BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

3 kurşun yedi 2 yıl yürüyemeyecek

Mavi Marmara yolcusu Muhyettin Yıldırım, evine, hafızasından uzun yıllar silinmeyecek görüntülerin izleriyle döndü.

Abone ol

İsrail'in, Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara Gemisi'ne yaptığı 9 Türk'ün ölümüyle sonuçlanan saldırıda yaralanan Adanalı Muhyettin Yıldırım (40), iki ayak topuğu ve baldırındaki kurşun yaralarıyla ailesine kavuştu.

Doktorların ancak 2 yıl sonra yürüyebileceğini söylediği Yıldırım'a küçük kızı Mavi Marmara gemisinin resmini çizerek moral veriyor.

İsrail'den, Ankara'ya getirilerek Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gören, ardından memleketi Adana'ya getirilen Muhyettin Yıldırım zor günler geçiriyor.

Eşi ve dört çocuğunun yanı sıra evine akın eden eş ve dostlarını desteğiyle yaşadığı travmayı atlatmaya çalışan Muhyettin Yıldırım, AA muhabirine, ''Yaşadığımız tüm acılara, ölümle burun buruna gelmiş olmama rağmen gittiğim için pişman değilim'' dedi.

İsrail askerlerinin sabaha karşı namaz kıldıkları bir sırada saldırdığını belirten Muhyettin Yıldırım, ellerinde hiçbir silah olmadığını, bu yüzden ellerine geçirdikleri sopalarla kendilerini korumaya çalıştıklarını anlattı.

Muhyettin Yıldırım, İsrail askerlerinin kendilerine mukavemette bulunanları acımasızca öldürdüğünü ifade ederek, ''Ellerinde yeşil renkli fosfora benzer yapışkan bir malzeme vardı. Hedef seçtikleri kişilerin üzerine bunu atıyor, bu sayede kurşunları hedefe tam isabet ettiriyorlardı'' dedi.

Kendisinin de her iki ayağının topuğu ile baldırından kurşun yarası aldığını ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti:

''İsrail askerleri beni bulduklarında artık karşı koyacak gücüm yoktu. Üç kurşun yarasına rağmen beni ayağa kaldırıp yürütmeye çalıştılar. Daha sonra yerinden çıkardıkları bir kapının üzerine beni yatırarak üst güverteye taşıdılar. Ama bu taşıma nakil değil adeta işkence gibiydi. Güvertede ise sedyeye yatırdıklarında sedyenin kuşağını bacağımdaki yaranın tam üzerine bağladılar.

'CÜZDANIMIZDAKİ PARALARA KADAR ÇALDILAR''

Bir başka yaralının karnından aldığı kurşunla bağırsakları dışarı çıkmasına rağmen onu arkadan kelepçeleyip yüz üstü yatırarak üzerinde zıpladılar. Sonra 6 yaralıyı birden helikopterdeki ranzalara yatırdılar. İsrail askerleri, yaralarımıza aldırmadan, bizi işkenceden farksız bir şekilde hastaneye taşıdı. Giysilerimize makas atıp çırılçıplak soymak istediler. Cüzdanımızdaki paralara kadar çaldılar. Tükürüğümüzü almak istediler, direndik, vermedik.''

Muhyettin Yıldırım, topuklarındaki kurşunların çıkarıldığını belirterek, ''Ancak, baldırımdaki kurşun farklı türdendi. Baldırımda derin bir çukur oluşturan bu kurşun nedeniyle sağ baldırımdan sol baldırıma doku transferi yapıldı. Buradaki dokunun kendini yenilemesi için en az 2 yıl beklemem gerekiyormuş. Yani üç kurşun beni 2 yıl yatağa bağlayacak. Ancak, kurşun yaraları değil, manevi çöküntü bana acı veriyor'' dedi.

Bu arada, 4 çocuk babası Muhyettin Yıldırım'ın, Necatibey Anaokulu'na giden küçük kızı Ebrar ise adının anlamında olduğu gibi ''iyilik eden'' Mavi Marmara Gemisi'ni resimleyerek, babasına moral vermeye çalışıyor.

TALEP PATLAMASI

Öte yandan, Adana İnsani Yardım Derneği (ADYAR) Başkanı Veysel Tepeli ise İsrail'in saldırısının, ''mazluma yardım'' duygularını kamçıladığını belirterek, ''Derneğimizin de bizim de cep telefonlarımız kilitlendi. Yardım konvoylarına katılım için yoğun talep alıyoruz'' dedi.