Economist'ten Türk seçmenlere çağrı: CHP'ye oy verin, Suriyeli işadamları rejimin safında, çatışmaların sürdüğü Yemen'in başkenti Sanaa'da su sıkıntısı ve iPad 2 almak için böbreğini satan Çinli genç
Abone olTürkiye'deki genel seçimlere geniş yer veren Economist dergisi seçimleri bir başyazı ve uzun bir makalede ele alıyor.
Economist, seçmenleri demokrasiyi geliştirmek için Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy vermeye davet ediyor.
Dergi, AKP'nin ekonomi, dış politika ve ordunun siyasetin dışına itilmesi gibi alanlarda başarılı bir performans sergilediğini söylüyor.
Economist bu sayede Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada ekonomik ve siyasi bir güç haline geldiğini belirtiyor.
Dergi, bu portrenin AKP'nin 2002'de devraldığı enkazdan çok farklı olduğuna dikkat çekiyor.
'Erdoğan'a destek kaygı verici'
Economist, bu durum karşısında Türk seçmenlerin yine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelmesinin şaşırtıcı olmadığını söylemekle birlikte, bunun kaygı verici olduğunu da vurguluyor ve şöyle devam ediyor;
"Erdoğan kamuoyu yoklamalarında çok istediği üçte iki meclis çoğunluğuna yakın gözüküyor. Çünkü bu tek başına anayasa yapmasına izin verecek. Bu Türkiye için kötü olur. Bu yargının nedeni, Türkiye'yi bir teokrasiye dönüştürmeye çalıştığı gibi asılsız bir temele dayanmıyor. Ordu, çok sayıda İsrailli ve Amerikalının fısıldadıklarının tersine, AKP'nin genel anlamda hoşgörülü Türkiye'yi, bir sonraki hoşgörüsüz İran'a çevirmek istediğine dair çok az kanıt var"
'Kaygı din devleti değil, demokrasi'
AKP'nin kısıtlanmayan yönetimiyle ilgili asıl kaygının din değil, demokrasiyle ilgili olduğunu söyleyen dergi, Erdoğan'ın ordu ve yargıya karşı mücadelelerini kazandıktan sonra, çok az sınırlandırmayla karşılaştığını söylüyor.
Dergi şöyle devam ediyor;
"Bu durum Erdoğan'ın doğasından gelen eleştiriye karşı hoşgörüsüz tutumunu şımartmasına izin verdi ve otokratik içgüdülerini besledi. Yolsuzluk artıyor gibi görünüyor. Basın özgürlüğü saldırı altında. Türkiye'de Çin'dekinden daha fazla sayıda gazeteci hapiste. Erdoğan'ın kaygı verecek kadar çok sayıdaki karşıtı ve düşmanı, ki bunlara çok sayıda emekli subay da dahil, soruşturma altında. Bazı vakalarda da abartılı komplo suçlamalarıyla"
Economist, tüm bunlara ek olarak, Erdoğan'ın seçim kampanyasında da giderek milliyetçi bir söylem takındığını ve "Türkiye'nin en büyük ve hoşnutsuz azınlığı" diye tanımladığı Kürtlere ciddi öneriler yapmadığını söylüyor.
'Erdoğan Fransız sistemini istiyor'
Dergi ayrıca, Erdoğan'ın seçimde üçte iki meclis çoğunluğu kazanırsa Fransa'dakine benzer bir başkanlık sistemi kuracağına ve kendisinin başkan olacağına dair ipuçları verdiğini belirtiyor.
Economist'e göre zaten fazlasıyla merkeziyetçi bir yapıya sahip olan Türkiye'de bu bir hata olur.
Bu noktada CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na işaret eden dergi, Kılıçdaroğlu'nun partide Deniz Baykal döneminden kalan isimleri tasfiye ettiğini ve partinin ordunun siyasete müdahalesine sempatiyle bakan tavrını değiştirdiğini söylüyor.
'CHP'ye oy verin'
Ayrıca, CHP'nin daha önce zayıf olduğu Güneydoğu illerindeki seçim mitinglerinde, AKP'den daha büyük kalabalıklar topladığını belirtiyor. Yazı şu tavsiyeyle sona eriyor;
"AKP'nin bir sonraki hükümeti kuracağı kesin. Ama biz Türklere CHP'ye oy vermelerini tavsiye ediyoruz. Kılıçdaroğlu'nun partisinin iyi bir performans göstermesi, anayasayı daha da kötüleştirecek, tek taraflı değişiklik riskini azaltır ve muhalefete gelecekteki seçimleri kazanma adına daha adil bir şans verir. Bu Türkiye'de demokrasiyi garantilemenin açık ara en iyi yöntemi"
'Suriyeli işadamları rejimin safında'
Financial Times, bölge uzmanlarının, Suriyeli işadamlarının rejim muhalifi gösteriler karşısında pasif bir tutum takındığı, bunun da Beşar Esad rejiminin devrilmesini zorlaştırdığı yönündeki görüşlerini taşıyor sayfalarına.
