Vatan Gazetesi yazarı, bugünkü köşesinde kendisini savundu.
Abone olReha Muhtar, Vatan sindeki yazısında bugün, Ahmet Kaya'ya hakeret etmediğini belirtti ve çocukları üzerine yemin etti. Köşesinde Balçiçek İlter'e de sorular yönelten Muhtar'ın yazısı şu şekilde:
ADAM GİBİ ADAMLAR YALAN SÖYLEMEZLER
İnsan gibi insanın hayattaki en önemli varlığı çocuklarıdır... Adam gibi adamın yaşamındaki en kutsal varlık yine çocuklarıdır...
Çocukları kendi canından, daha kıymetli; çocukları kendi hayatından daha kutsaldır...
Adam gibi adamlar yalan söylemezler...
Yalanı vicdanları için bir taşınması ağır bir yük sayarlar...
Fakat yalan söylediği yolunda kuşku belirirse bile; adam gibi adamlar; en azından hayattaki en kutsal varlıkları olan çocuklarının üzerine yalan yere yemin etmezler...
Bu girişi yaptım...
Çünkü birazdan Türkiye’de oynanan oyunu deşifre etmek için, hayatımın en kutsal, en değerli varlıkları üzerine yemin edeceğim..
KİRLİ KAMPANYANIN BİR PARÇASI
Dün Balçiçek İlter isimli hanım, Habertürk televizyonunda benim ismimi; Gülten Kaya’ya dayandırarak “benim ismimi kirli bir iftira içeren bir suçlamaya” sokmaya kalkıyor...
Olay hakkında, tek bir ters görüntüm, tek bir sözcüğüm, tek bir hareketim olmadığı halde, beni “kirli bir kampanyanın parçası” yapıyor...
Bu arkadaş gazeteci olarak görev yapıyor...
Televizyoncu olarak da program...
NEDEN RÖPORTAJI GİZLİ MERKEZLERLE PAYLAŞTI
Fakat geçmişte “Fikri Sağlar’la yaptığı röportajı, dergisinde yayınlamadan önce, gizli merkezlere götürdüğü ve onlarla paylaştığı” mahkeme zabıtlarında yer aldı...
Fikri Sağlar kendisiyle gazeteci olarak görüşüp, görüşmeyi yayınlamadan önce gizli merkezlerle paylaşan Balçiçek İlter isimli arkadaştan tazminat almaya hak kazandı...
Balçiçek İlter (o zamanki soyadıyla Pamir) dergisi için röportaj yaptığı görüşmeyi niye yayınlamadan önce gizli merkezlerle paylaştı?..
Onlara Fikri Sağlar hakkında ne anlattı;
Bu soruların cevabı bilinmiyor...
BENİM GİZLİ KAPAKLI İLİŞKİLERİM YOK
Fakat aynı Balçiçek İlter (Pamir), ne ilginçtir ki Fikri Sağlar olayından birkaç sene sonra bu kez de gayet enteresan bir şekilde, bütün ayrıntılarını onlarca defa yazdığım ve anlattığım bir geceye “beni de eklemlendirerek” hedef yaratmaya kalkıyor...
Balçiçek İlter’e önce şunu söyleyeyim...
Benim hayatta her şeyim açık...
Gizli kapaklı ilişkilerim yok...
Röportajlarımı gizli merkezlerle paylaşarak gazetecilik yapmıyorum...
Psikolojik harekatlar yapmam, ama yapanları anlarım...
Balçiçek İlter yazılarında, söylemlerinde, yayınlarında, gazetelerinde, televizyonlarında Ahmet Kaya’ya küfür edenleri gayet iyi biliyor...
Bunların hiçbirini özellikle ve nedense hiç dile getirmiyor...
Onun yerine sanatçılarla birlikte beni o gece 10. Yıl Marşı okudular diye hedefe koyuyor...
YALAN SÖYLÜYOR BALÇİÇEK İLTER
O resimdekiler ve o sanatçılar; 10. Yıl Marşı okumuyorlar...
O resimdeki ünlü sanatçılar ve ben, salonda gerilen sinirleri, saldırganlığı, mütecavizliği engellemek için, havayı yumuşatmak uğruna Türkiye’nin barış şarkısı olan Memleketim şarkısını söylüyorlar...
Ne İbrahim Tatlıses, ne Mahsun Kırmızıgül, ne Emel Sayın, ne Ajda Pekkan, ne Muazzez Ersoy, ne Ferdi Tayfur, ne Reha Muhtar, ne Beyazıt Öztürk, o şarkıda ortamı germeye değil; yumuşatmaya çalışıyor...
Memleketim şarkısıyla ortam gerdirilmez...
Memleketim şarkısıyla ortam yumuşatılır...
Ortamı yumuşatacak, Yunus’tan, Emrah’tan, Mevlana’dan bahseden şarkı, Anadolu’nun barış şarkısıdır...
O sanatçılar o barış şarkısını mırıldanıyorlar..
O ŞARKIYI ORTAMI YUMUŞATMAK İÇİN SÖYLEDİM
O şarkıyı o gece ortamı yumuşatmak için söyleten benim...
10. Yıl Marşı’nı söyletmiyorum, ortam daha fazla gerilmesin diye Mevlana, Yunus ve Emrah’tan oluşan barış ve birlik şarkısını hep beraber söylüyoruz... Bu insanlar Ahmet Kaya’ya tek bir kelime de laf etmiyorlar sahnede...
Şimdi gelelim adam gibi adam olmanın şartına...
Yemine...
Üç çocuğumun üzerine yemin ediyorum ki;
Ne o gece...
Ne başka bir gece...
Ne herhangi bir canlı yayında,
Ne herhangi bir köşe yazısında...
Ne herhangi bir röportajda...
Ne o gecenin herhangi bir anında...
Ne o gecenin dışında herhangi bir yayın anında...
Ahmet Kaya ile ilgili tek bir kelime kötü bir laf... Tek bir hakaret dolu sözcük etmedim..
EN KUTSAL VARLIKLARIMIN ÜZERİNE YEMİN EDİYORUM
Yine üç çocuğumun üzerine yemin ediyorum ki;
Öfkenin kabardığı o esnada, insanları sakinleştirmeye çalışmak, Ahmet Kaya’yla sakinleştirici bir röportaj yaptırmak dışında, en ufak, en minik, en basit bir davranışta bile bulunmuyorum...
Olayın böyle olduğunu, hiç yüksünmeden “en değerli ve kutsal varlıklarım üzerine yemin ederek” açıklıyorum...
NE YAPMAYA ÇALIŞIYORSUN BALÇİÇEK
Peki sen Balçiçek ne yapmaya çalışıyorsun?.. Bir şeyleri mi örtmeye uğraşıyorsun?..
Birilerini mi kollamaya çalışıyorsun?..
Ahmet Kaya’ya operasyon yapan o talimatları veren gerçek sorumluların üzerlerini mi örtmeye çabalıyorsun?..
Niye Ahmet Kaya operasyonunu yalan haberlerde montajlı haritalarda, yazılarda küfür, hakaret, aşağılama yoluyla sistematik itibarsızlaştırma faaliyetinde, onu linç edenleri, manşetlerden ve sayfalardan linç edilmesi için talimat verenleri açıklamıyorsun?..
Kimi korumaya çalışıyorsun Balçiçek?..
Kimi ve kimleri?..