IŞİD'e karşı ABD önerdliğindeki koalisyon güçleri hava saldırılarının etkinliği İngiliz basınında sıkça sorgulanıyor. Genel kanı şu ana kadarki hava saldırılarının IŞİD'e fazla zarar vermediği ve Kürtlere de yeteri kadar destek olmadığı yönünde.
Abone olIrak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütüne karşı ABD önerdliğindeki koalisyon güçleri hava saldırılarının etkinliği İngiliz basınında sıkça sorgulanıyor.
Guardian gazetesinin baş yazısında "Hava saldırıları şu ana kadar IŞİD'e karşı çözüm olmadı" deniyor.
Hava saldıorılarının başlamasından bu yana IŞİD'in hızla yeni koşullara adapte olduğu belirtilen yazıda, "Örgüt kaynaklarını daha geniş alanlara dağıtıyor. Milyon dolarlık savaş uçakları operasyon için havalanıyor ve şanslıysa bir aracı vurup geri dönüyor" deniyor.
IŞİD'in şu ana kadar hava saldırılarından herhangi bir zarar görmediği Kobani örneğiyle anlatılmış:
"IŞİD Suriye'deki kilit öneme sahip Kürt şehri Kobani'ye doğru ilerleyişini sürdürüyor ve hava saldırıları bu ilerleyişi durdurabilmiş değil. Kobani'nin düşmesini önleyebilecek tek güç Türk ordusundan gelecek bir müdahale gibi gözüküyor. Meclis'ten geçen tezkere sonrası bölye bir müdahale olası gözükse de Ankara'nın böyle bir hamle yapıp yapmayacağı net değil."
Yazı "Modern savaş uçakları yüksek irtifada çok hızlı uçuyor. Hedefleri de şaşırabiliyorlar. IŞİD sivil yerleşim yerlerine yakın durarak ve 'düşman' mevzilerine iyice yaklaşarak hava saldırılarının çekingen hale gelmesini sağlıyor" yorumuyla devam ediyor.
Ancak Guardian'ın yazısına göre IŞİD'e karşı mücadelede pozitif gelişmeler de oluyor:
"IŞİD şu anda propaganda savaşını kaybetmeye başladı. Alan Henning'in öldürülmesi İngiltere'deki Müslümanlar için kabul edilebilir değildi. Daha önceden IŞİD'e sempatiyle bakanlar dahi Alan Henning'in öldürülmesini kabullenemedi. Artık İngiltere'den IŞİD'e katılmak için yeni cihatçılar çıkması eskiye göre çok daha zor."
Independent gazetesinde benzer bir yazıyı Robert Fisk kaleme almış. Fisk, Batı'nın Orta Doğu'da yarattığı problemleri hava saldırılarıyla bombalar yağdırarak çözmeye çalıştığını söylüyor.
Fisk, "IŞİD militanlarının büyük kısmı hayatlarının büyük kısmını ezilerek geçirdi. Önce Saddam rejimi döneminde ezildiler. Ardından ABD işgalini ve kanlı çatışmaları yaşadılar. Batının ekonomik yaptırımlarından fazlasıyla etkilendiler. Sayısız kez hava saldırılarına maruz kaldılar. Bu insanlar artık herhangi bir adalete inanmıyor ve Adalet kavramını kafalarından silmişler" diyor.
IŞİD militanlarının bu noktaya gelmesinde Batının da suçlu olduğunu savunan Fisk yazısını şöyle tamamlıyor:
"Eğer Orta Doğu'da bir sürü caniyi desteklemeseydik işler daha farklı gelişebilir miydi? Muhtemelen. Suriye'de 200 bin kişi öldü. Gazze'de 2 binden fazla. Irak savaşında ölenlerin sayısı 500 bini buluyor. Tüm bu ölümlerden kim soruımlu? IŞİD yaşanan tüm bu acıların artık vücut bulmuş hali. Biz ise bomba yağdırmaya devam ediyoruz. Peki bu da işe yaramazsa bir sonraki adım ne olacak?"
Daily Telegraph gazetesinde Irak'taki Kürt bölgeleri içinde yaşanan farklılıklara değinen bir haberde, "IŞİD şehirleri birbirine düşürdü" deniyor.
"Irak'In Kürt bölgesinde iki Sünni Arap köyü var. Birisinde çocuklar güle oynaya koştururken diğerinde taş taş üzerinde kalmamış" denen haberde, harabeye dönen Barzanke köyünün hikayesi şöyle anlatılıyor:
"Köy halkı IŞİD geldiğinde örgüte destek vermiş. IŞİD köye girer girmez birçok evin tepesimnde örgütün siyah bayrağı dalgalanmaya başlamış. Kürt güçler köyü geri almak için saldırıya geçtiğinde yerel halk IŞİD militanlarıyla birlikte savaşmaya başlamış. Kürt birliklerinin komutanı Hazem Zedu, 'Köyün yüzde 75'i IŞİD'i destekliyordu. Bizi sırtımızdan hançerlediler' diyor. Sonunda Kürtlerin yoğun saldırısı sonucunda köy geri alınmış. Ancak artık yaşanancak gibi bir yer değil."
Sumud köyünde ise sadece Sünni Türkmenlerin IŞİD'le işbirliği yaptığı belirtiliyor. Bölgede Sünni Türkmenlerin artık Kürt kontrol noktalarından geçişine izin verilmediği ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi şiehirlerine alınmadıkları da ifade ediliyor.
Haber şöyle sonlanıyor:
"IŞİD'in yenilgiye upratılmasının ne zaman ya da nasıl olacağı belirsiz. Ancak bu olsa dahi Irak'taki dini ve etnik gruplar bundan sonra nasıl yan yana yaşayabilirler sorusu da henüz yanıtını bulmuş değil."
Financial Times gazetesinde ise Hong Kong'daki 'demokrasi yanlısı' protestolar birinci sayfadan aktarılıyor.
Hong Kong yönetimi başkanı CY Leung'un 'polis gereeken her şeyi yapacak' demesinin ardından protestocuların nihai sonuç almaya yönelik bir polis müdahalesini beklemeye başladığı ifade ediliyor.
Haber şöyle devam ediyor:
"Meydanlardaki kalabalık polis tehdidi nedeniyle azalmış gibi gözüküyor. Ancak 'Merkezi Sevgi ve Barışla İşgal Et' eylemini başlatanlar geri adım atmamakta ısrarlı. Hğkğmet yetkilileri ve protestocular arasında bir uzlaşı da henüz sağlanabilmiş değil."