BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

3. Çocuğumu özelde doğururum

Hastaneden çalınan bebeğine 36 saat sonra kavuşan Elif Taşkıran (27) şimdi dünyanın en mutlu insanı.

Abone ol

Taşkıran, 16 Eylül’de hastaneye yattıktan sonra dünyaya getirdiği bebeğinin hastane odasından çalınması ile 40 saat süren bir kabus yaşamıştı. Eşi Haluk Taşkıran’la birlikte günlerini bayram havasında geçiren anne, bebeği için adadığı kurbanı da kestirdi. Sevincini Zaman’a anlatan Taşkıran, hastanelerde alınan güvenlik önlemlerinin yetersizliğinden yakındı. Taşkıran, 3’üncü bebeğini özel bir hastanede dünyaya getirmeyi düşünüyor. Kaan ismini verdiği oğluna bakarken mutluluktan gözleri parlayan anne, yaşadığı kabus dolu saatleri unutmaya çalışıyor. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Doğum Servisi’nde yattığı 16 Eylül akşamı, bebeği kaçıran Sultan T. ile arkadaşlarıyla otururken tanıştıklarını belirten Elif Taşkıran yaşadığı kabus dolu saatleri şöyle anlatıyor: “Sultan T. bize 30 yaşına geldiği halde çocuğunun olmadığını ve tüp bebek ünitesinde tedavi gördüğünü söyledi. Hareketleri biraz garipti. Biz de tıbbın çok geliştiğini söyleyerek onu teselli etmeye çalıştık. Bir gün sonra bebeği doğurdum. Yoğun bakım ünitesinden servise çıkmak üzereyken hastane görevlilerinin odamdaki hemşirelere (Bebeği kaybettik) dediklerini duydum. Bebeğin öldüğünü zannedince odadaki hemşirelerin gözleri doldu. Ben de o an yıkıldım. Yarım saat geçtikten sonra bebeğin kaçırıldığını duyduğumda üzüntüm daha da arttı. Kardeşimle konuştuktan sonra kaçıranın Sultan T. olabileceğini düşündük.” Bebeği kaçırıldıktan sonra sakinleştirici verilmesine rağmen 48 saat uyuyamayan anne, eşiyle birlikte çocuğunun bulunması için sürekli dua ettiklerini anlatıyor. Genç anne, hastanede yatarken yeni doğan bebeklerin ağlama seslerine dayanamadığını da belirtiyor. Eve getirildikten sonra yakınlarıyla sabaha kadar ayakta kaldığını söyleyen Taşkıran, “Bebeğin kaçırılmasından 1,5 gün sonra gece 03.20’de bebeğin bulunduğunu haber veren bir telefon geldi. Bir anda ev bayram yerine döndü. Hayatımda bu kadar yüksek sesle ve rahatça çığlık attığımı hatırlamıyorum. Bebeğin Denizli’den getirilişine kadar sürekli saate baktım. Saatler ilerlemek bilmiyordu. Bebeği hastanede gördüğümde şok yaşadım. Sevinçle garip hareketler yaptığımı daha sonra anladım.” dedi. 5 gün boyunca hastanede kayıtsız bir şekilde yatan ve bir kaçırma olayına karışan Sultan T.’nin hastanedeki görevlilerin dikkatini çekmemiş olmasının düşündürücü olduğunu vurgulayan Taşkıran, “Yaşadığım bu olaydan sonra bir daha çocuk doğurmamayı düşünüyorum. Ama eğer doğurursam özel hastanede doğum yaparım.” diye konuştu. Anne Taşkıran’ı en çok duygulandıran konu ise hiç tanımadığı insanlardan gelen destek olmuş. Bebek bulunduktan sonra telefonlarının kilitlendiğini anlatan anne, telefonla arayan bir depremzedenin anlattıklarını şöyle aktarıyor: “Arayan kadın Düzce depreminde 1 günlük bebeğini kaybetmiş. Bana (Bebeğinin bulunmasına çok sevindim. Geçmiş olsun) dedi. Kadının anlattıkları beni çok etkiledi. Arayan insanların birçoğu acı çekmiş insanlardı. Hepsine teşekkür ediyorum.” Kaynak : Zaman