BIST 9.185
DOLAR 34,38
EURO 36,85
ALTIN 2.968,42
HABER /  GÜNCEL

28 Şubat hangi parayla finanse edildi!

Eski Sağlık Bakanı Bülent Akarcalı, 28 Şubat sürecine ilişkin anlattığı bir masalla çarpıcı iddialar ortaya koydu

Abone ol

Türk siyasi tarihine post modern darbe olarak geçen 28 Şubat soruşturması derinlemesine sürüyor. Dönemin Anavatan Partisi Milletvekili ve eski Sağlık Bakanı Bülent Akarcalı, o döneme ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı.

Bülent Akarcalı, Sabiha Gökçen Havalimanı ihalesinin Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nda yapılmasının düşündürücü olduğunu söyledi. Akarcalı, buradan sağlanan finansmanın, o dönemdeki bazı siyasi partilere aktarılmış olabileceğini dile getirdi.

ASKERİ İHALELER İNCELENMELİ

28 Şubat post modern darbe süreciyle yürütülen soruşturmanın iddianamesi kamuoyu tarafından merakla bekleniyor. O dönem yaşanan karanlık sürecin ülkeye faturasının 260 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. ANAP Milletvekili ve Eski Sağlık Bakanı Bülent Akarcalı, kendine has üslubuyla 28 Şubat’ın önemli ekonomik aktörlerinin Savunma Sanayii Müsteşarlığı'na dikkat çekti. Akarcalı, 28 Şubat’ı takip eden yıllarda askeri ihalelerin incelenmesi gerektiğini söyledi. Bülent Akarcalı, “28 Şubat döneminde ve takip eden yıllardaki askeri ihalelerin incelenmesi gerekir. Yapılacak incelemeler ilginç sonuçlar verebilir. İncelenecek konulardan biri, İstanbul gibi bir kentin sivil kullanım ve ihtiyaç için gerekli bir hava limanının yani şimdiki adıyla Sabiha Gökçen Havalimanı’nın neden askeri amaçlı olarak gösterilip, ihalesinin Savunma Sanayi Müsteşarlığı üzerinden geçirilip finanse edilmesidir?” dedi.

HAVALİMANI İNŞAATI 3 İMZAYLA ‘UYGUN’ MÜTEAHHİTE Mİ VERİLDİ?

Bülent Akarcalı, Sabiha Gökçen Havalimanı ihalesinin neden bakanlık veya genel müdürlük üzerinden değil de askeri bir yol üzerinden yapıldığını sordu. Akarcalı’nın cevabını merak ettiği soruları şöyle:

Neden, ülkemizde hava limanları inşaatlarından ve işletmesinden sorumlu ve bu inşaat ve işletme hakkında bilgi ve birikime sahip bakanlık ve genel müdürlükler varken, askeri bir yol seçilip ve neden bu şekilde finanse edilmiştir? Sivil iktidar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hiç bir talebi olmadığı halde, neden bu yolu seçti? Bu soruların cevabı; acaba en rahat, sorgusuz sualsiz, halka açıklanamayacak maksatlara en uygun, büyük, çok büyük bir ihalenin en garantili biçimde bu yoldan gerçekleşebilmesinde mi yatıyor? Savunma sanayi projelerinin, mevzuatı karıştırmadan, bürokrasiyi devreye sokmadan, Bakanlar Kurulu'na getirmeden yalnız üç imza ile (Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı) ihale (ya da uygun görülen müteahhite tahsis) edilebilmesi ve bu imzaların hiçbir denetiminin olmaması mı cazip geldi?

SABİHA GÖKÇEN İHALESİNDEN SAĞLANAN FİNANS NEREYE AKTARILDI?

Dönemin Anavatan Partisi Milletvekili Bülent Akarcalı, Sabiha Gökçen Havalimanı ihalesinden sağlanan gelirin 28 Şubat’tan sonra kurulacak partilere finans sağlamış olabileceğini bir masaldan hareketle anlattı. Akarcalı’nın anlattığı masal şöyle:

Bu konuyla ilgili olarak büyük çocuklar için Eklobistan adındaki bir ülkede geçen bir masalı anlatmak isterim. Bu ülkede Şubat ayı 28’inde değil 30’unda bitermiş. 28’inde de ülkeye çeki düzen verenlere zaptiyeden sonra, 30'da iktidar olduğunu zanneden sivil erkana, bir kaç konu için biraz para lazım olmuş. Nasıl yapalım ki bu para işini fazla çaktırmadan ve herkesin burnunu sokmasını önleyerek çözelim diye düşünmüşler? Aramışlar, taramışlar, sorup soruşturmuşlar ve sonunda öğrenmişler ki var olan bir kanun üç kafadarın imzası ile her şeyi hallediyor. Zamanında ülkenin müdafaasına destek versin diye iyi niyetle kurulan bir milli müdafaa sanayi müessesi varmış. Ülkenin devlet reisi, baş nazırı ve de baş paşası, bu müessese adına hangi kağıda imza atarsa akan sular durur ferman padişahımızın olurmuş. O bölgeye o sıralarda hiç tayyare inmese de, hele hele askeri tayyareler hiçten inmese de reis ve nazır 'şuraya bol bütçeli bir havalimanı yapalım, veli nimetimiz cihet-i askeriyenin icazetini almak için de askeri maksatlı olacak diyelim ve hatta adını da hoşlarına gidecek bir isim koyalım’ demişler ve işi de böylece hemencecik bitirmişler… Ondan sonra 200 bin altınlık inşaat nerdeyse yarım milyon altına çıkmış! Aynı ülkede yap-işlet-devret usulü inşa edilen çok daha büyük bir hava limanı, daha ucuza çıkmış. Ama kimileri bu hava limanının parasının bir kısmı, 28 Şubat’tan sonra kurulacak bin yıllık iktidarın sahiplerine gerekecek ve yeni kurulacak siyasi fırkaları finanse etmek için kullanıldığını söylemiş. Benim anlattığım masal, gerçek mi bilmiyorum? Bu masalın doğru olup olmadığını araştırmak elinde bu konuda yetki olanlarındır.”

55 HÜKÜMET ZAMANINDA YAPILDI

Sabiha Gökçen Havalimanı ihalesi, Türkiye’de ilk defa yap-işlet-devret modeliyle değil de Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından, 30 Haziran 1997-11 Ocak 1999 tarihleri arasında görev yapan ANAP-DSP-DTP koalisyonu tarafından kurulan 55. Hükümet zamanında yapıldı. O dönem Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Başbakan Mesut Yılmaz, Savunma Bakanı ise İsmet Sezgin'di. 1998’in Şubat ayında temeli atılan Sabiha Gökçen Havalimanı 3 yılda tamamlandı, 550 milyon dolara mal oldu.