.

Bu iki madde Türkiye'de yapılan tüm darbelerin dayanağı olarak gösterilmiştir.

35 MADDE GÜZEL BİR MADDEDİR, SİYASİLERİ FRENLER

O madde güzel bir maddedir. O madde, siyasetin aynı zamanda frenidir. Çünkü, siyasi partiler bazen çok aşırılığa gidebilirler ama o madde frenler. O, siyaset için de iyidir. Ondan sonra, bazen bazı siyasiler şikâyet eder, bürokrasi engel çıkarıyor diye... Diyorum ki, sayın falanca, bakın devletin hafızasıdır bürokrasi. Bütün olmuş, geçmiş şeyleri onlar bilirler. Kanunları, nizamları bilirler. Bütün tecrübeleri vardır, falanca yapmak istedi, şöyle oldu, böyle oldu. Ama, siz siyasisiniz, gene de emir verirseniz yaparlar; ama bunu kale almazsanız, ona bilmem ne derseniz, frensiz araba gibi olursunuz. Dolayısıyla o madde siyasiler için de iyidir. Çünkü, bazen üst makamdakiler, alt makamdakilerin sesini kısmak için ona da sığınırlar.

ÇARE İHTİLAL DEĞİL, GENELKURMAY BAŞKANI'NIN KONUŞMASIDIR

Bana bir yabancı da sordu, hayretle sordu. "Bu kadar yetkiniz var, niye böyle çok çok itidalli davranıyorsunuz?" diye. Ona benzer bu. Öyle bir şey var diye, şöyle oldu, böyle oldu diye müdahale olmaz. Ama, diyelim ki, bir de yığılım var, konu bir yere varıyor... O zaman çaresi illa ihtilal de demiyorum ben. Başka çaresi var. Nedir çaresi? En büyük çaresi, Genelkurmay Başkanı'nın görüşlerini kamuoyuyla paylaşmasıdır. Kamuoyunun bize büyük bir güveni var. Biz bir konuyu kamuoyuna anlayabilecekleri şekilde anlatabildiğimiz zaman siyasiler kaybedecekleri için çekinirler. O da bir yöntem...

28 ŞUBAT'A BAKIŞ

28 Şubat için ben ilk toplantıda söyledim: Sebep-sonuç ilişkisidir. Sebep ortadan kalkmazsa, sonuç da ortadan kalkmaz. Ama doğru mu olmuş, eğri mi olmuş, o ayrı... Bazen seviyesi de önemlidir. İlacı, az verirseniz de olmuyor, çok verirseniz de olmuyor, orta doz çok önemli. Yeteri kadar tartışıldı o konu. Ama, o zaman için olması gereken bir olaydı.

BAZEN YANGIN YANGINLA SÖNDÜRÜLÜR

Yangını yangınla söndürmek diye bir şey vardır, duydunuz mu bilmiyorum, ormancıların... Çünkü, yangın karşıdan gelir bir yolda. O yolda eğer, kontrollü bir yangın çıkarıp o yangının geldiği yöne doğru götürebilirseniz, iki yangının birleştiği yerde söner. Ama, yangın bütün gücüyle gelirse, öbür tarafı ezer geçer, onun için yangını yangınla söndürmek gerekir. Bazen, müesseseler öyle bir durumda kalıyorlar, istenmeseler de bir sert yöntemle, o olayı daha kötüye gitmekten men etmeye çalışıyorlar. Bu bakımdan bunlar devlet idaresinin özellikleridir, yöntemleridir. Sadece TSK yönünden söylemiyorum, genel çerçevede ifade ediyorum. İlla, ekstrem uçlara bakmamak lazım. Haklar, yetkiler, sorumluluklar yüzde yüz devlettedir.

Kaynak: Milliyet