Diş sağlı konusunda duyarsız toplum ilan edildik. Türkiye genelinde yapılan bir araştırmaya göre 3 kişiye 1 diş fırçası düşüyor. İşte detaylar:
Abone ol3 kişiye bir diş fırçası düşüyor
Periyodik kontrollerini çok önemsemediğimiz ama gülerken çekinerek elimizle kapattığımız dişlerimiz hakkında merak ettiklerinizi sizin için sorduk, işte yanıtları:
Ağız ve diş sağlığı üzerine istanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Perîodontoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dişeti Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Efeoğlu'yla görüştük.
Diş sağlığında en temel problem nelerdir?
Diş sağlığında iki ana problem var. Diş çürükleri ve dişeti hastalıkları. Esas olan hastalığın oluşmaması. Bunun için dişleri fırçalayarak temiz tutmamız gerekir. Çünkü, dişler üzerinde tutunan bakteriler hem dişleri çürütüyor, hem diş eti iltihabına yol açıyor. Dişler üzerinde toplanan bakteri plağı dediğimiz oluşumun içerisindeki bakteriler, şekerli ve unlu yiyeceklerin ağızdaki kalıntılarıyla asit oluşturmakta ve diş çürükleri meydana gelmekte.
Çözümü nedir?
Özellikle diş çürüklerinin şekerli, unlu ve asitli besinlerle ilişkisi kesin. Ancak dişleriniz çürümesin diye bu tür besinleri yemeyin demek doğru değil. Tabii ki yenecek ama yedikten sonra dişlerin temizliği önemli. Ayrıca öğün aralarında şekerli ve unlu yiyecek tüketilmemesi, sabah kahvaltıdan sonra, akşam yatmadan önce fırçalama işlemlerini yapmak gerekli. İşin esası bu zaten, zarar veren yiyecekler değil, bakımsızlık. En azından temizleyecek durumda değilsek bile ağzımızı suyla çalkalamamız bile yararlı.
Dişeti hastalıkları belirtileri ve tedavisi?
Ağız bakımıyla doğrudan ilişkili. Dişler üzerindeki bakteri plağı dişetlerini iltihaplandırıyor. Tedavi edilmezse alttaki dişi destekleyen kemik dokusuna ilerliyor ve kemikte
erimeye neden oluyor. Belirtileri: Dişetinde kanama, şiş, kızarıklık, ağız kokusu, dişlerde sallanma, yer değiştirme. En erken ve en önemli belirti dişleri fırçalarken, sert besinleri ısırırken veya dişetlerini emince meydana gelen kanamadır. Özellikle insanlar bu kanamayı normal sanırlar ama sağlıklı dişeti asla kanamaz. Kanıyorsa dişeti iltihaplıdır.
Tedavisi:
Hastalık başlangıç aşamasında ise diş taşı temizliği ve iyi ağız bakımıyla tedavi ediliyor. İleri aşamalarda bunlara ek olarak diş eti ameliyatları gerekmekte. Lokal anestezi altında yapılan ameliyatlarda, kök yüzeyleri temizlenir, iltihaplı dokular çıkarılır ve kemik oluşumunun sağlayıcı uygulamaları yapılır. Hastalık ilerledikçe tedavi güçleşir, buna bağlı olarak maliyetler de artar.
Ağız ve diş sağlığı nasıl olur ve nasıl korunur?
Çürüklerden ve dişeti hastalıklarından korunmanın yolu iyi ağız bakımıdır. Sabah kahvaltıdan sonra ve akşam yatmadan önce günde iki kez dişleri fırçalayarak temizlemek gerekir. Çoğumuz dişlerin yalnızca görünen yerlerini 5-10 saniye fırçalayarak dişlerimizi temizlediğimizi sanıyoruz. Fırçalama ortalama üç dakikalık bir zaman alır. Hatalı fırçalama diş ve dişetlerine zarar verebilir. Öncelikle, orta sertlikte veya yumuşak fırça tercih edilmeli. Fırçalarken diş ve dişetlerine aşırı baskı uygulanmamalı. Diş macunları temizliği kolaylaştırmak için aşındırıcı parçacıklar içerir. Fazla diş macunu kullanımı da dişleri aşındırabilir. Bir mercimek hacmindeki macunun fırça yüzeyine yayılması yeterli. Diş ipi kullanımı da önemli. Erişkinlerin akşamları yatmadan önce fırçalamadan sonra dişlerin birbirlerine değen yüzeylerini diş ipiyle temizlemelerinde büyük yarar var.
