Kavurucu sıcağa aldırmıyorlar... İstedikleri sadece bir lokma ekmek... Yola düşüyorlar ama ya hayvanlar tarafından parçalanıyor ya da hastalıktan ölüyorlar.
Abone olSomali'den kavurucu sıcağa aldırmadan yollara düşen ailelerin fertlerinin yarısı yolda ya vahşi hayvanlar tarafından parçalanıyor ya hastalıktan ölüyor ya da kaçırılıyor. Tüm bunlar düşünüldüğünde insanların açlıktan kaçmak için ölüm korkusunu nasıl hiçe saydıkları anlaşılıyor.
Kenya'nın yedi bölgesinden Kuzey Doğu Kenya Bölgesi Somali göçmenlerinin yoğunlaştığı bölge. Zaten dünyadaki en büyük mülteci kampı olarak bilinen Dadaab Mülteci kampı da bu bölgede ve yanında bulunan Kenya kasabasından ismini alıyor. Kuzey Doğu Kenya Bölgesi büyük çoğunluğunun Müslüman olduğu ve yaklaşık 2,3 milyon kişini yaşadığı bir bölge. Buradaki bazı yetkililerden bölgenin Müslüman (ve hatta oldukça mazbut) yapısından dolayı geri bıraktırıldığı iddialarını dinliyoruz.
MÜSLÜMANLAR KİMLİK ALAMIYOR
Zaten bu şehre kadar gelen asfalt yol, kuzeye yani kampa doğru bir kaç kilometre gidince yerini Dakar rallisi parkurunu andıran toprak, kum karışımı bir yola bırakıyor. Göçmen kampına giderken yapımı yarım gibi gözüken asıl yol yerine, zaman zaman ağaçlık alanların içi kullanılıyor. 130 kilometrelik yol, hoplaya zıplaya çukurlara düşe düşe 3-4 saate ancak alınıyor. Ayrıca, buradaki bölge insanının kimlik sorunları olduğunu da öğreniyoruz. Müslüman nüfusun ne kadar olduğu üzerine de bir tartışma var. Müslümanlar '10 milyon nüfusumuz var' derken resmi yetkililer ülkede 4 milyon nüfusun olduğunu farz ediyorlar. Müslümanları haklarını aramak için kurulduğu söylenen Kenya Müslümanları Yüksek Konseyi yetkilisi bir kimlik almanın bile büyük sorun oluşturduğunu söylüyor.
ÖLENLER İSTATİSTE YOK
Açlıktan kaçan göçmenlerin uzun yürüyüşü tam bir dram. Yüzlerce kilometre kat edip bölgeye ulaşanlar var. Yollarda hayatlarını kaybedenler istatistiklere bile girmiyor. Yolda kaybolan ve kaçırılan yüzlerce insan olduğu da söyleniyor. Göçmenlerin kampa ulaşabilmeleri için vahşi hayvanlar ve insan vahşileri arasından geçip gelmesi gerekiyor. Bu uzun yürüyüş esnasında tüm alileler mutlaka bir veya daha fazla ferdini kaybediyor. Kavurucu sıcakta yola çıkan ailelerin tümünün çocuklu oluşu gözönüne alınırsa, bu yolculuğun ne kadar ölümcül olduğu anlaşılabilir. Ormanlar ve ovalardaki her tür vahşi hayvan da cabası... Bölgede görüştüğümüz yetkililer, Kenya'nın bu bölgesinin de kıtlık ve açlığın pençesinde olduğunu söylüyor. Hayvancılıkla geçinen ve normal şartlarda iyi yaşama sahip bölge halkının hayvanlarının yüzde otuzu telef olmuş. Su kaynakları kurumuş. Yollar iskelete dönüşmüş ve ölmeyi bekleyen hayvanlarla dolu. Dolayısıyla Kenya'nın bu bölgesindeki kıtlık ve açlığı da göz ardı etmemek gerekiyor. Buralardaki insanlar da yardıma muhtaç yani.
ÖNCELİK SOMALİ'YE
Bu bölgedeki Kenyalı yetkililerin dikkat çektiği en önemli hususlardan birisi de Somali'den göçün durdurulması için uluslar arası toplumun seferber olması gerektiği... "Bu iki şekilde olabilir" diyor yetkililer. Kısa dönemde göç akınının durdurulabilmesi için insani yardımların Somali içerisine ulaştırılması gerekiyor. Kıtlığın en fazla vurduğu bölgelere yeterli yardım yapılırsa o insanlar da ölümcül uzun yürüyüşe kalkışmazlar. Kenyalı yetkililer hatta tüm yardımların Somali'ye yönlendirilmesi taraftarı. Uzun dönem de ise Somali'ye barış gelmeden bu felaketin sürüp gideceğini söylüyor ismini vermek istemeyen bir Kenyalı yetkili... Zaten dünyanın en büyük mülteci kampı olan Dadaab iç savaştan kaçan Somalililer için 1991 de kurulmuş. Somali'de barış için Afrika Birliği'nin zayıf kaldığını iddia eden yetkililer uluslar arası toplum özellikle de Müslüman ülkelerin Somali'de gerçek ve samimi bir barış için çalışmasının şart olduğunun altını çiziyorlar.
