BIST 9.666
DOLAR 35,22
EURO 36,76
ALTIN 2.964,38
HABER /  GÜNCEL

28 Mart 2012 Basın Özeti

İngiltere gazeteleri Esad'ın kabul ettiği Annan planının geleceğine iyimser bakmıyor; Türkiye'deki Hitler'li şampuan reklamına tepki; Murdoch'a ülkesinde ciddi suçlama; Beyin ameliyatı geçiren göstericiye açılan dava

Abone ol

Suriye'de Beşar Esad'ın Kofi Annan tarafından hazırlanan barış planını kabul etmesini değerlendiren Guardian gazetesi, planın geleceğine iyimser bakmıyor.

Gazeteye göre, Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği'nin Suriye özel temsilcisi Kofi Annan'ın planının geleceğiyle ilgili kesin olan tek bir şey var: Plana her iki taraf onay verse bile, bunu kötü niyetle yapacaklar.

Esad rejimi, plan sayesinde kontrolü hiçbir şekilde elinden bırakmamayı; muhalefet ise ateşkes sonrası durumu kendi lehine kullanarak Beşar Esad'ı devirmeyi hedefleyecek.

Guardian, Esad ve çevresinin, muhalefetin isteklerinin dörtte birini kabul etmeleri durumunda, sonlarının geleceğini düşündüğünü; muhalefetin ise başka birçok konuda anlaşamamalarına rağmen, intikam alınması konusunda net olduğunu yazıyor.

'Başarı planın başarısız olacağına iknadan geçiyor'

Değerlendirmede, planın kabul edilmesinin tek yolunun, her iki tarafın da, anlaşmayı kabul etmesi durumunda, bunu karşı taraf için bir tuzak olarak kullanabileceğine ikna edilmesinden geçtiği belirtiliyor.

Yazıda dış güçlerin durumu da ele alınmış: Rusya ve Çin'in plana destek vermesi, planın amaçlarına uyduğuna inanmalarından geçiyor. İki ülke de isyancıların, dış müdahale halinde bile zafer kazanabilmelerinin gerçekçi olmadığını düşünüyor.

Amerika Birleşik Devletleri ise, Esad'ın görevi bırakmasını isterken, bunu kaçınılmaz kılacak hamleleri atamadığı için fazla ileriye gittiğini düşünüyor olabilir.

Gazeteye göre, kesin olmayan şeylerin başında Suriye hükümetinin ne yapmaya karar verdiği geliyor. Planın başarısızlığı bir sürpriz olmayacak. Başarıya ulaşması halinde ise, bu yalnızca çatışmanın başka biçimlerle devam etmesi anlamına gelecek. Belki bu kez daha az hayat kaybına yol açarak..

Esad'ın Bab-ı Amr ziyareti

Independent gazetesi de Kofi Annan'ın Esad'ı altı maddelik planına ikna etmiş olmasının Suriye'nin geleceğine iyimser bakmak için yeterli olmadığı görüşünde.

Gazete, Annan planı içinde anlamlı bazı maddelerin bulunduğunu belirtip, şu üç maddeyi sayıyor: Kontrol edilen bir ateşkes; geniş kesimleri içeren siyasi müzakereler ve insani yardım için her gün iki saatlik ateşkes.

İsyanın başlamasının üzerinden 12 ay geçmiş olmasına rağmen Esad'ın iktidardaki yerini koruduğunu da belirten gazete, Suriye cumhurbaşkanının Humus kentinde bir süre isyancıların kontrolü altında olan Bab-ı Amr mahallesini ziyaret ettiğinin altını çiziyor.

Esad, Suriye televizyonlarındaki görüntülerde, mahallede dolaşıp, hasar görmüş evleri inceliyor ve kendisini karşılayan mahalle sakinleriyle sohbet ediyor. Independent'a göre bu görüntüler, rejimin kolayca yıkılmayacağının en somut göstergesi durumunda.

Türkiye'deki Hitler'li şampuan reklamına tepki

Independent gazetesinde yer alan bir başka haber ise Türkiye ile ilgili. Justin Vela imzalı haberde bir şampuan reklâmında Hitler'in görüntülerinin kullanılmasının tepki doğurduğu belirtiliyor.