Çoğu uzmanın, ülkenin sanayi merkezleri olan Halep ve Şam'daki işadamlarının muhalif harekete katılmaması halinde, rejimin sert müdahaleyle yaşamını sürdürübileceğine inanmaya devam edeceğini söylediği belirtiliyor.
Beşar Esad'ın son yıllarda yaptığı reformlarla özellikle, tekstil, gıda ve otomobil satışı sektörlerindeki işadamlarının devletten kredi ve ayrıcalıklar aldığı ve işadamlarının bunlardan vazgeçmek istemediği kaydediliyor.
Uzmanlar ayrıca reformların bir dengesizlik yarattığını, kırsal kesimler sözkonusu reformlardan faydalanamazken, reformların rejimle doğrudan ya da dolaylı bağlantılı kentli nüfusun çıkarına olduğu kaydediliyor.
Ayrıca işadamlarının Esad rejiminin 1970'lerden bu yana sağladığı istikrara değer verdiği söyleniyor. Haberde görüşlerine yer verilen bir uzman da, 'Suriyeli işadamları rejimin devrilmesi halinde senaryonun Mısır ve Tunus'takinden çok, Libya ve Irak'taki gibi gelişeceğini düşünüyor." diyor.
Muhalif gösteriler ve çatışmalarla çalkalanan bir diğer Arap ülkesi Yemen'deki gelişmeler de bugün geniş yer buluyor İngiliz basınında.
Yemen'in başkentinde su sıkıntısı
Times, muhaliflerle hükümet güçleri arasındaki çarpışmalar devam ederken, başkent Sanaa'da başta su ve benzin olmak üzere, temel tüketim maddelerinin azaldığını yazıyor.
Gazete ayrıca, muhalif protestocuların Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih'i başkentte muhaliflerin yoğun olduğu yerlerin suyunu kesmekle suçladığını belirtiyor.
Financial Times ise Salih'in muhaliflerin safına geçen Haşit aşiretine bağlı savaşçılara karşı Amerika Birleşik Devletleri'nde eğitilen özel kuvvetleri devreye soktuğunu bildiriyor.
Gazete, Washington'ın ülkedeki El Kaide unsurlarıyla savaşılması için sözkonusu özel güçlere milyonlarca dolar harcağını belirtiyor.
Bu güçlerin iç isyanın bastırılmasında kullanılmasının da Washington'u endişelendirdiği ve başkan Barack Obama'nın ülkeye temsilcisi John Brennan'ı gönderdiği kaydediliyor.
Bazı önde gelen politikacılar, eski dünya liderleri, işadamları ve yazarlar tarafından dün yayımlanan bir raporda, uyuşturucuyla küresel savaşın kaybedildiği belirtilmişti.
'Liderler yine dinlemiyor'
Uyuşturucu Politikası Küresel Komisyonu adlı grubun raporunda bazı uyuşturucuların yasallaştırılması ve kullanıcıların sabıka kaydı olan suçlular haline getirilmesine son verilmesi çağrısında bulunulmuştu.
Independent bu raporu başyazılarından birinde ele alıyor. Dikkat çeken satırlar şöyle;
'Genelde eski önemli siyasi liderlerden oluşan küresel komisyonlar, uluslararası liderlere duymak istediklerini söyler. Ama bu komisyon, liderlerin duymak istediğini değil, gerçeği söylüyor. Komisyon, doğruyu söylediği ve hayranlık duyulacak kadar açıklıkta bir alternatif strateji önerdiği için övgüyü hak ediyor. Ancak trajik olan şu ki, dünya liderleri hala dinlemeye niyetli görünmüyorlar'
iPad 2 için böbrek
Daily Telegraph, Çin'de 17 yaşındaki bir gencin iPad 2 almak için yaklaşık 3 bin 300 dolara böbreğini sattığını yazıyor.
Habere göre, internette gördüğü bir ilana cevap vererek böbreğini satan gencin olan biteni sonunda annesine anlatmasıyla olay ortaya çıkıyor.
Annenin de polise başvurduğu belirtiliyor.