Bizimde buradaki üst düzey yetkililerden aldığımız bilgilerle edindiğimiz izlenim, kısa dönemde göçmenler ve açlığın pençesindeki insanları hayatta tutmak için insani yardımlara acilen çok büyük ağırlık verilmesi yönünde... Ne kadar erken davranıp aç insanlara ulaşabilirsek o kadar hayatı kurtarabileceğiz. Ancak meselenin kökten halledilmesinin çözümü Somali'de barışı tesis etmekten geçiyor. Barış gelmezse açlık bitse bile ölümler sürecek.
YÜZ MÜLTECİ AÇLIKTAN ÖLDÜ
Libya'dan kaçan mültecileri taşıyan küçük bir teknede 100 kişi öldü. İtalyan Ansa ajansının haberine göre, İtalya'nın Laümpedusa adasına gelen teknedeki trajediden kurtulan Faslı bir kadın göçmen, tekneye 300 kişi bindiklerini, yüz kişinin hayatta kalmayı başaramadığını, cesetleri denize atmak zorunda kaldıklarını anlattı. İtalyan medyasına göre de Afrikalı işçileri taşıyan teknede 36 saati aşkın süre seyahat eden göçmenler açlık ve susuzluktan öldüler.
KITLIK İÇİN EK YARDIM ÇAĞRISI
Uluslararası Kızılhaç Komitesi, Somali'de açlıktan etkilenenler için 67 milyon İsviçre frankı ek yardım çağrısında bulundu. Merkezi İsviçre'nin Cenevre kentinde bulunan Kızılhaç tarafından yapılan açıklamada, Somali'nin çeşitli bölgelerinde açlıktan etkilenen 1,1 milyon insana yardım etmek için istenen 67 milyon franklık yardımla, örgütün bu yıl Somali için ayırdığı bütçenin 120 milyon franka çıkacağı belirtildi.
90 GÜNDE 29 BİN ÇOCUK ÖLDÜ
Afrika Boynuzu'nda yaşanan kıtlığın boyutları her geçen gün daha da dramatik bir hal alıyor. Somali'den açlık ve kuraklık nedeniyle her geçen gün yüzlerce insan yaşamını yitiriyor. Yaşamını yitirenlerin büyük bölümünü ise çocuklar oluşturuyor. ABD'nin insani yardım görevlisi Nancy Lindborg yaptığı açıklamada, açlık nedeniyle Somali'nin güneyinde son 90 günde 5 yaşın altında 29 binden fazla çocuğun yaşamını yitirdiğin açıkladı. Somali'de 3 bölgeyi daha "açlık bölgesi' olarak ilan eden Birleşmiş Milletler ise ülkede ölüm oranının normal zamandan 15 kat daha fazla olduğunu bildirdi. Çocuklar beslenme yetersizliğine bağlı olarak gelişen organik hastalıklar ya da bağışıklık sisteminin zayıflaması nedeniyle salgın hastalıklar nedeniyle yaşamını Bölgede bulunan sivil toplum örgütü temsilcileri, açlık ve yokluğa daha fazla dayanamayan ailelerin büyük bölümünün özelllikle bakıma muhtaç bebeklerini yanlarına alarak yola çıktıklarını belirtiyor.
YÜZLERCE KİLOMETRE YÜRÜYORLAR
Bir yardım görevlisi, "Ancak hava sıcak. Yolda kötü koşullar var. Aileler aç ve susuz halde yüzlerce kilometre yürümek zorunda kalıyor. Bu amansız yolculuğa zaten bünyeleri zayıf düşen bebekler dayanamıyor" şeklinde konuştu. Kimi ailelerin üzücü denilebilecek bir seçim yaptığını da dile getiren yardım görevlileri şöyle konuştu: "Güçsüz olan çocuklar köylerinde bir yakının ynında bırakılabiliyor. Bazı anne ve babalar yürüyebilecek kadar gücü olanları ise yanlarına alıyor. Biz kamplara kadar ulaşabilen bebeklere öncelikle besin takviyesiyle normale döndürmeye çabalıyoruz."
