BIST 9.614
DOLAR 34,64
EURO 36,49
ALTIN 2.932,81
HABER /  GÜNCEL

3 Mayıs 2012 Basın Özeti

İngiltere gazetelerinde; Obama'nın Afganistan mesajları ve Avrupa'daki seçimlerde kemer sıkma paketlerine 'isyanın' AB'nin geleceğine olası etkileri.

Abone ol

Guardian başyazısında Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama'nın Afganistan'da verdiği mesajları değerlendiriyor.

Yazıda Obama'nın El Kaide lideri Usame bin Ladin'in öldürülüşünün birinci yıldönümünde gittiği Afganistan'da Amerikan halkına hitap ettiği ancak aslında dört farklı yere mesaj verdiği belirtiliyor:

"Obama savaştan usanan Amerikan halkına 'Afganistan'ı terk ediyoruz', Afganistan'a 'Biz hâlâ buradayız' Taliban'a 'Daha işimiz bitmedi', Pakistan'a da 'Biz hâlâ buradayız ama endişelenmene gerek yok' dedi. Bu kadar uzun süren bir savaştan sonra iyimserliğe fazla yer yok. Amerikan Başkanı, Taliban'ın hızını kestiklerini söylüyor, direnişi kıramadıklarını değil.”

'İçi boş zafer'

“Obama Amerikan askerlerinin eve döneceğini söylüyor ama Kasım'da Afganistan'da hâlâ Obama'nın başkanlığı devraldığı 2009'daki asker sayısının iki katı kadar asker olacak. Obama Afganistan'da rüzgârın döndüğünü söylüyor ama Pentagon'un yayımladığı altı aylık raporda Taliban kaybettiği toprağı ve nüfuzunu geri almaya çalışacak kararlı ve dirençli bir düşman olarak niteleniyor."

Daily Telegraph gazetesi de başyazısında "Obama'nın içi boş zaferi" diyor:

"Barack Obama Afganistan'daki işlerini bitirmek üzere oldukları ve askerlerin yakında evlerine dönecekleri mesajını verdi. Obama Kasım'da yapılacak seçim için bu hafta sonunda kampanyasını başlatıyor. Barack Obama, seçmenlerine Amerikan askerlerini evlerine getiren Başkan olduğunu hatırlatmak istiyor. Obama bu amaçla Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai ile gelecek yıldan itibaren sorumluluğu Afgan güçlerinin almasını öngören stratejik ortaklık anlaşması imzaladı. Obama seçimde Usame bin Ladin'in geçen yıl öldürülmesinin ödülünü de almak istiyor."

'Afganistan'da yapacak çok sey var'

"Ancak Obama'nın ülkeden ayrılmasından hemen sonra Kabil'de patlayan bombalar, Amerikalıların Afganistan'da başladıkları işi bitirebilmeleri için daha yapmaları gereken çok şey olduğunu gösteriyor. Afganistan'ın istikrara kavuşturulması için Taliban'ın silah bırakması ve siyasi sürece dahil olmasının sağlanması gerekiyor.”

“Geçen yıl Pakistan’da Usame bin Ladin'in öldürüldüğü operasyon ve Aralık'ta sınırda yanlışlıkla 24 Pakistan askerinin öldürülmesi ABD-Pakistan ilişkilerine büyük zarar verdi. Pakistan'ın Afganistan'daki direnişçi gruplar üzerindeki ağırlığı dikkate alınmalı. Pakistan'la arası düzelmedikçe Washington'ın Afganistan'da barış arzusunun yerine gelmesi zor olacak. Bu yüzden Obama Kabil'de zaferini kutlamak yerine Pakistan'la ilişkileri düzeltmeye zaman harcamalıydı."

'Entegrasyona darbe'

Financial Times Fransa'da Pazar günü yapılacak seçim öncesinde Sarkozy'nin partisinde aşırı sağcı Ulusal Cephe'yle ittifak görüşmeleri yapılması konusunda ayrışma yaşandığını belirtiyor.

Gazeteye göre, Sarkozy'nin kamuoyu yoklamalarında önde görünen rakibi François Hollande'ı yenebilmesi için ilk turda yüzde 18 olarak üçüncü olan Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen'in desteğine ihtiyaç var.

Ancak bir parti yetkilisinin babası Jean-Marie Le Pen'e göre daha kabul edilebilir bir lider olarak nitelediği Marine Le Pen'e görüşülebileceği mesajını vermesi parti içinde sert tepkilere neden oldu.

Marine Le Pen de görüşme önerisine karşı çıkılmasının Sarkozy'nin seçilme şansına ağır bir darbe indireceğini söyledi.

Financial Times'ta Yunanistan'da Pazar günü yapılacak genel seçimlerle ilgili bir haberde de merkez sağ partilerin anketlerde önde görünmelerine karşın reformları devam ettirebilecek istikrarlı bir koalisyon oluşturamayabilecekleri endişesini yaşadığı aktarılıyor.

Haberde şöyle deniyor:

"Seçimler öncesinde hem sağ hem de soldaki küçük partilerle Avrupa Birliği karşıtı gruplar güç kazanırken merkez sağdaki Demokrasi Partisi'nin lideri Antonis Samaras, Brüksel'de ekonomik reformların tek güvencesi olarak görülüyor. Ancak Brüksel'deki yetkililer şimdiki koalisyonu oluşturan Yeni Demokrasi Partisi ve sosyalist PASOK'un parlamentoda çoğunluğu sağlayamayabileceği endişesini taşıyor. Bu partilerin çoğunluğu az farkla elde etmeleri olasılığı da kaygı yaratıyor zira bunun da çok parçalı hükümeti yönetmeyi daha da zorlaştıracağına dikkat çekiliyor.

Brüksel'den yazan Financial Times yazarı Peter Spiegel ise şöyle diyor:

"Fransa, Yunanistan, İrlanda ve Hollanda'da yaklaşan seçimler Avrupa Birliği'nin geleceğe ilişkin planlarını temelden sarsabilecek sonuçlar doğurabilir. Yunanistan'da koalisyonun iki büyük partisi kemer sıkma önlemlerine duyulan tepki nedeniyle toplam yüzde 40 oy almakta zorlanacak. 31 Mayıs'ta İrlanda'da Avrupa Birliği'ne yeni bir mali disiplin getirecek anlaşma içi yapılan referandumda hayır kampanyası yürüten Sinn Fein partisi oylarını yüzde 20 artırdı. Ancak Avrupa Birliği'nin krizi çözme kapasitesine en ağır darbeyi kemer sıkma önlemlerine karşı isyan değil, daha fazla entegrasyona karşı olan isyan vuracak."