Hitler'in bir kongre sırasında yaptığı konuşmanın, "Kadın elbisesi giymiyorsan, kadın şampuanı da kullanma." şeklinde seslendirmesiyle başlayan reklâm, genellikle Yahudilere karşı ayrımcılık ve hakarete karşı çalışmalar yapan New York merkezli İftira ve İnkarla Mücadele Birliği'nin (Anti-Defamation League - ADL) de tepkisini çekmiş.

Gazeteye demeç veren ADL yöneticilerinden Abraham Foxman, "Altı milyon Yahudi'nin ve milyonlarca başka kişinin ölümünden sorumlu bir diktatörün görüntülerinin şampuan satmak için kullanılması iğrençlik." şeklinde konuşuyor.

Independent Türkiye Hahambaşılığı'nın da internet sitesinde, ''Reklamda farklılık veya farkındalık yaratma adına .... Hitler'in kullanılması kabul edilemez" şeklide açıklama yaptığını da aktarıyor.

Gazete, Hurriyet Daily News'in haberine göre, Biomen marka şampuanı üreten şirketin, dün reklâmı yayından kaldırmayı kabul ettiğini de duyuruyor.

Murdoch'a ülkesinde ciddi suçlama

Financial Times gazetesi manşetine, dünya medya devi Rupert Murdoch'un News Corporation adlı şirketi aleyhinde Avustralya gazetelerinde yer alan iddiaları taşımış.

Şirkete bağlı eski bir yöneticinin emaillerini ele geçirdiğini belirten gazeteler, News Corporation'ın bilgisayar korsanları çalıştırmakla suçluyor. Gazetelere göre, Murdoch için çalışan bilgisayar korsanları, firmanın rakiplerinden bilgi sızdırarak haksız rekabete neden olmuş.

Avustralyalı medya devi Murdoch'a ülkesinde yönetilen suçlamalar, BBC'nin Panorama programının şirkete geçen hafta İngiltere ile bağlantılı olarak yönelttiği suçlamaları takip ediyor.

Gazete Murdoch'a bağlı bazı kuruluşların, telefon dinleme ve yasadışı olarak mesajları okuma faaliyetleri üzerinden İngiltere'de soruşturma altında olduğunu da hatırlatıyor.

Twitter'da ırkçı mesaja hapis

Daily Telegraph gazetesi, futbol maçı sırasında kalp krizi geçiren Afrika kökenli İngiliz futbolcu Fabrice Muamba ile sosyal medya sitesi Twitter üzerinden dalga geçen bir İngiliz öğrenciye hapis cezası verildiğini aktarıyor.

21 yaşındaki Swansea Üniversitesi öğrencisi Liam Stacey, Boltonlu futbolcu daha henüz bilinçsiz bir şekilde pistte yattığı sırada yazdığı ilk mesajında, Muamba'nın öldüğünü belirtip, yüksek sesle güldüğünü ifade eden bir kısaltma kullanıyor.

Stacey'nin izi, mesajını okuyanların polise şikâyet etmesi üzerine bulundu ve öğrenciye ırkçı nefrete tahrik suçundan 56 gün hapis cezası verildi.

Beyin ameliyatı geçiren göstericiye açılan dava

Times gazetesi, 2010 yılı sonunda, İngiltere'de üniversite harçlarına yapılan zamları protesto etmek için bir yürüyüşe katılan ve başına aldığı darbeler nedeniyle beyin ameliyatı geçirmek zorunda kalan 21 yaşındaki Alfie Meadows'un "polisle çatışmak isteyen bir grubun öncülerinden" olmakla suçlandığını aktarıyor.

Hakkında açılan davanın duruşmasında, şiddete başvurduğunu reddeden Meadows, polisin cop darbeleriyle başından yaralandığını söylüyor.

Devam edecek olan davada, yürüyüşe katıldığı sırada felsefe lisansı yapmakta olan Alfie Meadows ile birlikte şiddete başvurmak suçlamasıyla dört kişi daha yargılanıyor.