Yunanistan Parlamentosu'nda cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçsuz kalmasu üzerine 25 Ocak'ta erken seçime gidilmesi kararı alınması gazetelerin tümünde geniş yer buluyor.
Abone olYunanistan Parlamentosu'nda cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçsuz kalmasu üzerine 25 Ocak'ta erken seçime gidilmesi kararı alınması gazetelerin tümünde geniş yer buluyor.
Financial Times gazetesi, birinci sayfasındaki haberde, erken seçimin yeni bir kriz korkusu yarattığını aktarıyor. Gazete, "Antonis Samaras'ın cumhurbaşkanlığı adayı reddedildi. Yatırımcılar, Sol Koalisyon Siriza'nın zaferinden korkuyor" diyor:
"Kurtarma paketine karşı çıkan Siriza'yı iktidara getirebilecek ve Yunanistan'ı alacaklılarını karşı karşıya getirebilecek bir genel seçim nedeniyle, yeni bir kriz korkusu doğdu. Dün yaşananlar, Yunanistan'ın borç krizinin para birliğini dağılmanın eşiğine getirmesi ve Avrupa projesinin temelini sarsmasından iki yıl sonra, bu ülkenin Euro bölgesindeki yeriyle ilgili soruları yeniden gündeme getirdi.
"Yunanistan'daki kriz, Euro bölgesindeki ülkenin çoğunun zayıf büyüme sorunu yaşadığı ve Avrupa Birliği karşıtı partilerin yükselişe geçtiği bir döneme rastladı. Yunanistan'ı borçlarının çoğundan kurtaracağı ve kurtarma paketinin koşullarını müzakereye açma taahhüdünde bulunan Siriza'nın zafer kazanma olasılığı yatırımcıları endişelendiriyor."
Gazete, Yunan parlamentosundaki oylamadan sonra Atina borsasında hisselerin ortalama değerinin yüzde 11 düştüğünü, Yunanistan'ın 10 yıllık devlet tahvili faizinin yüzde 9,8'e çıktığını aktarıyor. Financial Times, Portekiz ve İspanya'nın da borçlanma maliyetinin yükseldiğini yatırımcıların Güney Avrupa'dan 10 yıllık getirisi yüzde 0.54'e kadar düşen Alman tahvillerine yöneldiğini belirtiyor.
'Hükümet uzun ömürlü olmayabilir'
Financial Times'ta yer alan bir başka analizde de, radikal sol Siriza'nın anketlerde önde göründüğünü, ancak son günlerde en yakın rakibiyle arasındaki farkın 3-4 puana kadar gerilediğini bu nedenle yeni hükümetin uzun ömürlü olmayabileceğini kaydediyor.
Guardian gazetesi de başyazısında, "Avrupa için yıla kötü bir başlangıç. Yunan krizi intikamla geri dönüyor" diyor:
"Başbakan Antonis Samaras bir ölçüde Avrupa Birliği'nin fazla zorlaması nedeniyle kaybetti. Şimdi Avrupa sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda. Samaras ve müttefiklerinin kazanması hala ihtimal dışı değil, ama seçimlerden nasıl bir hükümet çıkarsa çıksın, daha önce olduğu gibi, gündeme gelecek ilk soru Yunanistan'la nasıl bir ekonomik destek anlaşması yapılacağı olacak. Ancak bu kez koşullar değişmiş olacak. Birincisi o zamana kadar Yunanistan'ın parası bitmiş olacak, ikincisi kazanan parti Siriza olursa daha yumuşak şartlar talep edecek, erken borç affı isteyecek.
Avrupa, yani Almanya bu durumda sert tavrını sürdürmeye devam mı edeceğine yoksa Yunanistan'a manevra fırsatı tanıyacağına mı karar verecek. Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ihtiyacı olmayan şey tam da bu. Zira, Almanya'daki hâkim görüş, güney ülkelerindeki ekonomik krizin çözülmese de kontrol alındığı, şimdi Fransa, İtalya ve aslında Almanya'nın da karşı karşıya olduğu rekabetçilik ve diğer yapısal sorunlara odaklanılabileceği yönündeydi. Siriza zafer kazanmayabilir ama zafere yakın olacak. Bu durumda Brüksel ve Berlin üye ülkelerde seçmenlerin kuvvetli bir şekilde reddettikleri politikalarda daha ne kadar ısrarcı olabilecekleri sorusuyla karşı karşıya gelecek."
'Sorumlusu Almanya'
Times gazetesi yazarı Oliver Kamm da makalesinde "Yunanistan raydan çıkarsa bunun sorumlusu Almanya'dır" diyor. Yazar şöyle devam ediyor:
"Siriza, Euro'dan çıkmak istemiyor. İhtiyaç duyduğu yapısal reformları gerçekleştirmeden üyesi olduğu parasal birlikten yararlanmak istiyor. Bu her koşulda mali istikrarsızlığı getirecektir. Bunda da sorumluluk Euro bölgesinin büyük üyelerine aittir. Almanya Euro bölgesinde olmaktan yararlandı ve düşük bir döviz kuru var. Krizin başlarında reformlar karşılığında Yunanistan'ın borçlarının hafifletilmesi teklif edilmeliydi. Almanya ve Fransa bunu reddetti. Yunanistan o zamandan beri maliyetlerini düşürmek için maaşları düşürüyor. Ilımlı Yunan hükümetleri daha fazla mali ve siyasi desteği hak ediyordu. Bu desteği alamadıkları için şimdi yerlerine aritmetiğin yasalarının kendileri için geçerli olmayacağını düşünen popülist bir hareket gelebilir."