AB Komisyonu'nun 5 Kasım'da açıklayacağı ilerleme raporunun taslağında üyelik yolunda Türkiye'nin gerçekleştirdiği reformlardan övgüyle söz edildi.
Abone olAvrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun 5 Kasım 2003'te açıklayacağı İlerleme Raporu'nun taslağı yayımlandı. Taslakta, Türkiye'nin AB üyeliği yolunda gerçekleştirdiği reformlar övgüyle karşılanırken, özellikle Türkçe dışındaki diller ve ordunun rolü konusunda eleştirilere yer verildi. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun 5 Kasım 2003'te açıklayacağı İlerleme Raporu'nun taslağı yayımlandı. Taslakta, Türkiye'nin AB üyeliği yolunda gerçekleştirdiği reformlar övgüyle karşılanırken, özellikle Türkçe dışındaki diller ve ordunun rolü konusunda eleştirilere yer verildi. Komisyon, yapılan reformlardan övgüyle söz ederken, uygulama konusunda yaşanan eksiklikleri de gündeme getirdi. Raporda, uygulamadaki etkinliği takip etmek üzere hükümetin adımlar attığı, bu çerçevede Reform İzleme Grubu oluşturulduğu hatırlatılarak, hükümetin "işkenceye karşı sıfır tolerans" kararından da olumlu olarak söz edildi. Raporda, Olağanüstü Hal uygulamasının 30 Kasım 2002 itibarıyla kaldırılmış olduğunun da altı çizildi. Öte yandan, Komisyon, ordunun siyaset ve dış politikada etkin olmasını eleştiriler yöneltti. Raporda, Milli Güvenlik Kurumu'nun yapısı ve işleyişinde yapılan değişikliklere ayrıntılarıyla yer verilerek, bu reformların MGK'nın işleyişinde ciddi değişiklikler getirdiği ancak AB üyesi ülkelerde odluğu gibi ordunun siviller tarafından kontrol edilebilmesi için bu reformların etkili bir biçimde uygulanması ve sivil organlarda askerlerin temsiline son verilmesi gerektiğinin altı çizildi. Bu çerçevede Meclis'in de ordunun bütçesini denetlemesi gerektiğine işaret edildi. Raporda, ordu yetkililerinin kamuoyu önünde siyasi, toplumsal ve dış politika konularında demeçler verdiği ve bu alanlarda etkili olduğu savunularak, "Türkiye'de Silahlı Kuvvetler, MGK dışında da bir dizi resmi olmayan mekanizmalarla etkili olmaktadır. MGK'nın askeri yetkilileri çeşitli zamanlarda siyaset, toplum ve dış politika konularında kendi medyaya açıklamaktadır" sözlerine yer verildi. Türkçe dışındaki dillerin kullanımı da raporda ele alınan konular arasında yer aldı. AB Komisyonu, Türkçe dışındaki dillerde yayın yapılmasının önünü açan değişikliklere karşın bu konuda hiçbir somut adım atılmadığını, Türkçe dışındaki yayınlara süre sınırlaması getirilmesi, Türkçe altyazı ve Türkçe çevirinin zorunlu kılınmasının da kabul edilemez olduğu vurgulandı. Bu çerçevede, Kürtçe isimlerde yaygın olarak kullanılan "w,q,x" gibi harflerin kullanılmasına getirilen yasak da eleştirildi. Raporda, Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile imzaladığı gümrük birliği anlaşması da eleştirilerek, "Uluslararası hukuk çerçevesinde hiçbir geçerliliği olmayan böyle bir anlaşma Türkiye'nin AB ile gümrük birliği yükümlülüklerini ihlal anlamına gelmektedir" sözlerine yer verildi.