İngiltere gazetelerinde Hule katliamı ve Rusya'nın tavrı, Obama'nın insansız uçak stratejisi ve Erdoğan'a kürtaj tepkisi
Abone olTimes gazetesi manşetinde Suriye'de çoğu çocuk 108 kişinin öldüğü Hule katliamı için "bardağı taşıran son damla" diyor. Gazetenin manşetinde Hule'deki çocukların nasıl öldüğü şöyle anlatılıyor:
"Bu çocuklar rastgele açılan topçu ateşiyle ölmedi. Birleşmiş Milletler dün çocukların teker teker öldürüldüğünü açıkladı. Gece bıçaklı ve tabancalı milisler geldi. Genç kurbanlar ya başlarına kurşun sıkılarak ya da boğazları kesilerek öldürüldü."
Gazete başyazısında dünyanın Esad rejimine karşı artık harekete geçmesi gerektiğini belirterek "Esad hiçbir cezaya çarptırılmadan istediği gibi öldürebileceğine inanıyor. Harekete geçme ve rejimin yanıldığını gösterme zamanı geldi. Katliamın devam etmesine izin verirsek İngiltere nasıl bir ülke olacak, ya da genç Suriyeliler bizi nasıl görecek?" diyor.
Guardian gazetesi, aralarında Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Fransa'nın da olduğu bir dizi ülkenin Suriyeli diplomatları sınır dışı etme kararı aldığına dikkat çekerek katliamdan sonra Suriye rejimine baskıların artmaya başladığını belirtiyor.
Gazete, Suriye Ulusal Konseyi'nin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nin güç kullanımına izin veren 7'nci maddesine dayanarak Libya'dakine benzer bir harekatın başlatılması çağrısında bulunduğunu aktarıyor.
Independent yazarı Patrick Cockburn Suriyeli diplomatların sınır dışı kararının sadece Suriye'yi değil, Şam'ın en büyük destekçisi Rusya'yı da yalnızlaştıracağını belirtiyor.
'Rusya'yı kulüpten çıkarma zamanı geldi'
Eurasia Group'un Başkanı Ian Bremmer ve Roubini Global Economics'in Yönetim Kurulu Başkanı Nuri el Rubini Financial Times'ta birlikte kaleme aldıkları makalede "Otoriter Rus devletini kulüpten çıkarma zamanı geldi" diyor.
Yazıda özetle şöyle deniyor:
"Suriye onlarca vatandaşını öldürdü. Eski müttefiki Rusya ne yapıyor? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin etkili bir karşılık vermesini engelliyor. Bu artık kanıksanan bir gelişme ama temel bir soruyu gündeme getiriyor: Günümüz dünyasında Rusya'nın rolü ne?"
"Rusya'nın Batı kurumlarına üyeliği tam olarak olumlu sonuçlar vermiyor. Rusya olgun bir pazar ekonomisi gibi davranmadıkça G7+1 asla G8 olmayacak. Ülkesindeki son gösterileri Batılı ajanların tertiplediğini ve Camp David'deki son G8 zirvesine yeni kabinesini oluşturmakla meşgul olduğu için katılamadığını söyleyen Başkan Vladimir Putin'le bu konuda iyimser olmak zor. Putin'in yokluğu çok da bir şeyi değiştirmedi. Afganistan ve Euro bölgesi tartışmasında Rusya'nın yardım edecek durumu yoktu, Suriye ve İran konusunda ise Rusya sorunun bir parçası."
"Eğer hükümeti Batı kulüplerine ilgi duymuyorsa, Rusya dinamik bir yükselen ekonomi olarak nitelenebilir mi? Hayır. Çin'de Komünist Parti ülkeyi mutlak bir yoksulluktan dünyanın ikinci büyük ekonomisi haline getirdi. Hindistan dünyanın en yaratıcı özel şirketlerini çıkardı. Brezilya ise çok yönlü ekonomisiyle kendine güvenen bir demokrasi haline geldi. Rusya ise tezat bir şekilde Putin'in sert adam imajı etrafına kurulu, petrol, doğal gaz ve diğer doğal kaynakları ihraç eden otoriter bir devlet oldu. Yolsuzluk yaygın. Rüşvet gelişmekte olan birçok ülkede sorun. Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün küresel yolsuzluk endeksinde Türkiye 61'nci, Brezilya 73, Çin 75'nci Rusya ise çok daha kötü durumda ve 143'üncü sırada."
Yazı şöyle devam ediyor:
"Rusya'da ülkelerinin, Putin'in rüyalarındaki bir Avrasya ülkesi değil, modern bir Avrupa ülkesi olabileceğini savunan bir kesim var. Bunlar Başbakan Medvedev'in etrafındaki bazı reformcular, kentli orta sınıfın büyük bir bölümü, internet ve sosyal medya tutkunu gençler, Bizansvari sınırlamalar ve mevzuattan usanan yeni kuşak girişimciler aydınlar ve meydanın büyük bölümü. Bu grupların tümü, yenilikçi, özel sektör öncülüğünde modern bir ekonomi ve demokratik bir Rusya istiyor. Şimdilik Kremlin seslerini duymuyor ve ne BRIC ne de G8 üyesi gibi davranıyor. Eğer Amerikalı ve Avrupalı liderler Moskova'yla gerçekten yeni bir ilişki kurmak istiyorsa konuşması gereken kişiler işte bu gruplar."
'İnsansız uçak saldırıları terörü tırmandırıyor'
Independent gazetesi, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama'nın insansız uçaklarla düzenlenen her saldırıya bizzat onay verdiğini belirtiyor. Guardian yazarı Seumas Milne ise, bu uçaklarla düzenlenen saldırıların şimdiye kadar binlerce kişinin öldüğü bir savaşta daha fazla insanın ölümüne neden olacağını, Amerika'nın müttefiklerini istikrarsızlaştıracağını ve El Kaide'yi güçlendireceğini kaydediyor.
Yazar şöyle diyor:
"10 yıl önce terörle savaş stratejisinin terörü engellemek yerine yayacağı söylendi. Tam da öyle oldu. Obama şimdi bunun adını "Denizaşırı İhtiyat Operasyonları" olarak değiştiriyor, postallar yerini robotlara bırakıyor. Ama Pakistan'da istikrarsızlığın artması ve Yemen'de El Kaide'nin gücünü artırması etkinin aynı olduğunu gösteriyor. İnsansız uçak savaşı İslam dünyasına karşı zorbaca bir savaş ve Amerika'ya nefreti artırıyor. Terörle savaşmıyor aksine terörü besliyor."
Kürtaj tartışması
Independent gazetesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kürtajla ilgili açıklamalarının kadın hakları gruplarını öfkelendirdiğini aktarıyor. Türk yasalarının 10 haftalığa kadar olan hamileliklerde kürtaja izin verdiğini anımsatan gazete, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın kürtaj ve sezaryeni azaltmayı hedeflediklerini açıkladığını aktarıyor.
Gazete Erdoğan'ın kürtajla ilgili sözlerinin Türkiye'nin yeni bir anayasa hazırlığı içinde olduğu ve Avrupa Birliği üyelik perspektifine odaklanmadığı bir dönemde ayrı bir önem taşıdığını vurguluyor.