Diş beyazlatma (bleaching) işlemleri kolay mı? Maliyeti?
Tüm dünyada yaygın bir uygulama bu. Hidrojen peroksit ve türevleri kullanılarak yapılan bir işlem, mine ve dentin içindeki organik pigmentlerin oksidasyonu ile renk açılıyor. Uygulama iki türlü oluyor: Evde ve klinikte. Her iki yöntemde de öncelikle diş ve dişetlerini sağlıklı hale getirmek gerekir. Mevcut çürükler tedavi edilmeli, varsa diştaşları kaldırılmalıdır. Evdeki yöntemde, önce dişlerin ölçüsü alınıyor. Dişlerin üzerine geçecek bir kılıf (plastik) hazırlanıyor. Kişi kılıfın içine ilacı koyduktan sonra dişlerine takıyor ve uyuyor. Bütün gece bu kılıfla yatıyor. 10 gün her gece işlem sürüyor. Uygulama ilk bakışta zor gibi görünüyor. Ancak diş hekimi hastasına uygulamayı tüm ayrıntılarıyla anlatacağı için herhangi bir zorluk söz konusu olmaz. Klinikte ise, ilaç hekim tarafından dişler üzerine yerleştiriliyor. Üzerine ışık uygulanıyor veya uygulanmıyor. Toplam 45 dakika süren bu uygulamada da iyi sonuç alınmakta. Klinikteki uygulama hekimin daha çok zamanını aldığı için daha pahalıya malolmaktadır.
Dolgu çeşitleri ve bakımları?
İki çeşit dolgu var. Amalgam ve kompozit.
Amalgam, civa ve gümüş bileşimi çok eskiden beri kullanılmakta olan bir dolgu çeşidi. Uygulaması kolay ve dayanıklı. Tek kusuru, görüntüsü. Gümüş renginde ve zamanla cilası gidip kararabiliyor. Ayrıca, içerdiği civa açısından sık sık tartışma konusu olmakta. Kanıtlanmış bir zararı yok. Kompozit dolgu, halk arasında beyaz dolgu da deniliyor. Diş renginde, her diş rengine uygun
görüntü sağlamak mümkün. Estetik açıdan mükemmel.
İkisinin arasındaki fark?
Amalgam dolgu, kısa sürede kolaylıkla uygulanabiliyor. Dolayısıyla ucuz ve kolay uygulanıyor. Tedavi kısa sürüyor. Kompozit dolgu, zaman alıyor ve maliyeti fazla.
Günümüzdeki stresli yaşantının dişlere yansıması nasıl oluyor?
Stresin iki türlü etkisinden söz etmek mümkün. Birincisi; uzun süreli stres bağışıklılık sistemini baskılayabilir. Bu baskılanma dişeti hastalıklarının başlamasına veya şiddetlenmesine neden olabilir. İkincisi; Diş sıkma veya diş gıcırdatmaya neden olur. Çoğumuz uykuda veya uyanıkken dişlerimizi gıcırdatır veya sıkarız. Çoğumuz bu alışkanlığımızın farkında bile değilizdir. Bu tür alışkanlıklarımız, dişlerin çiğneyici yüzeylerinde aşınmalara sebep olur. Eğer dişeti hastalığımız da varsa hem hastalığın şiddetlenmesine hem de dişlerimizin yer değiştirmesine neden olur. Sakız çiğneme de benzer etki gösterebilir.
Diş kontrolleri nasıl yapılmalı?
Genellikle önerdiğimiz 6 aylık kontrollerdir, faydası erken tanı ve tedavi. Olayı hem kolaylaştırıyor hem de ucuza getiriyor.
Haber: Betül Memiş
Kaynak: www.gazatavatan.com