BEBEKLERİN YAŞAMI TEHDİT ALTINDA
Çocuk Vakfı; çocukları, gönüllü çocuk dostlarını, sivil toplum kuruluşlarını, yerel yönetimleri, devlet kuruluşlarını, meslek odalarını, bankaları, siyasi partileri ve medya kuruluşlarını Afrika'ya yardıma davet etti. Vakıf Başkanı Mustafa Ruhi Şirin, Afrika Boynuzu'ndaki kuraklık ve açlıktığın 13 milyon kişinin hayatını tehdit ettiğini 2 milyon çocuğun ise açlık sınırı altında olduğunu söyledi. Şirin, çocuklar için acil olarak süt, yüksek enerjili bisküvi ve yiyeceğe ihtiyaç olduğunu, hamile kadınlara yönelik acil besin ve yiyecek yardımı gerektiğini vurgulayadı. Şirin, "Afrika'nın bugün yaşadıklarıyla bütün insanlığın yüzleşmesi gerekir. Afrika'yı sömürenler başta olmak üzere, dünya sistemi hala izleyici durumunda. Afrika sarmalının bütün insanlığın sorunudur" dedi. Vakıf yardım kapmanyalarını bireylere duyurmak için 30 ekime kadar 1milyon elektronik posta göndermeyi hedefliyor.
BAŞBAKAN ERDOĞAN'DAN SOMALİ'YE YARDIM ÇAĞRISI
Somali'de yaşananların gözardı edilmemesi gerektiğini belirten Erdoğan'dan da 'acil çağrı' geldi; "Somali'de küçük bir çocuğu doyurmak, bir yetimin yüzünü güldürmek, bir annenin acısını dindirmek, bir babanın yüreğine su serpmek bizim elimizde. Son 60 yılın en ağır kuraklığıyla boğuşan Somali'deki kardeşlerimizin yardımına koşmak isteyen herkesi, bu kampanyaya destek olmaya çağırıyorum" dedi.
Erdoğan'ın mesajları şöyle:
'RAMAZAN ŞEFKAT AYIDIR' YÜREKLERİNE SU SERPECEK: Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) ve Kızılay'ın SABAH'la dayanışma içinde düzenledikleri Somali'ye yardım kampanyasını can-ı gönülden destekliyorum. Somali bugün maalesef iç savaşların, açlığın, susuzluğun, kıtlığın, kuraklığın, fakirliğin pençesi altında yaşıyor. Somali halkı umut ve hasretle, başka ülkelerden gelecek yardımları bekliyor. İnanıyorum ki ülkemizde başlatılan bu kampanya, Somali halkının yüreğine bir nebze de olsa su serpecek; hayata tutunmaları için umut ışığı olacaktır.
MAZLUMLARLA DAYANIŞMA İÇİNDE OLMALIYIZ: Biliyorum ki, aziz milletimizin yüreği merhamet doludur. Millet olarak bu ay çok daha hassas olacağımızdan da eminim. Mübarek Ramazan ayı içinde, yoksul, muhtaç ve mazlumlarla dayanışma içinde olmalıyız. Zira Ramazan, yoksulların özellikle gözetildiği bir şefkat, merhamet ve sevgi ayıdır.
DÜNYAYA MERHAMET TAŞIMALIYIZ: Bizler, köklü bir vakıf medeniyetinin bugünkü temsilcileri olarak, ulaşabildiğimiz her yere, dünyanın dört bir yanına iyilik ve merhamet taşımalıyız. Ne mutlu ki, Türkiye bugün dünyanın umut ülkesi, merhamet adası olarak anılıyor. Aynı şekilde insanımız da zaten kimsesizlerin kimsesi olarak, çaresizlerin umudu olarak, bütün dünyaya örnek teşkil ediyor; gücünün, gönlünün yettiğince dünyanın yaralarını sarmak için gayret gösteriyor.
ACILARI DİNDİRMEK BİZİM ELİMİZDE: Bütün vatandaşlarımıza; en başta da sivil toplum örgütlerimize, işadamlarımıza, hayırseverlerimize çağrıda bulunmak istiyorum. Bizler, komşusu açken tok yatmayı kendine zül sayan bir anlayışın mensuplarıyız. Somali'de küçük bir çocuğu doyurmak, bir yetimin yüzünü güldürmek, bir annenin acısını dindirmek, bir babanın yüreğine su serpmek bizim elimizde. Son 60 yılın en ağır kuraklığıyla boğuşan Somali'deki kardeşlerimizin yardımına koşmak isteyen herkesi, bu kampanyaya destek olmaya çağırıyorum. Bu vesileyle, tüm vatandaşlarımızın rahmet, bereket ayını da tebrik ediyorum.