Independent gazetesinin Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, katliam yapıldğı iddia edilen Şam'ın Daraya kasabasından izlenimlerini yazıyor. Guardian'da da İngiltere Başbakanı Nick Clegg'in "Zenginler daha çok vergi versin" önerisi öne çıkıyor.
Abone olİngiltere basınında bugün Independent muhabiri Roberst Fisk'in Daraya izlenimleri ile İngiltere Başbakan Yardımcısı Nick Clegg'in 'zenginlerin daha çok vergi vermesi' önerisi öne çıkıyor.
Independent gazetesinde, deneyimli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk’in Şam’ın Daraya kasabasından izlenimleri dikkat çekiyor.
Yaklaşık 245 ceset bulunan ve katliam yapıldığı iddia edilen Daraya’ya giren ilk Batılı gazeteci olan Fisk, katliamın ‘başarısız olan bir esir takası görüşmesinden kaynaklanmış olabileceğini’ yazıyor.
Fisk’in konuştuğu Suriyeliler, rejim birlikleri kasabaya girmeden önce Özgür Suriye Ordusu’nun askerleri ve sivilleri rehin aldığını, silahlı muhalifler ve Suriye ordusu arasında esir takası müzakereleri yapıldığını anlatıyor.
Müzakerelerle ilgili hiçbir resmi açıklamanın yapılmadığı belirtilen haberde, Independent’a konuşan bir Suriyeli yetkilinin ‘uzlaşı için tüm olasılıkları tükettikleri’ ifadesi yer alıyor.
Darayalılara göre, rejim birlikleri ile akrabalıkları bulunduğu için muhalifler tarafından rehin alınan siviller ve askerler ile ordunun elindeki esirlerin takas edilmesi için her iki taraf da girişimlerde bulunmuş ancak başarısız olunmuş.
Gazeteye konuşan kasabalılar, Suriye ordusunun görüşmelerin sonuçsuz kalması üzerine Daraya’ya doğru ilerlediğini belirtiyor.
Ordu birlikleri ile beraber Sünni mezarlığına girdiğini ifade eden Fisk, etraftaki keskin nişancıların askerlere ateş açtığını, kurşunların arkasına saklandıkları zırhlı araca isabet ettiğini yazıyor.
Görgü tanıklarının ifadelerine yer verilen haberde, Daraya’daki cesetlerin bazılarının rejim birliklerine ve postacılara ait olduğu belirtilirken, Fisk şu yorumu yapıyor:
“Anlatılanlar doğruysa silahlı kişiler Suriye ordusu mensupları değil, silahlı isyancılardı.”
Haberde ayrıca, silahlı muhaliflerin üs olarak kullanmak için Daraya’da bir evi talan ettikleri de yazıyor.
'Kürek kölesi' Putin'in malvarlığı el yakıyor
Guardian gazetesi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in mal varlığına ilişkin bir raporu tam sayfadan veriyor.
Eski Başbakan Yardımcısı Boris Nemtsov ve muhalif Leonid Martinyuk’un ortak kaleme aldığı 32 sayfalık raporda, Putin’in 20 rezidansı, 58 uçaktan oluşan bir filosu, 59.2 milyon dolar değerinde yatları, yaklaşık 690 bin dolar değerinde saat koleksiyonu ve birkaç Mercedes marka arabası olduğu yazıyor.
‘Kürek Kölesi’nin Hayatı’ adlı rapor, Putin’in 2008 yılında ‘halka hizmet için kürek kölesi’ gibi çalıştığı yönündeki açıklamalarına da atıfta bulunurken Putin’in yaşantısını Körfez ülkelerindeki krallara benzetiyor.
Guardian gazetesi, geniş yer ayırdığı rapor için ‘muhaliflerin Putin’in itibarını sarsmak için attığı son adım’ ifadesini kullanıyor.
Gazete, raporu “Putin’in hayatının ortalama bir Rus’a kıyasla ne kadar farklı olduğunu öne çıkarıp muhalefetin orta sınıfın daha geniş kesimlerine yayılmasını sağlayabilir” şeklinde yorumluyor.
Putin’in on binlerce dolar değerindeki kıyafetlerinin listesini çıkarmadıklarını belirten raporun yazarları da, Rus liderin lüks yaşamı için, “20 milyondan fazla kişinin geçim sıkıntısı yaşadığı bir ülkede, devlet başkanının lüks yaşantısı sınır tanımayan bir liderin toplumu açıkça ve alaycı bir şekilde hiçe sayması anlamına gelir” yorumunu yapıyor.
Haberde, Putin’in Aralık ayında gelirini 115 bin dolar olarak açıkladığı ancak banka hesabında 179 bin 612 dolar bulunduğunun ortaya çıktığı da hatırlatılıyor.
Clegg'den 'vergi açılımı'
Guardian gazetesinin manşetinde, İngiltere Başbakan Yardımcısı Nick Clegg ile yapılan bir röportaj yer alıyor.
Gazeteye konuşan koalisyonun küçük ortağı Liberal Demokratların lideri Clegg, ekonomik krize çözüm olarak zengin İngilizlerin daha çok vergi ödemesi gerektiğini öne sürüyor.
Ekonomik krizin yükünün daha çok zengin kesimin omuzlarına yüklenmesi gerektiğini savunan Clegg önerisini şu sözlerle destekliyor:
“Halktan uzun vadede daha çok özveride bulunmalarını isteyeceksek ve ülke olarak uzun bir dönem kemerimizi sıkacaksak, halkın bunu mümkün olan en adil şekilde yapıldığını görmesini sağlamalıyız.”
Clegg, “İngiliz toplumu olarak bütünlük ve refah içinde yaşamak istiyorsak kişisel malvarlıklarından biraz daha fazla katkı yapılması gerekir” diyor.
Guardian gazetesine göre, Clegg’in önerisi koalisyon ortağı Muhafazakârların tepkisini çekecek.
Desmond Tutu'dan Tony Blair protestosu
Daily Telegraph gazetesi, Güney Afrika’nın Nobel ödüllü piskoposu Desmond Tutu’nun İngiltere eski Başbakanı Tony Blair’i protesto için bir konferansa katılmadığını yazıyor.
Habere göre Tutu, Tony Blair’in 2003 yılında İngiliz askerlerinin Irak Savaşı’na katılması yönünde aldığı kararı ‘ahlaki olarak affedilemez’ şeklinde nitelendirip Blair’in Johannesburg’ta katılacağı liderlik konferansında yer almayacağını duyurdu.
Tutu’nun ofisinden yapılan açıklamada, ‘Blair’in Irak’ta kitle imha silahları bulunduğuna dair kanıtlanmamış iddiaları temel alarak ABD’nin Irak işgalini desteklemesi ahlaki olarak affedilemez’ dendi.
Güney Afrika’da Müslüman bir siyasi parti de, ‘insanlığa karşı suç işlediğini’ belirttikleri Blair’i Johannesburg’a ayak basar basmaz tutuklatma girişiminde bulunacaklarını belirtti.
Haberde, Blair’in yazılı bir açıklamayla ‘Irak’a asker gönderme kararının siyasi ve ahlaki olarak kolay bir karar olmadığı’ yönündeki açıklamasına da yer veriliyor.